351 results on '"Mechanical Engineering"'
Search Results
2. The effects of cutting conditions on surface integrity in micro machining of magnesium alloys
- Author
-
Aydin, Umut, Ay, Mustafa, Etyemez, Ayhan, Makine Mühendisliği (Türkçe) Anabilim Dalı, and Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Makine mühendisliği ,Magnesium alloys ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Engineering Sciences ,Magnesium ,Makine Mühendisliği ,Roughness ,Milling ,Mechanical engineering ,Mühendislik Bilimleri - Abstract
MAGNEZYUM ALAŞIMIN MİKROFREZELENMESİNDE KESME ŞARTLARININ YÜZEY BÜTÜNLÜĞÜNE ETKİLERİNİN İNCELENMESİMikro işleme, üç boyutlu ve karmaşık geometriye sahip mikro ölçekte bulunan ürünlerin, mühendislik malzemeleri kullanılarak, dar toleranslarla ve yüksek hassasiyetle üretilmesini sağlayan imalat yöntemidir. Bu çalışmada, magnezyum alaşımı malzemenin mikro frezeleme kesici takımlarla frezelemesinde ilerleme, kesme hızı ve talaş derinliğinin kesme kuvvetlerine etkisi araştırılmıştır. Deney tasarımında Taguchi metodu kullanılmıştır. Bu metot ile deneylere harcanacak zaman ve maliyetten tasarruf edilmiş, deney sonuçlarında elde edilen veriler optimize edilerek iyileştirme gerçekleştirilmiştir. Bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişki matematiksel olarak regresyon analiz yöntemiyle modellenecektir. Her parametrenin elde edilen sonuçlar üzerindeki etkisi varyans analizi (ANOVA) kullanılarak belirlenmiştir. Taguchi yönteminin uygulanacağı bu çalışmada kesme kuvveti ve yüzey pürüzlülüğü minimize edilerek, performans artırılmış ve elde edilen ürünün kalitesi iyileştirilmiştir. Bu çalışma ile magnezyum malzeme, mikro parmak freze ile optimal işlenebilirliği tayin edilmeye çalışılmıştır.--------------------THE EFFECTS OF CUTTING CONDITIONS ON SURFACE INTEGRITY IN MICRO MACHINING OF MAGNESIUM ALLOYSMicro-machining is a method of manufacturing products of micro-scale with three-dimensional and complex geometry, using engineering materials, with narrow tolerances and with high precision. In this study, the effect of cutting, cutting speed and cutting depth on milling of magnesium alloy material by micro-milling cutting tools was investigated. Taguchi method was used for experiment design. With this method, the time and cost to be spent on the experiments were saved, and the data obtained in the experimental results were optimized, and improvement was carried out. The relationship between the dependent and independent variables will be modelled mathematically by regression analysis method. The effect of each parameter on the results was determined by using variance analysis (ANOVA). In this study where the Taguchi method is applied, the cutting force and surface rougness are minimized, the performance is increased, and the quality of the product is improved. In this study, it has been tried to determine the optimal workability of magnesium material with a micro endmill machining.
- Published
- 2019
3. Perçinsiz sac bağlantılarının mekanik özelliklerinin belirlenmesi
- Author
-
Turan, Murat, Çetkin, Ahmet, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği ,Skin rivets - Abstract
Bu araştırmada, Türk otomotiv sektörünün yenilerde tanıştığı sac birleştirme yöntemi olan form punta birleştirme yönteminin TS EN 10346 sacların üzerindeki uygulamaları incelenecektir. Endüstriyel sanayi kollarında, özellikle otomotiv sanayisinde birleştirme maliyetlerini azaltmak ve estetik bir görünüm elde etmek için son yıllarda tercih edilen form punta sac birleştirme yöntemi, ek bir bağlantı elemanına ihtiyaç duyulmaksızın sac levhaları birleştirme yönetimidir. Yöntemin vida, perçin gibi yabancı ara parça ve ek materyallere ihtiyaç duymadan, birleştirilecek levha malzemelerin sadece kendisini şekillendirerek birleştirme avantajı bulunmaktadır. Punta form sac birleştirme metodunu kullanarak, özellikle perçinli birleştirme yönetiminde ortaya çıkan ara parça ihtiyacı, kaynaklı birleştirmedeki kalifiye işçi maliyeti, iş güvenliği ve iş sağlığı üzerindeki istenmeyen durumların ortadan kaldırılmasını sağlamaktadır. Özellikle otomotiv endüstrisindeki robotik kullanımına da uygun olan bu yöntem sayesinde, farklı kalınlıkta ve farklı özellikteki sac levhaların birleştirilmesi, maliyet avantajı ve enerji kazanımı da sağlayacaktır.Otomotiv endüstrisinde gövde ve diğer aksesuarlarında kullanılan Erdemir 1312 kalite sacların (TS EN 10346), punta form birleştirme yöntemiyle birleştirilmesi ile oluşan bağlantıların mekanik özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Birleştirilen numunelere TS EN ISO 14273 standardına göre kesme deneyi ve TS EN ISO 14270 standardına göre mekanize soyma deneyi uygulanmıştır. In this study, the applications of the Clinching technic, which is the sheet metal joining method that Turkish automotive industry has recently met, will be examined on TS EN 10346 sheets. In the industrial industry, especially in the automotive industry, in order to reduce the cost of joining and to achieve an aesthetic appearance, the preferred method of tacking sheet metal joining method is the management of joining of sheet metal without the need for an additional fastener. The method has the advantage of joining only the sheet materials to be joined, without the need for foreign and additional materials such as screws, rivets. Using the clinching method, the need for parts, especially in the management of riveted jointing, eliminates the undesirable situations on the part of skilled workers in the welded joint, occupational health and safety. This method, which is also suitable for the robotic use in the automotive industry, will enable the combination of sheet metal of different thicknesses and different properties, cost advantage and energy recovery.In order to examine the mechanical properties of the joints formed by the joining of Erdemir 1312 quality sheets (TS EN 10346), which are used in body and other accessories in the automotive industry with the clinching method, the samples prepared in accordance with the standards were combined with the joining method. Shearing test according to TS EN ISO 14273 standard and mechanized peeling test according to TS EN ISO 14270 standard have been applied to the joined samples.
- Published
- 2019
4. Experimental investigation of machinability in turning of ductile cast iron ggg-70 using minimum quantity lubrication technique
- Author
-
Sertsöz, Şafak, Kaçal, Alaattin, and İleri Teknolojiler Ana Bilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Turning ,MMY ,Takım Aşınması ,Mechanical Engineering ,Tornalama ,Technical Education ,Yüzey Pürüzlülüğü ,Makine Mühendisliği ,Tool Wear and Surface Roughness ,MQL - Abstract
Bu çalışmada, talaşlı imalatın önemli operasyonlarından olan tornalamada minimum miktarda yağlama (MMY) şartlarının işlenebilirlik üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Bu kapsamda, MMY içine nano boyutlu katı yağlayıcı MoS2 karıştırılmış ve GGG 70 küresel grafitli dökme demir tornalanmıştır. Yüzey pürüzlülüğü, takım aşınması ve talaş geometrileri incelenmiş ve nano-MoS2'nin işlenebilirlik üzerine etkileri araştırılmıştır. Kesme deneyleri 350 m/dak kesme hızı, 0,2 mm/deir ilerleme ve 4 mm kesme derinliğinde yapılmıştır. Kuru kesme, geleneksel soğutma, MMY ve 3 farklı oranda nano-MoS2 katkılı MMY şartlarında elde edilen yüzey pürüzülülüğü (Ra, Rz) değerleri kesici takım aşınmaları ve talaş oluşumları incelenmiştir. MMY sisteminde 3 farklı basınç ve 2 farklı debi değiken olarak belirlenmiştir. Ra ve Rz sonuçlarının ve bunların deney parametreleri ile olan ilişkilerinin belirlenmesi için varyans analizi, Dunnet ve Tukey testi gibi bir dizi istatistiksel işlem yapılmıştır. Kuru tornalama şartlarında en yüksek ortalama Ra değeri elde edilmiştir. Normal püskürtme, MMY ve nano MoS2 katkılı MMY şartlarında pürüzlülük değeri azalmıştır. Ra değerinde kuru işleme şartlarına göre % 37 değerinde, Rz değerinde ise % 39 oranında bir azalma elde edilmiştir. Takım aşınmaları üzerine nano-MoS2 katkısının olumlu etkileri olmuştur., In this study, the effects of minimum amount of lubrication (MQL) conditions on machinability in turning, which are important operations of machining, have been investigated. In this context, the MQL is mixed with the nano-sized solid lubricant MoS2 and the GGG 70 spheroidal graphite cast iron is turned. Surface roughness, tool wear and chip geometry were investigated and the effects of nano-MoS2 on machinability were investigated. Shear tests were performed at a cutting speed of 350 m / min, a feed rate of 0.2 mm / s and a cutting depth of 4 mm. Surface roughness (Ra, Rz) values obtained in MQL conditions with dry cutting, conventional cooling, MQL and 3 different nano-MoS2 additions were investigated for cutting tool wear and chip formation. In MQL system, 3 different pressures and 2 different flow rates were determined. A number of statistical procedures such as variance analysis, Dunnet and Tukey test were performed to determine the relationship between Ra and Rz results and their relation to experimental parameters. The highest average Ra value was obtained under dry running conditions. In MQL conditions with normal spray, MQL and nano MoS2 addition, the roughness value is reduced. A reduction of 37% in R a and 39% in R z has been achieved according to dry processing conditions. The contribution of nano-MoS2 on tool wear has been positive.
- Published
- 2018
5. Perlit ve pomzadan üretilen filtrelerin is partikülleri üzerine etkisinin deneysel araştırılması
- Author
-
Yüksel, Erkan, Turhan, Hüseyin, and Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Metalurji Mühendisliği ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Metallurgical Engineering ,Makine Mühendisliği - Abstract
Günümüzde motorlu araç sayısının her gün artması doğaya salınan emisyon gazı oranını her geçen gün arttırmaktadır. Bu durum dizel partikül filtrelerinin önemini her geçen gün arttırmaktadır. İçten yanmalı dizel motorların atmosfere yaydığı zararlı gazların miktarının azaltılması amacıyla kullanılmaktadır. Motorda yanma sonucunda açığa çıkan zararlı gazlar partikül filtrelerindeki çapraz sistemlerden geçerek egzozdan dışarı atılmaktadır. Bu gazlar çapraz sistemde ilerlerken gözenekli partikül filtresinden geçer. Yanma sonucunda açığa çıkan gazlar ve diğer zararlı atıklar gözeneklere takılır ve partikül filtresinde biriktirilir. Firmalar egzoz emisyon değerlerini düşürmek amacıyla farklı malzemeler kullanarak yeni filtreler üretmeye çalışmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı pomza, perlit ve pomza ile perlit karışımı kullanılarak oluşturulan üç farklı filtre kullanılarak oluşturulan konvertörlerin emisyon değerleri üzerindeki etkisini incelemektir. Araştırma sonucunda duman koyuluk (islilik) oranının yük miktarıyla doğru orantılı bir şekilde arttığı, dizel partikül filtrelerinde genleştirilmiş perlite oranla, pomza taşı kullanımının duman koyuluk (islilik) oranını daha fazla azalttığı ve sıcaklık değerleriyle doğru orantılı olarak filtreleme özelliğinin arttığı tespit edilmiştir.Anahtar Kelimeler: Dizel Partikül Filtresi, Perlit, Pomza, Konvertör, Duman Koyuluğu Today, the number of motor vehicles increases day by day, increasing the rate of emissions of gas to the environment day by day. This increases the importance of diesel particulate filters day by day. It is used to reduce the amount of harmful gases that internal combustion diesel engines deliver to the atmosphere. The harmful gases, which are ignited in the combustion result of the motor, pass through the cross-systems in the particulate filters and are discharged from the exhaust. These gases pass through the porous particle filter while traveling in the cross-system. The gases and other harmful wastes that are released in the combustion are attached to the pores and deposited in the particle filter.Firms are trying to produce new filters using different materials in order to reduce exhaust emission values. The aim of this study is to investigate the effect of converters formed using pumice, perlite and pumice and perlite mixture on the emission values of three different filters.As a result of the study, it was determined that the ratio of smoke darkness increased proportionally with the amount of load, the ratio of expanded perlite in diesel particulate filters decreased the smoke darkness ratio of pumice stone and increased the filtering property in proportion to the temperature values.Key Words: Diesel Particulate Filter, Perlite, Pumice, Converter, Fume Darkness 74
- Published
- 2018
6. Enjeksiyon kalıplama parametrelerinin şekil hafızalı poliüretan üzerine etkilerinin araştırılması
- Author
-
Katmer, Şükran, Karataş, Çetin, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Polimer Bilim ve Teknolojisi ,Polymer Science and Technology ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Şekil hafıza etkisi, malzemenin sıcaklık, nem, pH, elektrik akımı, manyetik alan, ışık gibi bir uyarıcıyla karşılaştığında tepki olarak şekil değiştirme kabiliyetidir. Enjeksiyon kalıplama hâlihazırda plastiklerden ürün/parça üretilmesinde kullanılan en yaygın yöntemdir. Enjeksiyon kalıplama parametrelerinin plastiklerin çarpılma, çekme, kalıntı gerilme, boyut kararlılığı, çekme dayanımı, vb. özelliklerini etkilediği bilinmekte ancak, kalıplanan şekil hafızalı parçalara enjeksiyon kalıplama parametrelerinin etkileri bildiğimiz kadarıyla henüz belirlenmemiştir. Bu çalışmada, enjeksiyon kalıplama parametrelerinin (enjeksiyon basıncı, enjeksiyon sıcaklığı, kalıp sıcaklığı, ütüleme basıncı, ütüleme süresi ve soğutma süresi) sıcaklığa duyarlı şekil hafızalı termoplastik poliüretan parçaların özelliklerine etkileri araştırılmıştır. Kalıplanan numunelerin şekil hafıza, çekme oranı, çarpılma ve kalıntı gerilme özellikleri incelenmiştir. Sonuçlar, kalıp ve enjeksiyon sıcaklığı parametrelerinin kalıplanan parçaların şekil hafıza özellikleri üzerinde birinci derecede etkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca, soğutma süresinin parçalardaki çekme, çarpılma, kalıntı gerilme ve kalıcı şekil kararlılığı üzerinde en etkili parametre olduğu bulunmuştur. Soğutma süresi arttıkça parçalardaki çekme ve çarpılma azalırken, kalıcı şekil kararlılığı artmıştır. Korelasyon analizi sonucunda, çekme ile çarpılmanın doğru, çarpılma ile basma kalıntı gerilmelerinin ise ters ilişkili olduğu tespit edilmiştir. The shape memory effect is the ability of shape changing as a response when the material is exposed to an external stimulus such as temperature, moisture, pH, electric current, magnetic field, light etc. Injection moulding is currently the most common method which is used to produce parts/products from plastics. It is known that injection moulding process parameters have influences on the properties of the plastic parts such as warpage, shrinkage, residual stress, dimensional accuracy, tensile strength etc. On the other hand, to the best of our knowledge, the effects of injection moulding parameters on the moulded parts having shape memory have not been determined yet. In this study, the effects of injection moulding parameters (i.e. injection pressure, melt temperature, mould temperature, packing pressure, packing time and cooling time) on properties of temperature sensitive thermoplastic shape memory polyurethane parts were investigated. The properties of shape memory, shrinkage ratio, warpage and residual stress of the moulded parts were examined. The results showed that the mould temperature and the melt temperature have significant effects on shape memory properties of the moulded parts. Also the cooling time was determined to be the most influential parameter on shrinkage, warpage, residual stress and permanent shape accuracy of the parts. As the cooling time was increased, permanent shape accuracy increased while the shrinkage and warpage decreased. It was concluded that there was a proportional relationship between shrinkage and warpage and inverse relationship between warpage and compression residual stress by corelation analysis. 98
- Published
- 2017
7. Ç 8640 çeliğinin frezelenmesinde helis açısının işlenebilirlik kriterine etkisinin incelenmesi
- Author
-
Önder, Ahmet, Çiftçi, İbrahim, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Bu çalışmada, Ç 8640 çeliğinin frezelenmesinde helis açısının ve kesme hızının işlenebilirlik kriterlerine etkisi deneysel olarak araştırılmıştır. Kesici takım helis açısı ve kesme hızının kesme kuvveti, yüzey pürüzlülüğü ve takım aşınması üzerindeki etkileri belirlenmiştir. Deneylerde, 10 mm çapında 4 ağızlı 35° ve 45° helis açılarına sahip iki farklı geometride kaplamalı karbür parmak freze kullanılmıştır. Kemse parametreleri olarak 4 farklı kesme hızı (50- 60-70-80 m/dk) kullanılmıştır. İlerleme değeri (0,1 mm/diş) ve kesme derinliği (1 mm) sabit tutulmuştur. Kesme kuvvetleri dinamometre yardımıyla ölçülürken yüzey pürüzlülüğü ölçümü için yüzey pürüzlülük cihazı, takım aşınması için de hassas ölçüm yapabilen bir takım mikroskobu kullanılmıştır. Deneyler sonucunda kesici takımda oluşan aşınma miktarı, kesme kuvveti ve yüzey pürüzlülük değerleri belirlenmiştir. En düşük kesme hızında en yüksek yüzey pürüzlülük değeri elde edilmiştir. Düşük helis açısına sahip kesici takımda daha az aşınma gerçekleşmiştir. Ayrıca, düşük helis açısına sahip kesici takımla elde edilen yüzey pürüzlülük değerleri daha düşük olmuştur. In this study, the influence of helix angle and cutting speed on cutting force, surface roughness and tool wear was investigated experimentally when end milling of AISI 8640 steel. Two different coated carbide end mills of 10 mm diameter having 35° and 45° helix angles were used as the cutting tools. Both the end mills had 4 flutes. End milling tests were carried out at 4 different cutting speeds (50, 60, 70 and 80 m/min). Feed rate and depth of cut were kept constant at (0.1 mm/tooth) and 1 mm, respectively. Cutting forces were measured using a dynamometer and a surface roughness measuring device was used to measure surface roughness. To measure tool wear, a toolmaker's microscope was used. The lowest cutting speed led to the highest surface roughness. Low helix angle resulted in lower tool wear. In addition, low helix angle also resulted in lower surface roughness values. 89
- Published
- 2016
8. Ön gerilme altındaki kaynaklı metal malzemelerin talaşlı şekillendirilmelerinin sonlu elemanlar analiziyle modellenmesi
- Author
-
Sari, Mehmet, Akkuş, Nihat, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Kaynak işlemine tabi tutulan metal malzemelerde kaynak ısısı nedeniyle kalıntı gerilmeler ve distorsiyonlar gibi mekanik sorunlar baş gösterir. Kaynak operasyonu sonrasında bütün bu olumsuz durumların önüne geçmek için ilave uygulamalar yapılması gerekmektedir. Bu amaçla kaynak işlemi yapılan parçalardaki kalıntı gerilme ve çarpılmaları kestirmek mühim bir araştırma alanı olmuştur. Sonuç elde etmek için deneysel çalışmalar yapmak en çok başvurulan yöntemlerden biridir. Fakat yalnız başına deneyler, kaynak ısısının tesiri altında olan malzemelerin karmaşık davranışlarına neden olan unsurları araştırmaya ve bu unsurların tüm etkisini birbirlerinden ayrıştırmaya yeterli bir çözüm değildir. SEA yöntemi ile yapılan modelleme işlemi, kaynak işleminin simülasyonunu fiziksel kurallara göre yapar. Böylece malzemede oluşan şekil değişimlerini ve malzemenin maruz kaldığı gerilmeleri tespit etmek deneysel yöntemlere oranla, zaman ve maliyet zorluklarını ortadan kaldırır.Bu çalışmada, T kaynak ile birleştirilen Ç1045 imalat çeliğinde meydana gelen artık gerilmeler ve bu gerilmelerle yüklenmiş parçanın değişik yerlerinden talaş kaldırmanın, parça üzerindeki artık gerilmeleri nasıl etkilediği ardışık sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz neticesinde en yüksek artık gerilmelerin kaynak bölgesine yakın yerlerde olduğu görülmüştür. Kaynak işlemi sonucu ön gerilme ile yüklenmiş parçadan talaş kaldırılan bölge kaynak bölgesine yakınlaştıkça gerilmelerin değişimi üzerinde daha fazla etkili olduğu gözlenmiştir. Mechanical problems such as distortions and residual stresses form due to heat generation in the welding process of metallic materials. Residual stresses and distortions occur because of local shrinkage during cooling in the welding process. There is a necessity to do some post-treatments after welding in order to prevent all these undesirable situations. Therefore prediction of residual stresses and distortions on the welded parts has given attention by researchers as an important research topic. One of the most significant way to take results is carrying out experiements. But only experimental procedure is not enough to examine the factors of complex behaviour of parts being exposed to welding heat and seperate these factors combined effects. Modelling with Finite Element Method(FEM) simulate the processes using physical rules for welding and machining processes. Thus establishing displacement and stresses after these processes via FEM saves time and lowers cost compared to experimental procedure. In this study, change of residual stress and distortion after machining of welded Ç1045 steel T-joints parts simulate sequentially usin FEM. Results have shown that the highest residual stress occured near the welding seam. After machining of welded parts residual stresses resulted with the almost same as only welded parts. 88
- Published
- 2016
9. Açılı derin çekme kalıplarında sıcaklığın limit çekme oranına etkisinin araştırılması
- Author
-
Taşdemir, Vedat, Özek, Cebeli, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Derin çekme işlemi oldukça geniş uygulama alanına sahiptir. Bundan dolayı endüstrinin vazgeçilmez metal şekillendirme yöntemlerinden biridir. Özellikle oda sıcaklığında, yüksek mukavemetli ve düşük şekillendirme yeteneğine sahip sac metallerin (Al, Mg, Ti alaşımları vb.) şekillendirilebilirliğinde önemli zorluklar vardır. Bu zorlukları ortadan kaldırmak için son zamanlarda sıcaklık etkisiyle derin çekme çalışmaları hız kazanmıştır. Sıcaklığın yanı sıra, kalıbın şekli ve geometrisi, malzemenin mekanik özellikleri, ilkel parça geometrisi ve büyüklüğü, kalıp-malzeme-baskı plakası arasındaki sürtünme ve yağlama şartları, baskı plakası kuvveti ve kalıp boşluğu gibi faktörler yöntemi doğrudan etkilemektedir. Bu bakımdan yöntemin verimliliği için uygun işlem şartlarının seçimi önemlidir.Bu çalışmada, silindirik kapların açılı derin çekme kalıplarında şekillendirilmesinde, şekillendirme sıcaklığının, kalıp/baskı plakası açısının ve baskı plakası kuvvetinin; limit çekme oranı, zımba kuvveti, kap et kalınlıkları ve kabın sertlik dağılımı üzerindeki etkileri deneysel ve teorik olarak araştırılmıştır. Bunun için, kalıp yüzeylerine 0°, 5°, 10° ve 15° açılar verilerek deneyler 25 oC, 100 oC, 175oC ve 250 oC sıcaklıklarda, 1200 N, 2400 N ve 3600 N baskı plakası kuvvetlerinde ve 4 mm/s sabit zımba hızında gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, kalıp boşluğu 1,35 mm, zımba ve kalıp radyüsleri ise 8 mm sabit alınmıştır. Deneyler, 1 mm kalınlığında EN AW-5754 (AlMg3) malzeme ile kalıp ve iş parçası arasındaki sürtünme kuvvetini düşürmek için MoS2 katı yağlayıcı kullanılarak yapılmıştır.Derin çekme sırasında oluşan çekme kuvvetleri, çekme eksenine yerleştirilen yük hücresi yardımıyla 10-1 saniye aralığında ölçülmüştür. Çekilen kaplardaki kalınlık değişimi 10-4 mm hassasiyetli mikrometre ile tespit edilmiştir. Numunelerin sertlik ölçümleri de hadde doğrultusu boyunca 200 gr yük uygulanarak ( HV 0,2 kg ) yapılmıştır. Çalışma aynı zamanda, sonlu elemanlar metodu (SEM) ile eta/Dynaform paket programında modellenmiştir. Veriler, tam faktöriyel deneysel tasarım yöntemi kullanılarak elde edilmiştir. Deneysel sonuçlar, eta/Dynaform paket program sonuçlarıyla karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak, kalıp yüzeylerine açı vererek yapılan ılık derin çekmenin limit çekme oranı, et kalınlığı, zımba kuvveti ve kabın sertlik dağılımı üzerinde olumlu etkilerinin olduğu, sıcaklık arttıkça limit çekme oranının önemli ölçüde arttığı, et kalınlığının daha homojen hale geldiği, zımba kuvveti ve kabın sertlik değerinin ise önemli ölçüde düştüğü deneysel ve sayısal olarak tespit edilmiştir. SEM ile elde edilen sayısal sonuçların deneysel veriler ile elde edilen sonuçlara yakın oldukları gözlenmiştir. Deneysel sonuçları varyans analizi (ANOVA) metodu ile istatistiksel olarak da değerlendirilmiştir.Anahtar Kelimeler: Ilık Derin Çekme, Sertlik Dağılımı, Açılı Derin Çekme, Limit Çekme Oranı, Sonlu Elemanlar Metodu, ANOVA. The deep drawing process has very wide applications. For that reason, it is one of the most important metal forming process in industry. It is difficult to shape metals such as Al, Mg, and Ti alloys with features of high strength and low forming ability at especially room temperature. The deep drawing investigations have been recently accelerated in order to eliminate these problems. In addition to the temperature, such as the shape and geometry of the die, the mechanical features of the material, the dimensions and geometry of blank, the friction and lubrication between the die-blank-blank holder, the blank holder force and the die cavity have been effecting the process directly. Therefore, it's important to choose the appropriate process conditions for the productivity of the method.In this study, the effects of the forming temperatures, die/blank holder angles and blank holder force on the limit drawing ratio, the punch force, the wall thickness and hardness distribution were investigated both experimentally and numerically in angular deep drawing of cylindrical cups. For this purpose, tests were conducted by giving 0°, 5°, 10° and 15° angles to die/blank holder surfaces at room temperature, 100°C, 175°C and 250°C temperatures. The EN AW-5754 (AlMg3) sheet metal parts in 1 mm in thickness were used as the target material. MoS2 (3-4 µm) was used as a lubricant for the purpose of reducing friction between surfaces.The punching forces during deep drawing operations were recorded by a load cell conducted on the forming axis with 10-1 second intervals. A micrometer in 10-4 mm resolution was used to measure the variations in the wall thickness of the cups. The hardness of the samples was measured by applying a force of 200 g (HV 0,2 kgf) through the rolling direction. The experimental results were also modeled using finite element method. eta/Dynaform computer package program was used for this purpose. Full factorial experimental design method was used to collect the data. The eta/Dynaform results were compared with experimental findings. As a result, it was observed the positive effects on the limit drawing ratio, wall thickness, punch force, and the hardness distribution of the warm deep drawing. It was found out that when the limit drawing ratio was increased from 2,14 to 2,80; the distribution of wall thickness was became more homogeneous and the hardness value of the cup was decreased with the increasing temperature. The FEM model results were in a good agreement with the experimental results. The experimental results were statistically evaluated by analysis of variance (ANOVA) method.Keywords: Warm Deep Drawing, Hardness Distribution, Angular Deep Drawing, Limit Drawing Ratio, Finite Elements Method, ANOVA. 173
- Published
- 2016
10. Biyodizel Yakıtların Yağlayıcılık Özelliklerinin Araştırılması
- Author
-
Önem Koç, Esra, Sekmen, Perihan, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Biyodizel ,HFRR ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Yağlayıcılık ,Pin-on-Disk ,Makine Mühendisliği - Abstract
Dizel yakıttaki kükürt oranının azaltılması işlemi egzoz emisyonları açısından istenilen hedefleri sağlarken yağlayıcılık özelliğinin azalması problemlerini ortaya çıkarmıştır. Araştırmalar, kükürt içermeyen, zehirleyici olmayan, bozunabilir, oksijen içerikli ve yenilenebilir biyodizelin mükemmel yağlayıcılık özelliği sağladığını bildirmektedir. Bu çalışmada, yakıtların yağlayıcılık özelliklerinin belirlenmesinde kullanılan yöntemler incelenmi? ve HFRR metodu ve Pin-On-Disk a?ınma cihazı ile keten tohumu, kavun ve karpuz çekirdeklerinden üretilmi? biyodizel ve dizel yakıtı ile hacimsel olarak %4, %20 ve %50 oranında biyodizel karıştırılarak yakıtlarının yağlayıcılık özellikleri belirlenmiştir. Ayrıca, bu yakıtların dinamik ve kinematik viskoziteleri ile farklı sıcaklıklardaki yoğunlukları ölçülmüştür. Dizel yakıtına biyodizel ilave edilmesiyle yağlayıcılık özelliğinin iyileştiği belirlenmiştir. Dizel yakıtının yağlayıcılık özelliğini iyileştirmek için biyodizel ilavesinin önerilmesi aynı zamanda kendisinin de bir yakıt olmasıdır. The reduction of sulphur rates in fuel has provided expected goals in the view of exhaust emissions but this reduction has lead to negative results such as lubrication problems of engine apparatuses which are lubricated by fuel. The researches has shown that biodiesel, sulphur free, non toxic , biodegrodoble and renewable and containing oxygen, provides a perfect lubrication for the engines. In this study, the lubrication features of biodiesel and diesel fuels which were produced from flax, melon and water melon seeds and biodiesel concentrations in rates of 4%, 20% and 50% has been compared ; kinematic viscosities of these fuels have been measured and densities in different heats has been evaluated. HFFR test was made by MAM (Marmara Research Center) and it has been observed that lubrication of biodiesel which are produced from flax, melon and watermelon has reasonably increased.
- Published
- 2015
11. AA 7075 ve AA 2024 alüminyum malzemelerine delik delinmesinde soğutma yöntemlerinin işleme performansına etkilerinin incelenmesi
- Author
-
Çakir, Ayşegül, Şeker, Ulvi, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Talaşlı imalat işlemlerinde kullanılan kesme sıvısı miktarının kontrolü, hem doğaya ve insan sağlığına olan etkisi açısından hem de toplam üretim maliyeti açısından çok önemlidir. Kesme sıvısının olumsuz etkilerini yok etmek, üretim maliyetini düşürmek ve ürün kalitesini artırmak için son yıllarda kullanılan Minimum Miktarda Yağlama (MMY) yönteminin incelendiği bu çalışmada, AA7075 ve AA2024 alüminyum alaşımları dört farklı soğutma yöntemi (içten MMY, dıştan MMY, geleneksel soğutma ve basınçlı havayla soğutma), dört farklı kesme hızı (100, 125, 150, 175 m/dk) ve dört farklı ilerleme (0,10, 0,15, 0,20, 0,25 mm/dev) kullanılarak delik delme işlemine tabi tutulmuştur. Teknik kısıtlarla ilgili olarak dört soğutma yöntemi iki ayrı tezgahta uygulanabildiği için, tezgah faktörünün belirlenebilmesi adına kuru kesme şartlarında ek deneyler yapılmıştır. Yapılan ek deneylerde üç farklı takım tezgahı (EcoSpeed-ES, DS Droop Rein-PMM ve Mori Seiki-MS), üç farklı kesme hızı (100, 125, 150 m/dk) ve üç farklı ilerleme (0,10, 0,15, 0,20 mm/dev) kullanılmıştır. Soğutma şartlarının karşılaştırıldığı ana deneyler ve tezgah faktörünün karşılaştırıldığı ek deneyler Taguchi deney tasarımına göre yapılmıştır. Deneyler sonunda deliklerin yüzey pürüzlüğü, çaptan sapma, dairesellikten sapma ve silindiriklikten sapma olmak üzere delik kalitesinin yanında, kesici takımlara etki eden ilerleme kuvvetleri ve momentler incelenmiştir. Elde edilen verilere ANOVA ve Sinyal/Gürültü (S/N) testleri yapılarak değerlendirilmiştir. Deneyler sonunda çıktı parametrelerini en çok soğutma yöntemlerinin etkilediği tespit edilmiştir. En düşük değerler geleneksel soğutma uygulamasında gözlenirken, içten MMY uygulamasında elde edilen sonuçların geleneksel soğutma yöntemine çok yakın olduğu görülmüştür. İlerlemelerdeki artış tüm çıktı parametrelerinde genelde artışa neden olurken, kesme hızının çıktı parametreleri üzerindeki etkisi daha belirsiz olmuştur. AA7075 alaşımından elde edilen sonuçların; kuvvet, moment ve yüzey pürüzlüğünde daha belirgin olmakla birlikte genel olarak çıktı paramatrelerinde, AA2024 alaşımından daha düşük olduğu görülmüştür. Yapılan tekrar deneylerinde tüm çıktı parametreleri için 1. delikten 30. deliğe artış miktarı geleneksel soğutma ve içten MMY uygulamalarında düşük olurken, dıştan MMY ve basınçlı havayla soğutmada daha yüksek olmuştur. Tezgah kıyasının yapıldığı ek deneylerde ise kuru kesme şartlarında elde edilen tüm çıktı parametreleri tüm soğutma yöntemlerinin kullanıldığı uygulamalardan daha yüksek çıkmıştır. ES tezgahında yapılan deneylerden elde edilen sonuçlar PMM tezgahından elde edilen sonuçlara yakın olmakla birlikte PMM tezgahında elde edilen sonuçların % 1-6 daha düşük olduğu görülmüştür. Controlling the amount of the cutting fluid used in machining processes is important in terms of its effects on the environment, human health, and also on the total cost of production. In this study, which the MQL tecnique were investigated, which is used in recent years in order to annihilate the negative effect of cutting fluid, decrease the cost of production and to increase the product quality, the AA7075 and AA2024 aluminum alloys were subjected to drilling process using four different cooling conditions (internal MQL, external MQL, conventional cooling and cooling with pressure air), four different cutting speeds (100, 125, 150, 175 m/min) and four different feed rates (0,10, 0,15, 0,20, 0,25 mm/rev). Because of technical constraint, the four cooling methods can be applied on the two different machine tools, extra experiments were conducted under dry cutting condition in order to determine the factor of machine tools. In the extra-experiments, three different machine tools (EcoSpeed-ES, DS Droop Rein-PMM ve Mori Seiki-MS), three different cutting speeds (100, 125, 150 m/min) and three different feed rates (0,10, 0,15, 0,20 mm/rev) were used. The main experiments in which the cooling conditions were compared and the extra experiments in which machine tools were compared have been performed with respect to Taghuchi experimental design method. At the end of experiments, in addition to the hole quality such as surface roughness of hole, diametrical deviation, ovality and axial deviation, the effect of thrust forses and torques on cutting tools were investigeted. Experimental results were evaluated after being subjected to analysis of Signal/Noise (S/N) and ANOVA. At the end of experiments, it was determined that cooling methods have the most effect on output parameters. It was observed that while the lowest values were found at conventional cooling application, the results from the application of internal MQL were very similar to conventional cooling method. While increased feed rate generally caused increase in all output parameters, the cutting speed has unclear effect on output parameters. It was observed that altough the results obtained from AA7075 aluminium alloy are more clear on thrust force, torque and surface roughness, it was generally lower than that the results obtained from AA2024 alüminyum alloy in the output parameters. At repetition experiments the increase rate from 1st hole to 30th hole for all output parameters was low at the conventional cooling and internal MQL methods while it was high at the external MQL and cooling with pressure air methods. At extra-experiments in which the machine tools were compared, all output parameters obtained under dry conditions were higher than the parameters obtained from the applications with all cooling methods used. The results obtained from PMM machine tool were lower 1-6 % than from those obtained at ES machine tool, altough the results obtained from ES machine tools were close to those obtained from PMM machine tool. 218
- Published
- 2015
12. X38CrMo16 kalıp çeliğinin küresel uçlu parmak freze ile işlenebilirliğinin incelenmesi
- Author
-
Sözer, Lütfi, Gülesin, Mahmut, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
İmalat maliyetlerinin azaltılmasında önemli bir etken olan kesme parametrelerinin doğru seçimi, arzu edilen yüzey pürüzlülüğüne ulaşmayı kolaylaştırmaktadır. İstenilen yüzey pürüzlülük değerleri ancak kesme parametrelerinin iyi bir kombinasyonu neticesinde elde edilebilmektedir. Yapılan bu deneysel çalışmada plastik hacim kalıpçılığında yaygın olarak kullanılan X38CrMo16 (DIN 1.2316) plastik kalıp çeliğinin küresel uçlu sementit karbür parmak freze ile işlenmesi sonucu oluşan yüzey pürüzlülüğü, kullanılan kesici takımlardaki aşınmalar ve talaş kaldırma işlemi sırasında meydana gelen kesme kuvvetleri incelenmiştir. Çalışmada 8 mm çapında kaplamasız ve iki farklı kaplama kalitesine (TiN, AlTiN) sahip üç adet küresel uçlu sementit karbür parmak frezeler kullanılmıştır. İşleme parametrelerinden ise kesme derinliği (ap: 0,4 mm) ve yanal kayma miktarı (ae: 0,4 mm) sabit tutulmuş, üç farklı kesme hızı (Vc: 100, 120, 140 m/dak) ve üç farklı ilerleme miktarı (fz: 0,05; 0,07; 0,09 mm/diş) kullanılmıştır. Deneyler kuru kesme şartlarında, 3 eksen CNC freze tezgahında gerçekleştirilmiş ve deney süresince kesici takımda meydana gelen kesme kuvvetleri ölçülmüştür. Talaş kaldırma işlemi bittikten sonra yüzey kuru hava ile temizlenmiş ve yüzey pürüzlülük değerleri ölçülmüştür. Takım ömrü kıstası olarak kesici takım üzerinde oluşan aşınma izlerinin0,2 mm'ye ulaşması kabul edilmiştir. Bu aşınmalar deneyler sırasında optik mikroskop ile belirli aralıklarda ölçülerek kontrol edilmiş, daha sonra bu aşınmalar taramalı elektron mikroskobunda (SEM) fotoğraflanmıştır. Sonuç olarak artan ilerleme miktarına paralel olarak yüzey pürüzlülüğünün kötüleştiği tespit edilmiştir. En iyi yüzey pürüzlülük değerleri TiN kaplamalı takımda ölçülmüştür. Takım aşınması ile ilgili yapılan deneylerde en iyi performans AlTiN kaplamalı takım da gözlenmiştir. Aşınmaların yanak aşınması şeklinde oluştuğu görülmüştür. Kesici takımlar kesme kuvveti bazında değerlendirildiğinde en iyi performansı gösteren takım TiN kaplamalı takım olmuştur The selection of correct cutting parameter, which is an important factor in decreasing manufacturing cost, makes easy to achieve desired surface roughness. The desired surface roughness values can only be obtained by a good combination of cutting parameters. In this experimental study; surface roughness, cutting forces and tool wear when machining the plastic mold steel X38CrMo16 (DIN 1.2316) which is widely used in the plastics molding with ball end mills have been investigated. In this study, 8 mm diameter uncoated carbide ball-end mill, TiN coated carbide ball-end mill and AlTiN coated carbide ball-end mill were used. Step over (ae: 0,4 mm) and cutting depth (ap: 0,4 mm) of the cutting parameters were kept constant and three different cutting speeds (Vc: 100, 120, 140 m/min) and three different feed rates (fz: 0,05; 0,07; 0,09 mm/tooth) were used. The experiments were performed on a 3-axis CNC milling machine and cutting forces acting on the cutting tool were measured during the experiments. After the machining process was finished, the surface was cleaned by dry air and surface roughness was measured. Cutting tools were worn up to 0,2 mm, the wear was controlled by measuring at regular intervals during experiments with an optical microscope. Then the wear was photographed by a scanning electron microscope (SEM). As a result, it was determined that the surface roughness increased in parallel with the increasing of feed rate. The best surface roughness was measured with the TiN coated tool. In the experiments related tool wear the best performance was observed with AlTiN coated tool. Tool wears were determined as flank wear. When cutting tools are evaluated on the basis of cutting forces, the TiN coated tool showed the best performance. 119
- Published
- 2015
13. Farklı ısıl işlem görmüş formadur 2738 malzemesinin elektro erozyon ile mikro delinebilirliğinin incelenmesi
- Author
-
Yirmibeş, Zafer Selçuk, Dilipak, Hakan, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Bu çalışma Formadur 2738 Malzemesinin EEİ yöntemi ile mikro delinebilirliğinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Formadur 2738 özellikle kalıpçılık ve savunma sanayinde sıklılıkla kullanılan bir malzemedir. Çalışma kapsamında Formadur 2738 malzemesi farklı ısıl işlemlere tabi tutulmuştur. Bu amaçla Formadur 2738 malzemesine normalizasyon (havada ve suda soğutma) ısıl işlemi uygulanmıştır. Daha sonra boşalım akımı, elektrot devir sayısı ve püskürtme basıncı parametrelerinin delme işlemindeki etkisi incelenmiştir. Deneylerde iş parçası işleme hızı (İİH) ve elektrot aşınma hızı (EAH) çıktı parametresi olarak alınmıştır. Deneyler sonrasında işleme parametreleri ile uygulanan ısıl işlemin EEİ delik delme işlemlerinde İİH ve EAH değerleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Deneyler sonrasında boşalım akımının artması ile EEİ ve EAH değerleri artmıştır. Dielektrik püskürtme basıncının artması ile İİH değerleri artarken EAH değerleri azalmıştır. Elektrot devir sayısının artması ile ise EEİ ve EAH değerlerinin arttığı tespit edilmiştir. Çalışmada uygulanan ısıl işlemin İİH ve EAH değerleri üzerindeki etkileri de incelenmiş ve ısıl işlemlerin İİH ve EAH değerleri üzerinde etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. This study was performed to investigate micro drill ability of Formadur 2738. Formadur 2738 is a material used in especially moulding and the defence industry. Formadur was subjected to different heat treatments under study. For normalizing (air and water cooling), heat treatment was applied to Formadur 2738. Afterwards, the effect of discharge current, electrode speed and injection pressure examined during hole making. In experiments workpiece processing speed and electrode wear rate were taken as the output parameter. After the experiments, the effect of heat treatment and processing parameters on WPMS and EWR were examined during EDM drilling operation. In the end of experiments discharge current was seen as the most effective parameter. While discharge current increased, WPMS and EWR were increased. When dielectric pressure increased, also WPMS increased but EWR decreased. When electrode rpm increased both WPMS and EWR had increased. The effect of the heat treatment on WPMS and EWR has been examined and it has been found that the heat treatment has no effect on WPMS and EWR. 89
- Published
- 2015
14. Sıvılaştırılmış bor katkılı yağların aşınma karakteristiklerinin incelenmesi
- Author
-
Serin, Firat, Düzcükoğlu, Hayrettin, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği ,Abrasive wear ,Engine oils - Abstract
Yağlama yağının en önemli rolü her şeyden önce enerji kaybını azaltmak, aşınmayı minimum seviyeye indirmek ve yüzeylerin birbirine kaynamasını önlemek ve dolayısıyla sürtünme karakteristiklerini geliştirmektir. Yağlama yağlarından, metallerde bozulmayı engelleme ve pas önleme direncini geliştirmek ikinci fonksiyon olarak istenmektedir. Bu nedenle baz yağın tek başına yetersiz olduğu pek çok fonksiyon, baz yağda çözülebilen özel katkı maddeleri tarafından sağlanmaktadır.Yapılan bu çalışmada; ticari olarak kullanılan sıvılaştırılmış bor (bormax) katkısının %10 oranında madeni yağın içine karıştırılarak, farklı çalışma sıcaklıklarında ki yağlama performansı bor katılmamış madeni yağ ile karşılaştırılmıştır. Çalışmalarda Bilye-Disk (ball on disc) yöntemi kullanılarak aşınma sürtünme gibi değerler analiz edilmiştir. Ayrıca numuneler üzerindeki ağırlık kayıpları hesap edilmiş ve aşınan yüzeyler mikroskopta incelenmiştir. Deney sonuçları göstermiştir ki; Bor katkılı yağın sıcaklığın artışı ile birlikte yağlama performansını da arttırdığı gözlemlenmiştir. The most important role of the lubrication oil is first of all, reducing of the energy loss, then decreasing of the wear to its minimum level and preventation to bonding of the surfaces, because of that, friction characteristics have developed. Developing of the corrosion preventation resistance and preventation of the corruption at the metals are desired as a secondary function from lubrication oils. Therefore, base oil is inadequate alone for many functions which are supply by special contribution materials which can be soluble at base oil.At this study, liquidized boron additive which is used for commercial purposes has mixed with a 10 % ratio to mineral oil inside. Lubrication performance at different operating temperatures has compared with mineral oils without boron additive. At studies, values have been analyzed like wear, friction using with ball-disc (ball on disc) method. Also weight loses have calculated on specimens and ablative surfaces have investigated with microscope. The test results illustrated that; with increasing of the boron additive oil temperature, the lubrication performance developing has investigated. 78
- Published
- 2015
15. AISI 4140 çeliğinin işlenmesinde kesici uç geometrisinin talaş kırmaya ve yüzey pürüzlülüğüne etkisi
- Author
-
Çakmak, Selim, Sarıdemir, Suat, Çakmak, Selim, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
chip breaking ,Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği ,Cutting insert geometry ,turning - Abstract
Talaşlı imalat işlemlerinde, kesici uç geometrisinin, ilerleme miktarının ve talaş derinliğinin talaş kırma ve yüzey pürüzlülüğü üzerinde etkileri bulunmaktadır. Metal kesme uygulamasının doğru gerçekleştirilmesi, iş parçası malzemesinin bilinmesi ve doğru kesici uç geometrisi ve kalitenin seçilmesi anlamına gelir. Optimum geometri ve kalite arasındaki ilişki başarılı bir işleme prosesi için anahtardır. Bu faktör dikkatlice incelenmeli ve her işleme operasyonu içi uyarlanmalıdır. Kesildikten sonra talaşın kırılması kesici ucun geometrisi ile birebir ilişkilidir. Bu çalışmada AISI 4140 çeliği CNC tornada, kaplamalı karbür kesici takımlarla (TAEGUTEC marka) tornalanmıştır. Deneylerde farklı uç geometrisine sahip kaplamalı uçlar kullanılmıştır. Kesici takım talaş kırıcı formunun, yüzey pürüzlülüğüne ve talaş formuna etkisi araştırılmıştır. Talaşlı imalatta en önemli sorunlardan biri talaşı kıramamadır. Bu yüzden bu çalışmada talaş kırma üzerinde incelemeler yapılmıştır. Farklı kesme parametreleri kullanılarak, CNC torna tezgâhında bir dizi deney yapılmıştır. Deneylerde kesme hızı, talaş derinliği ve ilerleme hızı değişkenleri kullanılıp talaş tipleri kıyaslanarak incelenmiştir. İşlenen malzemeler üzerinde yüzey pürüzlülüğü ölçülüp, elde edilen değerler yorumlanmıştır. Genel olarak ilerleme hızı arttığında talaşın rahat kırıldığı ancak yüzey pürüzlülüğünün arttığı gözlemlenmiştir. Anahtar sözcükler: Kesici uç geometrisi, talaş kırılması, tornalama. In machining, cutting tip geometry, amount of progression and depth of cut have effects on chip breaking and surface roughness. Accurate metal cutting means getting to know about the working materials and selecting the right cutting tip geometry and quality. The relationship between optimum geometry and quality is the key to successful processing. This factor should be carefully considered and adapted to every processing operation. One of the most important problems in machining is inability of chip breaking. Chip breaking after cutting is directly related to the cutting tip geometry. This study researches into the effect of the cutting set chip breaker form on surface roughness and chip form. AISI 4140 steel was lathed in CNC lathe with lined carbide cutting sets with different tip geometries (TAEGUTEC brand). Tests were made for different cutting rates, cutting depths and progression rates. Surface roughness was measured on processed materials and values were interpreted. Generally, it was observed that the chip was broken more easily with increased progression rate but surface roughness increased at the same time.Keywords: Cutting insert geometry, chip breaking, turning 60
- Published
- 2015
16. Ç 4140 malzemesinin tornalanmasında ilerleme, kesme hızı ve kesici takımın yüzey pürüzlülüğü, takım ömrü ve aşınmaya etkileri
- Author
-
Karayel, Burhan, Nalbant, Muammer, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Bu çalışmada, Ç 4140 çeliğinin işlenebilirlik özellikleri CNC torna tezgahında, tornalama yöntemiyle; takım aşınması ve ortalama yüzey pürüzlülüğü açısından değerlendirilmiştir. Deneylerde iki farklı kesici takım kullanılmıştır. Her iki kesici takım da TNMG profiline sahiptir. Takımlardan biri 160408 boyutlarında GM talaş kırıcı formuna sahip ve CVD yöntemiyle Al2O3 ve TiCN malzemesiyle kaplanmış NC3020 (P20) kalitesinde, diğeri ise; 220408 boyutlarında HM talaş kırıcı formuna sahip ve CVD yöntemiyle Al2O3, TiC ve TiCN malzemeleriyle kaplanmış NC3030 (P30) kalitesindedir. Kuru kesme şartlarında yapılan deneylerde kullanılan kesme parametreleri; yüzey pürüzlülüğü deneylerinde beş farklı kesme hızı (150-200-250-300-350 m/dak), üç farklı ilerleme miktarı (0,15-0,25-0,35 mm/dev) ve sabit kesme derinliği (2 mm) kullanılmıştır. Takım ömrü deneylerinde; beş farklı kesme hızı (150-200-250-300-350 m/dak), sabit ilerleme miktarı (0,25 mm/dev) ve sabit kesme derinliği (2 mm) kullanılmıştır. Kullanılan kesici takımlar tarama elektron mikroskobu (SEM) ile incelendiğinde, çıtlama ve çentik aşınma tiplerinin etkin olduğu görülmüştür. Genel olarak değerlendirildiğinde; kesme hızı ile takım ömrü arasında üçüncü dereceden azalan bir ilişki olduğu, kesme hızının yüzey pürüzlülüğüne etkisinin az olduğu, ilerleme miktarı ve kesici takım kalitesinin ise etkili olduğu, ilerleme miktarı ile ortalama yüzey pürüzlülük değeri arasında artan doğrusal ilişki olduğu sonuçları elde edilmiştir. Ayrıca NC3020 kalitesindeki kesici takım, NC3030 kalitesindeki kesici takıma göre daha iyi yüzey kalitesi elde edilmiştir. En uzun takım ömrü; TNMG 220408 kesici takımıyla 150 m/dak kesme hızında 73,70 dak talaş kaldırarak gerçekleştirilmiştir. En düşük ortalama yüzey pürüzlülüğü; TNMG 160408 kesici takım ile 150 m/dak kesme hızında, 0,15 mm/dev ilerleme miktarında 0,983 µm olarak ölçülmüştür. En yüksek ortalama yüzey pürüzlülük değeri ise; TNMG 160408 kesici takımı ile 200 m/dak kesme hızında 0,35 mm/dev ilerleme miktarında 5,138 µm olarak ölçülmüştür. In this study, the machinability characteristics of AISI 4140 steel has been evaluated in terms of wear and average surface roughness by the turning process in CNC lathe. Two different cutting tools were used in the experiments. Both cutting tools have TNMG profile. One of the tools has with the quality of NC3020 (P20), 160408 size and GM chip breaker and was coated with Al2O3 and TiCN by CVD method, while the other one has NC3030 (P30) quality, 220408 size and HM chip breaker and was coated with Al2O3, TiC and TiCN by CVD method. The experiments were conducted under dry cutting conditions, and the cutting parameters used were five different cutting speeds (150-200-250-300-350 m/min), three different feed rates (0.15-0.25-0.35 mm / rev) and a fixed depth of cut of 2 mm in surface roughness tests. In experimental tool life; five different cutting speeds (150-200-250-300-350 m/min.), constant feed rate of 0.25 mm/rev and constant cut depth of 2 mm were used. When the used cutting tools observed in scanning electron microscopy (SEM), chipping and notch wear were found to be dominant for the wear type. An overall evaluation; it was observed that cutting speed had no effect, however feed rate and insert grade had effect on the surface roughness, the relationship between cutting speed and tool life can be expressed by a third order degree equation and relationship between feed rate and average surface roughness can also expressed with linear increasing relationship. Although NC3020 quality cutting tools yielded average surface roughness less than NC3030 quality cutting tools. The longest tool life was realized as 73.70 min. by TNMG 220408 cutting tool at cutting speed of 150 m/min. The minimum average surface roughness was measured as 0.983 µm by TNMG 160408 cutting tool at cutting speed of 150 m/min and feed rate of 0.15 mm/rev with NC3020 insert. The maximum average surface roughness was measured as 5.138 µm by TNMG 160408 cutting tool at cutting speed of 200 m/min and feed rate of 0.35 mm/rev with NC3020 insert. 104
- Published
- 2015
17. Güneş enerjili pişirici tasarımı, imalatı ve deneysel olarak incelenmesi
- Author
-
Özcan, Salih, Kaya, Metin, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Energy ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği ,Enerji - Abstract
Bu çalışmada, vakumlu cam tüpün güneş enerjili bir pişiricideki kullanımı deneysel olarak incelenmiştir. Deneyler bilgisayar ortamında otomatik kayıt altına alınarak yapılmıştır. Tasarımı ve imalatı yapılan sistem normal, vakum tüplü, normal-aynalı ve vakum tüplü-aynalı olmak üzere 4 farklı şeklide test edilmiştir. Normal sistemde iç sıcaklık 165. dakikada 72,5 °C'ye kadar ulaşılırken, vakum tüplü sistemde ise aynı süre içerisinde 80,1 °C'ye kadar ulaşmıştır. Sistemlere ayna eklendiğinde ise normal sistem 165. dakikada 75,1 °C'ye kadar ulaşmışken, aynalı-vakum tüplü sistem aynı süre içerisinde 83,7 °C'ye kadar ulaşmıştır. In this study, vacuum glass tube for use in solar cooker has been experimentally investigated. The experiments were based on computer automatically recorded. The designing and manufacturing systems with normal, vacuum tube, the normal-mirror and the vacuum tube-mirror were tested in 4 different ways. In the normal system, the internal temperature of 72.5 °C up to 165 minutes is reached, the vacuum tube-mirror system over the same period reached 80.1 °C. When added to the system mirrors the normal system have reached 165 minutes, 75.1 °C, the vacuum tube-mirror system over the same period reached 83.7 °C. 64
- Published
- 2015
18. Geliştirilen ikincil dönel eksenli taşlama mekanizması ile düzlem yüzey taşlama işleminde kesme parametrelerinin araştırılması
- Author
-
Adiyaman, Oktay, Savaş, Vedat, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Grinding ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği ,Roughness - Abstract
Düzlem yüzey taşlama, günümüzde endüstride oldukça yaygın bir şekilde kullanılan son işlem yüzey temizleme yöntemlerden biridir. Bu yöntemde taşlama taşı radyal olarak kendi ekseni etrafında dönerek doğrusal ilerleyen iş parçası yüzeyinde talaş kaldırarak taşlama işlemini gerçekleştirir. Yapılan bu çalışmada, geleneksel düzlem yüzey taşlama yönteminde uygulanan ve yukarıda izah edilen taşın radyal, kendi ekseni etrafında dönme hareketine, taşın radyal eksenine dikey yönde olacak şekilde bir dönme hareketi vermek için yeni bir mekanizma tasarlanmıştır. Bu mekanizma ile taşlama taşı iki farklı yönde dönme hareketi elde etmiştir. Geliştirilen bu yeni yöntemle 3 farklı talaş derinliğinde, yeni dönme hareketinin 3 farklı devir uygulanmış ve ayrıca sistemde 5 farklı taş cinsi kullanılmıştır. Tüm bu farklı kombinasyonlar ile iş parçaları taşlanmış ve bunun yüzey pürüzlülüğüne (Ra) etkileri incelenmiştir. Sonuç olarak geleneksel sistemde mevcut olan taşın ilerleme yönüne göre elde edilen farklı yüzey pürüzlülüğü (Ra) değerleri yeni yöntemle iyileştirilmiş ve taşın tüm ilerleme yönlerinde eşit sayılabilecek şekilde yüzey pürüzlülüğü (Ra) değerleri elde edilmiştir. Sistem maliyet açısından da oldukça düşük değerde olduğundan tüm freze ve CNC tezgâhlarına adapte edilebilecek niteliktedir. Ayrıca sistemin elde ettiği talaş kesiti incelenerek modellemesi yapılmış ve bu model ile yeni yöntemdeki kuvvet, güç, enerji ve hesaplamaları yapılmıştır.Anahtar Kelimeler: Taşlama Tekniği, Düzlem Yüzey Taşlama, Yüzey Pürüzlülüğü Taşlama Parametreleri Surface grinding is one of the widely used method for finishing surface cleaning in the industry nowadays. In this method, the grinding process is performed by chip removal process on linear moving workpiece surface with grinding wheel rotating radially around its own axis. In this study, a new mechanism was designed to provide a rotational movement as vertical direction to the radial axis of the wheel in addition to the wheel rotation movement around its own axis as mentioned hereinabove, and the conventional used surface grinding method. Thanks to this mechanism, two rotational movements in two different directions for the wheel were provided. Three different depth of cut values and three different rotation speed values of the new rotational movement were carried out with this advanced system, and five different grinding wheel types were used in the system. The surfaces of workpieces was grinded with all these different combinations, and the effects on surface roughness (Ra) were examined. Consequently, different surface roughness (Ra) obtained according to the feed direction of the (existing) grinding wheel in conventional system was improved, and new surface roughness (Ra) values which can be considered equally in the feed direction of the wheel were obtained. Apart from the low system cost, It can be easily adopted to milling and CNC machines. Besides, the modeling study of the system is presented by examining the generated chip section, and force, power, energy and temperature calculations were made with the model for the new method.Key Words: Grinding Technique, Surface Grinding, Surface Roughness, Grinding Parameters 182
- Published
- 2015
19. Talaş kaldırma işlemlerinde minimum miktarda yağlama (MQL) uygulamasının kesme hızı ve yağlama debisinin yüzey pürüzlülüğü ve kesme kuvvetleri üzerindeki etkilerinin incelenmesi
- Author
-
İlhan, Mümin, Şeker, Ulvi, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Talaşlı imalatta, iyi bir kesme performansı için kesme bölgesinde oluşan ısının kontrolü ve çıkan talaşın sorunsuz bir şekilde uzaklaştırılması önemlidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, `Minimum Miktarda Yağlama (MMY-MQL)` yönteminin takım ömrü ve yüzey kalitesi açısından geleneksel soğutma yöntemine kıyasla daha iyi sonuçlar verdiğini ortaya koymaktadır. Kullanılan MMY sistemiyle (SKF UFB20 Basic), kesme sıvısı ile hava karışımı iş parçası ve kesici takım arasında film oluşturacak şekilde uygulanmıştır. Deneylerde ester yağ çeşidi olan LubriOil kesme yağı ve SCMT120404-C25 geometrisine sahip kaplamalı (Ti(C,N) +Al2O3 + TiN) Korloy NC320 kalitesinde (P20-P30) ve SCMT120408-C25 geometrisine sahip kaplamalı (Ti(C,N)+ TiC +Al2O3 + TiN) Korloy NC330 (P30-P40) kesici takımlar kullanılmıştır. Deneylerde ilerleme miktarı ve kesme derinliği sabit tutularak (f 0,125 mm/dev, a 2,5 mm), dört faklı kesme hızı (100, 125, 160, 200 m/dk) ve beş farklı kesme sıvısı debisi (0,225; 0,45; 0,9; 3,25; 16,25 ml/dk) uygulanmıştır. Deneyler sonucunda kesme hızındaki artışa paralel olarak, beklenen tarzda yüzey kalitesinin iyileştiği gözlenmiştir. MMY uygulamasına bağlı olarak debideki artış özellikle düşük hızlarda ve düşük debilerde yüzey kalitesini olumlu etkilemekle beraber yüksek kesme hızlarında (160 ve 200 m/dk) artan debi talaşın erken kırılmasına sebep olarak yüzey kalitesini olumsuz etkilemiştir. Machining, cutting the area for a good cutting performance of heat control and it is important that the removal of the chip to run smoothly. In recent years, researches, `Minimum quantity of lubrication (MQL)` method of tool life and surface quality compared to traditional in terms of cooling method reveals that the better results. MQL system used (SKF UFB20 Basic), cutting fluid and air mixture between the workpiece and the cutting tool has been applied to produce the film. Cutting oil and ester lubricants in the experiments of LubriOil, SCMT120404-C25 geometry with coated (TiCN + Al2O3 + TiN) Korloy NC320 quality (P20-P30) and SCMT120408-C25 geometry with coated (TiCN + TiC + Al2O3 + TiN) Korloy NC330 (P30-P40) cutting tools are used. The amount of the progress of the experiments and the cutting depth fixed by (f 0.125 mm/Rev, a 2,5 mm), four different cutting speed (100, 125, 160, 200 m/min) and five different coolant flow rate (0,45; 0,9; 3.25; 16,25 ml/min) were applied. As a result of an increase in cutting speed and in parallel experiments, it was observed that the quality of the expected style surface is cured. MQL flow rate increase at slower speeds depending on the implementation of the surface quality of low flow rates and especially positive effects on high cutting speeds (160 and 200 m/min) increased flow of metal influenced early breakage causes of surface quality. 90
- Published
- 2015
20. Küresel uçlu parmak freze ile işlemede işleme yönü ve kesme parametrelerinin yüzey pürüzlülüğüne etkisi
- Author
-
Çevik, Selamet, Gülesin, Mahmut, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Bu çalışmada AISI P20 (DIN 1.2311) plastik kalıp çeliğinin küresel uçlu parmak freze ile işlenmesinde farklı işleme yönü ve kesme parametreleri sonucunda oluşan yüzey pürüzlülüğü ve kesme kuvvetleri incelenmiştir. Çalışmada 6 mm çapında kaplamasız karbür ve TiN kaplamalı karbür küresel uçlu parmak frezeler kullanılmıştır. Deneylerde kesme parametrelerinden üç farklı kesme hızı (70, 90, 110 m/dak), üç farklı ilerleme (0,02; 0,04; 0,06 mm/diş) ve tek kesme derinliği (0,2 mm) olmak üzere 36 adet deney yapılmıştır. Yapılan deneyler neticesinde kaplama malzemesinin, işleme yönünün ve kesme parametrelerinin yüzey pürüzlülüğü üzerindeki etkileri analiz edilmiştir. Deney numuneleri üzerinde haddelemeden kaynaklanan yüzey bozulmalarını gidermek amacıyla numuneler üzerinden bir miktar talaş kaldırılıp deneye hazır hale getirilmiştir. Deneyler CNC dik işleme merkezinde yapılıp, kesme kuvvetleri ölçümü için Kistler 9257A tipi dinamometre kullanılmıştır. Deney numunelerinde oluşan yüzey pürüzlülüğünü ölçmek için Mahr-Perthometer M1 tipi yüzey pürüzlük ölçme cihazı kullanılmıştır. Deneysel çalışmalar grafiklere dökülerek kesme kuvvetleri, yüzey pürüzlülüğü ve işleme yönü (zig-zag ve spiral) ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmalar neticesinde en düşük kesme kuvveti kaplamasız karbür takım ile spiral takım yolunda ölçülmüştür ancak zig-zag takım yolunda da yakın değerler oluştuğu görülmüştür. Deneyleri yüzey pürüzlülüğü açısından değerlendirmek gerekirse, en düşük yüzey pürüzlülüğü TiN kaplamalı takım ile zig-zag takım yolunda ölçülmüştür. In this study, the cutting forces and surface roughness obtained when machining of AISI P20 (DIN 1.2311) plastic mold stell with different machining directions and cutting parameters using a ball end mill have been investigated. In the experiments, 6 mm diameter uncoated carbide ball end mills and TiN coated carbide ball end mills were used. In the study 36 experiments were planned to conduct using three different cutting speeds (70, 90, 110 m/min), three different feed rates (0,02; 0,04; 0,06 mm/tooth) and single cutting depth (0,2 mm) as the cutting parameters of the experiments. As a result of the experiments the effects of the coating material, machining direction and cutting parameters on surface roughness were analyzed. In order to eliminate surface distortions because of the rolling process, the test samples were prepared for the experiments after removing some material from the surface. The experiments were conducted on a CNC vertical machining center and a Kistler 9257A dynamometer were used to measure cutting forces. A Mahr Perthometer surface roughness measuring instrument with M1 tracer pin were used to measure the surface roughness of the samples. Cutting forces, surface roughness and machining directions (zig-zag and spiral) were evaluated separately by preparing graphics of the experimental studies. At the end of the experiments, the lowest cutting force was measured with uncoated carbide ball end mills and spiral tool path, however it was observed that close values were obtained with the zig-zag tool path too. The lowest surface roughness was measured with TiN coated carbide tool and zig-zag tool path when the experiments were evaluated in terms of surface roughness. 124
- Published
- 2015
21. Investigation of joinability of corrosion resistant steel sheets used in railway vehicles
- Author
-
Akkaş, Nuri, Yardımcı Doçent Doktor Erdinç İlhan, Fen Bilimleri Enstitüsü, Makine Eğitimi Anabilim Dalı,, İlhan, Erdinç, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Elektrik direnç nokta kaynağı ,Raylı sistem araçları ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği ,Electrical resistance spot welding ,Atmosferik korozyona dayanıklı çelik saclar - Abstract
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye Vagon Sanayi A.Ş.'de (TÜVASAŞ) üretilen raylı sistem araçlarının kaynaklı imalat proseslerinde karşılaşılan sorunların giderilmesi ve bu proseslerin iyileştirilmesi için sözkonusu araçlarda kullanılan atmosferik korozyona dayanıklı çelik sacların elektrik direnç nokta kaynağı ile birleştirilmesini incelemektir. Bu amaçla, TÜVASAŞ'da üretilen raylı sistem araçlarının yan duvar ve tavan kısımlarında kullanılan SPA-C ve S235JR(Cu) atmosferik korozyona dayanıklı çelik sacların birleştirilmesi için kullanılan gaz metal ark kaynağı prosesinin yerine elektrik direnç nokta kaynağı prosesi kullanarak konstrüksiyonun dayanımı, ağırlığı ve maliyeti açısından bir iyileştirme yapılması planlanmaktadır. Elektrik direnç nokta kaynaklı numuneleri elde etmek için 120 kVA gücünde elektrik akım ve zaman kontrollü, tek kollu pnömatik basma tertibatlı kaynak makinesi kullanılmıştır. Kaynak zamanları 5, 10, 15, 20, 25 ve 30 periyot (1 periyot=0,02 s) olarak seçilmiş ve kaynak akım şiddetleri de 6 kA'den 14 kA'e kadar 0,5 kA artırılarak ayarlanmıştır. Elektrot kuvveti 6 kN olarak sabitlenmiştir. Elde edilen kaynaklı bağlantılar çekme-sıyırma, çekme-makaslama testlerine tabi tutulmuş ve optik mikroskopla çekirdek boyutları ölçülmüştür. Ayrıca mikro vickers sertlik ölçümleri ve mikroyapı incelemesi yapılmıştır. Sonuç olarak çekirdek boyutlarının çekme-sıyırma ve çekme-makaslama dayanımlarına etkisi belirlenmiş ve kaynak eğrisi diyagramları kullanılarak optimum kaynak akım şiddeti ve kaynak zamanı önerilmiştir. The aim of this study is to solve the problems in welded production of railway vehicles manufactured in Turkish Wagon Industry (TUVASAS) and investigation of joining of corrosion resistant steel sheets used in these vehicles by electrical resistance spot welding. For this purpose, electrical resistance spot welding was selected instead of gas metal arc welding method in joining of atmospheric corrosion resistant SPA-C and S235JR (Cu) type steels used in side walls and ceiling of railway vehicles. Thus, strengthen of construction, weight and cost reduction of railway vehicle is being planned. A timer and current controlled resistance spot welding machine having 120 kVA capacity and a pneumatic application mechanism with a single lever were used to prepare the specimens. Welding periods were chosen as 5, 10, 15, 20, 25 and 30 cycles (1 cycle = 0.02 s) and also welding currents were increased from 6 kA up to 14 kA by rise of 0,5 kA. The electrode force was kept constant at 6 kN. The obtained welding joints were exposed to tensile-peel and tensile-shear tests and their nugget sizes were calculated by means of an optical microscope. Micro-hardness measurements and microstructural analysis of specimens were also performed. As a conclusion, the effect of nugget sizes on tensile-peel strength and tensile-shear strength was determined by using weld lobe diagrams and the optimum welding currents and times were advised.
- Published
- 2014
22. Mikro frezeleme uygulamalarında en uygun takım yolunun ve kesme parametrelerinin belirlenmesi
- Author
-
Günaydin, Emre, Özçelik, Babür, and Makine Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Metal cutting ,Parameter optimization ,Non-linear optimization ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Teknolojik gelişmelere paralel olarak günümüz sanayi dünyasında mikro ölçüde talaşlı imalat gereksinimi giderek artmaktadır. Bu gereksinimlerin mikro hassasiyetteki ölçüleri ve toleransları sebebiyle makro imalat yöntemlerine kıyasla imalat süreleri uzun ve maliyetleri yüksektir. Mikro kanal frezeleme uygulamalarında, imalat sürelerinin ve maliyetlerinin uygun takım yolu stratejisi tespiti ve kesme parametrelerinin iyileştirilmesi ile azaltılabileceği bu çalışma ile gösterilmiştir.Uygun işleme stratejisinin tespitinde Trochoid işlemeye uygun,26 farklı parametrik takım yolu geometrisi oluşturulmuştur. Bu geometrilerden elde edilen NC çıktı formatları CNC tezgâhlarında değerlendirilmiş ve bütün kontrol ünitelerine uyum sağlayabilen en iyi 4 geometri ve NC çıktı formatı kararlaştırılmıştır. Bu 4 geometrilerden elde edilen en uygun NC çıktı formatı ile aynı kesme parametreleri değerlerinde 6 kesme deneyi uygulanmıştır. Bu deneylerde kesme kuvveti, kesici aşınması, ölçüsel doğruluk ve yüzey pürüzlülüğü değerlendirilmiş, sonuç olarak en iyi TROCHOİD geometrik yapı ve işleme stratejisi tespit edilmiştir.Kesme parametrelerinin iyileştirilmesinde merkezi farklar deney tasarım tablosu kullanılarak 25 kesme deneyi oluşturulmuştur. Karar değişkenleri olarak; kanal genişliği-takım çapı oranı, yanal kaçma mesafesi, diş başına ilerleme ve kesme hızı değerleri belirlenmiştir. Bu dört karar değişkenine bağlı kesme kuvveti, yüzey pürüzlülüğü ve takım aşınması değerlerini hesaplayan parametrik polinom benzeri matematik modeller oluşturulmuştur. Oluşturulan bu modeller mikro kanal frezeleme işleminin bir kısıtlı optimizasyon formatında tanımlanmasında kullanılmıştır. Kısıtlamalara bağlı kalarak toplam işlem maliyetini minimize eden en iyi karar değişkenleri tespit edilmiştir. Modellerin uyum kontrolü, ara karar değişkeni değerlerinde yapılmış 4 deney ile kontrol edilmiştir. Araştırma sonucunda en uygun mikro kanal frezeleme şartları ortaya konmuştur. Parametrik olarak düzenlenen bu çalışma günümüz sanayisinde farklı kesme parametrelerinde kolaylıkla uygulanabilir bir yapıdır. In today's industrial world, the need for machining processes in mikro scale is continuously increasing in parallel with technological developments. Due to mikro dimensions and tolerances of these processes, they need more time to implement and rise in costs compared to macro manufacturing methods. In this study, it is shown that in mikro slot milling applications, manufacturing times and costs can be reduced by improving appropriate tool path strategies and cutting parameters. In determining the appropriate tool path strategies, according to Trochoid machining strategy, 26 different parametric tool path geometries have been created. NC output formats obtained from these geometries were evaluated in different CNC machines and best four geometries and NC output formats were determined, which fit to all control units. Optimal NC output format obtained from these four geometries was used to perform 6 cutting experiments by using same cutting parameters. In these experiments shear force, tool wear, dimensional accuracy and surface roughness were evaluated and accordingly best processing strategies and TROCHOID geometric structure were determined. In improving the cutting parameters, 25 cutting experiments were designed by using central composite design of experiment. As for the decision variables; channel width-tool diameter ratio, step-over, feed per tooth and cutting speed were included. Parametric polynomial like mathematical models were created to calculate the values of the share force, surface roughness and tool wear according to these four decision variables. These obtained models were used to define a mikro channel machining process in a limited optimization format. Conforming to the boundary conditions, the best decision variables were fixed (identified) to minimize the cost of production. Accuracy of models were checked by 4 experiments conducted by using different interim decision variable values. This study, which was realized parametrically, is a feasible structure in today's industry that can easily be used with different cutting parameters. 213
- Published
- 2014
23. Isı borulu hava ve su ısıtma amaçlı güneş kollektörlerinin tasarımı imalatı ve deneysel incelenmesi
- Author
-
Köse, Tuğba, Doğan, Hikmet, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Engineering Sciences ,Makine Mühendisliği ,Mühendislik Bilimleri - Abstract
Güneş enerjili sistemler daha çok, kullanma sıcak suyu hazırlama amaçlı olarak düşünülmekte ve kullanılmaktadırlar. Hava ısıtma kollektörleri yeni yeni kullanım alanları bulmaya başlamıştır. Bu çalışmada; hem konut ısıtmasında hem de kullanım sıcak suyu hazırlanmasında kullanılabilecek ısı borulu iki farklı kollektör hazırlanmış ve bunların verimleri araştırılmıştır. Tarafımızdan tasarlanan bu sistemlerde; ısı borulu güneş kollektörleri ile güneşten alınan güneş enerjisi, ilk kollektörde hava ısıtma amaçlı ikinci kollektörde de su ısıtma amaçlı olarak tasarlanarak yapılmıştır. Yapılan deneyler sonucunda su ısıtma amaçlı sistemden %72, hava ısıtma amaçlı sistemden de %74 verim elde edilmiştir. Bu sonuç, ileri teknolojiler kullanmadan, herkes tarafından kolayca yapılabilecek bir sistem olması bakımından önem taşımaktadır. Solarenergy systems are considered to use for preparing hot water more. Air heatingcollectorsbeginto findnew areas. In this study; two different heat pipe collectors are prepared and their efficiency are investigated for both in residential heating and domestic hot water. Inthis systemdesignedby us, the solar energy which is taken from heat pipe solar collectors are designed for heating the air at first collector and heating the water at second collector. The gained efficiencies are %72 for water heating and %74 for air heating in the applied experiments. This result is important for a system that can be easily done by anyone without the use of advanced technology. 64
- Published
- 2014
24. Homojen dolgulu sıkıştırma ile ateşlemeli bir benzin motorunda supap kalkma miktarının yanma ve performansa etkilerinin incelenmesi
- Author
-
Uyumaz, Ahmet, Çınar, Can, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Motor performance ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Exhaust emissions ,Makine Mühendisliği ,Internal combustion engines ,Homogeneous charge compression ignition engines - Abstract
Homojen dolgulu sıkıştırma ile ateşlemeli motorların düşük yüklerde ateşlenememe yüksek yüklerde vuruntu problemleri bulunmaktadır. Fakat HCCI yanması daha fakir karışımlarla gerçekleşebilmekte ve yüksek ısıl verim elde edilebilmektedir. Bu çalışmada tek silindirli, dört zamanlı, buji ile ateşlemeli bir motorun HCCI moduna dönüşümü gerçekleştirilmiştir. Motorun HCCI dönüşümü için farklı supap kalkma miktarına sahip bir değişken supap mekanizması tasarlanarak imal edilmiştir. Farklı supap kalkma miktarı (5,5, 3,5 ve 2 mm) emme havası giriş sıcaklığı (20°C-120°C) ve lambda değerleri için (λ=0,5-2) HCCI çalışma aralığı belirlenmiştir. Deney motoru farklı emme havası giriş sıcaklığı ve lambda değerlerinde 800-1900 1/min motor hızları arasında HCCI yanma modunda çalıştırılmıştır. Silindir içi basınç, ısı dağılımı, indike ortalama efektif basınç, çevrimsel farklılıklar, motor performansı ve egzoz emisyonlarının değişimi tam yükte incelenmiştir. HCCI yanmasını sınırlayan ateşlenememe, kısmi yanma ve vuruntu bölgeleri belirlenmiştir. Emme havası giriş sıcaklığının arttırılması HCCI motorun daha fakir karışımlarla çalışmasına müsaade etmiştir. Supap kalkma miktarının azaltılması ile silindirde tutulan art egzoz gazı miktarı artış göstermiştir. Sonuçta HCCI çalışma aralığının ateşlenememe ve vuruntu sınırlarında genişleme görülmüştür. Stokiyometrik karışım oranında yapılan deneylerde 1000 1/min motor hızında EM 3,5-EG 3,5 supap mekanizması ile EM 5,5-EG 3,5 supap mekanizmasına göre HC emisyonları % 53,8, CO emisyonları % 8,2 azalmıştır. 1000 1/min motor hızında stokiyometrik oranda 100°C sabit emme havası giriş sıcaklığında en düşük motor momenti EM 5,5-EG 2 ile elde edilmiştir. EM 5,5-EG 3,5 supap mekaniması ile motor momenti EM 3,5-EG 3,5 supap mekanizmasına göre % 9,5 azalmıştır. HCCI engines have misfiring and knocking problems at low load and high load respectively. However HCCI combustion can be achieved with leaner mixture and high thermal efficiency can be obtained. In this study, a single cylinder, four stroke, spark ignition engine was converted to HCCI combustion mode. A variable valve mechanism including different valve lifts was designed and manufactured for the conversion of HCCI engine. The effects of different valve lifts (5.5, 3.5 ve 2 mm), intake air temperature (20°C-120°C) and lambda (λ=0.5-2) were investigated on HCCI combustion and HCCI operating range was determined.. The test engine was run at different intake air temperature (20°C-120°C) and lambda (λ=0.5-2) at full load between engine speeds of 800-1900 rpm on HCCI combustion mode. The variation of cylinder pressure, heat release rate, indicated mean effective pressure, cyclic variations, engine performance and exhaust emissions were investigated. Misfiring, partial combustion and knocking regions that limited HCCI operating range were determined. The increasing intake air temperature let the HCCI engine operate at leaner air-fuel mixtures. The test results showed that residual gas fraction increased with decreasing of valve lifts. As a result, HCCI operating range has been expanded in terms of misfiring and knocking limits. When EM 3.5-EG 3.5 valve mechanism used, HC and CO emissions were decreased by 53.8 %, 8.2 %, respectively, in the experiments which conducted at stoichometric mixture ratio and 1000 rpm according to EM 5.5-EG 3.5 valve mechanism. The minimum engine torque was obtained by EM 5.5-EG 2 valve mechanism at stoichometric mixture ratio, the engine speed of 1000 rpm and 100°C constant intake air temperature. Engine torque decreased by 9.5 % When EM 5.5-EG 3.5 valve mechanism used according to EM 3.5-EG 3.5. 219
- Published
- 2014
25. Kullanılmış parmak frezelerin yeniden bileme sonrası performanslarının araştırılması
- Author
-
Hacibektaşoğlu, Yasin, Korucu, Salih, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Bu çalışmada modern CNC işleme merkezlerinde yaygın olarak kullanılan parmak frezelerin, bilenerek tekrar kullanılmaları halindeki performansları araştırılmıştır. Bu amaçla, CNC dik işleme merkezinde, AISI 1050 (C45) imalat çeliği üzerinden ilk kez kullanılmış olan iki farklı çapta(Ø5 ve Ø8 mm) HSS parmak freze ile talaş kaldırma işlemi yapılmıştır. Aynı işlem AISI D2 (2080) soğuk iş takım çeliği üzerinden yine ilk kez kullanılmış olan iki farklı çapta (Ø5 ve Ø8 mm) karbür parmak freze ile yapılmıştır. Talaş kaldırma işlemi, dört farklı kesme hızı(45-56,25-72-90 m/dak),dört farklı ilerleme (0,025-0,03125-0,04-0,05 mm/diş) ve dört farklı kesme derinliği (0,75-0,93-1,20-1,50 mm) ile yapılmıştır. Hemen akabinde, kullanılan bu parmak frezeler bilenerek aynı tezgâhta, aynı parametrelerle aynı çelikler üzerinden talaş kaldırmaları sağlanıp ilk duruma göre performansları değerlendirilmiştir. Çalışmada, deney seti Taguchi L16 (4*3-2*1) ortogonal dizini esas alınarak deney düzeneği hazırlanmıştır. Kesme hızı, ilerleme, kesme derinliği ve kesici takım çapı giriş parametreleri olarak belirlenirken, kesme kuvveti, yüzey pürüzlülüğü ve aşınma miktarı da çıkış parametreleri olarak belirlenmiştir. Deneyler sonucunda, çıkış parametrelerine göre, HSS ve karbür kesici takımların her ikisinde de bileme sonrası performanslarının azaldığı gözlenmiştir. Ayrıca, varyans analizi (ANOVA) ile giriş parametrelerinin çıkış parametreleri üzerindeki etkileri nicel olarak belirlenmiştir. In this study, performances of end mills, widely used in modern CNC manufacturing machines, in a state of sharpening and re-usage, were investigated. For this purpose, in CNC vertical manufacturing machine, chip removal process was performed on AISI 1050 (C45) manufacturing steel by two different diameters (Ø5 and Ø8 mm) of HSS end mill that is used for the first time. The same process was performed on AISI D2 (2080) cold work tool steel by two different diameters (Ø5 and Ø8 mm) of carbide end mill that is used again for the first time. Chip removal process was performed with four different cutting speeds (45-56, 25-72-90 m/min), four different feed rates (0,025-0,03125-0,04-0,05 mm/thread), and four different cutting depths (0,75-0,93-1,20-1,50 mm). Subsequently, used end mills were sharpened, and chip removals were achieved in the same bench and with the same parameters on the same steel, and their performances were evaluated according to the first state. In the study, an experiment set was prepared by taking the experiment set Taguchi L16 (4*3-2*1) orthogonal sequence as the basis. As the cutting speed, feed rate, cutting depth and cutter set diameter entry parameters are determined, cutting force, surface roughness and tool wear amount were determined as out parameters. At the result of the experiments, based on the out parameters, it was observed that performances following sharpening were diminished in both of HSS and carbide cutter sets. Furthermore, effects of entry parameters on out parameters were determined quantitatively by variance analysis (ANOVA). 99
- Published
- 2014
26. Kobalt esaslı haynes 25 süper alaşımın işlenebilirliğinin incelenmesi
- Author
-
Sarikaya, Murat, Güllü, Abdulkadir, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Engineering Sciences ,Makine Mühendisliği ,Mühendislik Bilimleri - Abstract
Bu çalışmada işlenebilirliği en zor malzeme grubunda gösterilen Haynes 25 süper alaşımının işlenmesi sürecinde kesme parametrelerinin ve soğutma/yağlama yöntemlerinin süper alaşımın işlenebilirliğine etkilerinin araştırılması hedeflenmiştir. İşlenebilirlik deneyleri CNC torna tezgâhında kaplamasız karbür kesici takımlar kullanılarak dört farklı kesme hızı (15; 30; 45; 60 m/min) üç farklı ilerleme oranı (0,08; 0,12; 0,16 mm/rev) ve sabit talaş derinliğinde (1 mm) yapılmıştır. Deneyler önce kuru işleme şartları altında gerçekleştirilmiştir. Daha sonra, geleneksel soğutma, basınçlı hava ile soğutma (BH), minimum miktarda kesme yağı kullanılarak soğutma (MMS) ve takım içinden sıvı azot geçirilerek kriyojenik soğutma şartlarında tekrarlanmıştır. Her bir deney neticesinde kesme şartları ve takım soğutma sistemi ile aşınma, yüzey pürüzlülüğü ve sıcaklık arasındaki ilişkiler belirlenmiştir. Kesici takım üzerinden ölçülen sıcaklıklar referans alınmış ve ANSYS programı kullanılarak tersine ısı iletim yöntemi ile kesme bölgesindeki sıcaklıklar modellenmiştir. MMS yönteminde seçilen kesme yağı cinsinin (CFS), yağ akış debisinin (Q) ve kesme hızının (V); takım aşınması ve yüzey pürüzlülüğüne etkisini belirlemek için bu parametreler MMS altında Taguchi L9 dikey deney tasarım yöntemiyle ayrıca değerlendirilmiştir. Tüm işleme şartlarında yapılan deneylerde, malzemeden kaldırılan sabit talaş hacmi sonunda, düşük kesme hızında (15 m/min) yüksek oranda yanak aşınması (VB), yüksek kesme hızında ise yüksek oranda çentik aşınması (VBmax) ortaya çıkmıştır. Takımlar üzerinde yapılan taramalı elektron mikroskobu (SEM) incelemelerinde işleme şartlarına bağlı olarak uç üzerinde adheziv aşınma, abrasiv aşınma, difüzyon aşınması, yığıntı talaş (YT) ve yığıntı katmanı (YK) mekanizmaları görülmüştür. Düşük kesme hızında oluşan YT ve YK yüzey kalitesini olumsuz yönde etkilemiştir. Sabit talaş hacminde en düşük takım aşınması kriyojenik soğutma koşullarında Vc=30 m/min kesme hızı ve f=0,16 mm/rev ilerlemede elde edilmiştir. En düşük yüzey pürüzlülüğü, kriyojenik soğutma altında V=60 m/min kesme hızı ve f=0,12 mm/rev ilerlemede 0,572 µm olarak ölçülmüştür. En düşük takım yüzeyi sıcaklığı ise kriyojenik soğutma şartları altında gerçekleşmiştir. En uygun MMS parametrelerinin belirlenmesi için yapılan deneylerde ise Q= 180 ml/h yağ akış debisinde bitkisel esaslı kesme yağı en iyi sonucu vermiştir. In this study, investigation of the effects of cutting parameters and cooling/lubricating methods on the machinability of super alloy's during the machining of Haynes 25, which is illustrates in the most difficult materials machining group, has been aimed. Machinability experiments were performed using uncoated carbide tools at four levels of cutting speed (15; 30; 45; 60 m/min), three levels of feed rate (0,08; 0,12; 0,16 mm/rev) and fixed level of depth of cut (1 mm) on CNC machine lathe. First, experiments were carried out under the dry-cutting conditions. Then, they were repeated under conventional cooling, with compressed air cooling, using minimum quantity lubrication (MQL) and cryogenic cooling conditions from through tool passing the liquid nitrogen. At the end of each experiment, the relationships between the cutting conditions and the tool cooling system and the response factors of tool wear, surface roughness and temperature are determined. Temperatures have been taken on measured the cutting tool and at the cutting zone temperatures were modeled with inverse thermal model method using ANSYS software. The type of the cutting fluid (CFS), fluid flow rate (Q) and cutting speed (V) which are parameters of MQL have been also evaluated under MQL to determine the effect of tool wear and surface roughness using design of experiment of the Taguchi L9 orthogonal array. In conducted experiments for all machining conditions, at the end of the constant chip volume from material removed, high rate flank wear (VB) at low cutting speed and high rate notch wear (VBmax) at high cutting speed have been appeared. On the inspections of the SEM on the tools, it is observed that there are tool wear mechanisms such as adhesion wear, abrasion wear, diffusion wear, built up edge (BUE), built up layer (BUL) depending on machining conditions. Surface quality was adversely affected by BUE and BUL formation which occurred at low cutting speed. At constant chip volume, the lowest tool wear was determined under cryogenic cooling conditions at V= 30 m/min of cutting speed and f= 0,16 mm/rev of feed rate. The lowest surface roughness was measured as 0,572 µm under cryogenic cooling conditions at V= 60 m/min of cutting speed and f= 0,12 mm/rev of feed rate. The lowest temperature was occurred under cryogenic cooling conditions. In experiments performed to determine the optimum parameters for MQL, vegetable base cutting fluid has given the best result at Q= 180 ml/h of fluid flow rate. In experiments conducted to determine the optimum parameters for MQL, vegetable base cutting fluid has given the best result at Q= 180 ml/h of fluid flow rate. 199
- Published
- 2014
27. Isı pompalı kurutucu ile bayat ekmeğin geri dönüşüm tekniklerinin deneysel analizi
- Author
-
Aktekeli, Burak, Aktaş, Mustafa, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Energy ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği ,Enerji - Abstract
Bu çalışmada, ısı pompalı üç farklı modda (sistem 1, sistem 2 ve sistem 3) ısı pompalı kurutucu tasarlanmış, imal edilmiş ve bayat ekmek dilimleri farklı şartlarda kurutulmuştur. Kurutma işlemi için gerekli olan enerji ısı pompasından sağlanmıştır. Bayat ekmekler 15 mm kalınlığında dilimlenerek kuru baza göre 0,55 gsu/gkuru madde başlangıç nem miktarından 0,09 gsu/gkuru madde son nem miktarına kadar ortalama 2,9 saatte kurutulmuştur. Bayat ekmek dilimleri 45 °C- 50 °C üfleme havası sıcaklığında ve değişken hava hızlarında (0,2 m/s - 0,9 m/s) kurutulmuştur. Kurutma havası sıcaklığı, kurutma havasının hacimsel debisinin değiştirilmesi ile kontrol edilmiştir. İstenilen kurutma havası sıcaklığı oransal-integral-türevsel (PID) kontrol kullanılarak elde edilmiştir. Ayrıca kurutulan ürünün yüzey sıcaklığı ısı pompasının kompresörünün kontrol edilmesiyle sağlanmıştır. 45-50°C kurutma havası sıcaklığı (KHS) ve 40-45°C kurutulan ürün yüzey sıcaklığı (KÜYS) set değerlerinde altı deney yapılmıştır.Tüm sistem performans katsayısı (COPws); sistem 1 (40 °C KÜYS - 45°C KHS) olduğu zaman 2,84, (45 °C KÜYS -50 °C KHS) olduğu zaman 2,96; sistem 2 (40 °C KÜYS -45°C KHS) olduğu zaman 4,28, (45 °C KÜYS -50 °C KHS) olduğu zaman 5,28 ve sistem 3 (40 °C KÜYS -45°C KHS) olduğu zaman 4,64, (45 °C KÜYS -50 °C KHS) olduğu zaman 4,74 olarak hesaplanmıştır. Ekmek, Türkiye'de olduğu gibi dünyanın her yerinde temel gıda maddesi olarak kullanılmaktadır. Türkiye'de çok fazla ekmek israf edildiği için bu çalışmanın temelini ekmek israfının önlenmesi oluşturmaktadır. Kurutma sisteminde enerji ve psikrometrik analiz deneysel sonuçlara göre yapılmıştır. Deney sonuçlarına göre sistem 2 diğer sistemlere göre daha iyi performans göstermiştir. Sistem 2 için, atık hava ısı pompası buharlaştırıcısının ısı kaynağı olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada, ısı pompası sistemlerinde kurutma egzost havası ısısının kullanılmasının uygun ve etkili yöntem olduğu görülmüştür. Kurutma sonrası bayat ekmeklerin su aktivitesi değerleri (aw) 0,395, 0,388, 0,366, 0,356, 0,368 ve 0,346 olarak ölçülmüştür. Bu nedenle, kurutulmuş ürün depolamaya hazır hale getirilmiştir. In this study, three different modes (system 1, system 2 and system 3) heat pump dryers have been designed, manufactured and stale bread slices have been dried at the different conditions. The energy required for drying was provided from the heat pump. Stale breads sliced into 15 mm thickness were dried from initial dry basis moisture content 0,55 gwater / gdry matter to final moisture content at 0,09 gwater / gdry matter. average 2,9 hours. Stale bread slices have been dried at 45°C - 50°C drying air temperature and variable air velocities 0,2 m/s - 0,9 m/s. Drying air temperature was controlled by changing volumetric flowrate of the drying air. Desired drying air temperature was obtained by using Proportional-Integral-Derivation (PID) controller. Also dried product surface temperature was controlled by controlling of compressor of heat pump. Six experiments were done at 45-50 oC drying air temperature (DAT) and 40-45 dried product surface temperature (DPST) set values. The coefficent of performances of whole system (COPws) were calculated as system 1 (40 °C DPST-45 °C DAT) 2,84, (45 °C DPST - 50 °C DAT) 2,96, system 2 (40 °C DPST - 45 °C DAT) 4,28, (45 °C DPST - 50 °C DAT) 5,28, system 3 (40 °C DPST - 45 °C DAT) 4,64, (45 °C DPST - 50 °C DAT) 4,74. Bread as in Turkey from all over the world are used as basic foodstuffs. Because bread is wasted too much in Turkey, this study focuses on prevention of bread waste. 120
- Published
- 2014
28. İki kademeli sıvı yakıtlı brülörün mekanik modülasyonlu brülöre dönüştürülmesi ve bağlantı mekanizmasına ait mukavemet analizi
- Author
-
Akdeniz, Özkan, Günay, Mustafa, and Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Bu çalışmada, Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği (BEPY) kapsamına uygunluk bakımından, 1200 kW üzerindeki iki kademeli sıvı yakıtlı brülörlerin modülasyonlu tip brülöre dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda mekanik modülasyonlu bir brülörün tasarımı yapılmış ve uygunluğu bir takım laboratuar testleri ile doğrulanmıştır. Yanma performans testleri sonucunda modülasyonlu brülörün çalışma eğrisi elde edilmiştir. Performans testlerinin yanında brülörün kazana montajını sağlayan bağlantı mekanizmasının tasarımı çeşitli mukavemet analizleri ile gerçekleştirilerek yenilenmiştir.Bu sayede, brülörün kendi ağırlığından kaynaklanan menteşe çatlaması, kırılması gibi olumsuzluklar neticesinde brülöre zarar verebilecek oluşumların önüne geçilmiştir. Bu bağlamda, yeni tasarım menteşelerin sonlu elemanlar yöntemine göre bilgisayar ortamında statik mukavemet analizleri yapılmıştır. Tasarımlar arasından en iyi mukavemete sahip olan belirlenmiş olup, bir test düzeneği kullanılarak menteşe tasarımının uygunluğu doğrulanmıştır. The aim of this study is the conversion of two stage liquid fuel burners which is greater than 1200 kW to modulated burners in according to BEPY (Energy Performance Regulations at Buildings). In this manner, a mechanically modulating burner was designed and the confirmation of the design was done with some laboratory tests. Modulated burner study curve were found through the burning performance tests. In addition to performance tests, the connection mechanism which connects the burner to boiler was redesigned with several strength analysis.In this way, formations which may damage to burner was prevented as a result of negativity such as hinge cracking and fracture caused by the weight of the burners. In this regard, static strength analysis of new design hinges was made as software according to finite element method. The design having the best strength was determined between all desings and suitability of hinge design was validated by using a test setup. 103
- Published
- 2014
29. PP polimerine ahşap tozu ilavesi ile oluşturulan karışımın mekanik ve morfolojik özelliklerinin incelenmesi
- Author
-
Özmert, Asli, Kadı, İbrahim, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Bu çalısmada termoplastik grubu bir polimer olan polipropilen (PP) ve ahsap tozu karısımının mekanik özelliklerinin belirlenmesi üzerine çalısılmıstır. Ahsap tozu miktarı %5 oranında arttırılarak 5 adet karısım elde edilmistir. Bu karısımlardan çekme numuneleri üretilmis ve çekme testi ile sertlik testi uygulanmıstır. Karısım içerisindeki ahsap tozu miktarı arttırıldığında elastikiyet modülünün arttığı, sertliğin arttığı, buna karsın uzama ve çekme mukavemetinin düstüğü görülmüstür. En yüksek elastikiyet modülü %80PP-%20 Ahsap tozu karısımından 748,52 MPa elde edilirken, en yüksek uzama %19,62 ile saf polipropilene aittir. En yüksek çekme mukavemeti değeri 39,27 MPa ile saf polipropilene ait iken en yüksek sertlik %80PP-%20 Ahsap tozu karısımına ait olan 71,36 ShoreD‟dir. In this study, it was goal to determine mechanical properties of the mixture of polypropylene (PP) which is a member of thermo-plastics and wood particles. 5 mixtures were got according to increasing ratio of wood particles about %5. The tensile specimens were produced using these mixtures. Tensile test and hardness test were performed with these specimens. When the ratio of wood particles in mixtures was increased, the Young modulus and hardness were increased in spite of that the elongation and tensile strength were decreased. The highest Young modulus was obtained from %80PP-%20 wood particles mixture as 748,52 MPa. However, the highest elongation was got from pure polypropylene as %19,62. The highest tensile strength was determined as 39,27 MPa using pure polypropylene. But, the highest hardness value was obtained from %80PP-%20 wood particles mixture as 71,36 ShoreD 76
- Published
- 2014
30. Parmak freze takımı ile talaş kaldırmada kesme kuvvetleri ve boyut hatalarının kesme kuvveti dağılımı metodu ile analizi
- Author
-
Aydin, Mehmet, Uçar, Mehmet, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Bu çalışmada, parmak frezeleme proseslerinde kesme kuvvetlerinin modellenmesi için gerekli spesifik kesme katsayılarını belirlemek ve kesici takım sehiminin sebep olduğu boyutsal yüzey hatalarını analiz etmek için etkin bir simülasyon metodu sunulmuştur. Metot helisel kesici ağızlı parmak frezenin kesen kısmını deneysel kalibrasyon testleri sırasında disk elemanlara bölerek uygulanmıştır. Spesifik kesme katsayıları parmak freze üzerindeki kuvvet dağılımı belirlenerek türetilen analitik ifadelerden tayin edilmiştir. Katsayılar sadece kesici takım iş parçası çiftine değil aynı zamanda kesici takım geometrisine ve frezeleme tipine bağlıdır. Boyutsal yüzey hataları helisel kesici ağızlı parmak freze değişken atalet momentli bir konsol kiriş olarak ele alınarak ve eğilme momenti ve sehim arasında analitik bir ilişki kurularak modellenmiştir. Önerilen metodun geçerliliği çeşitli kesme koşulları altında gerçekleştirilen bir dizi sayısal çalışma ve frezeleme deneyi ile teyit edilmiştir. Sayısal ve deneysel sonuçların karşılaştırması sunulan metodun frezeleme kuvvetlerini ve boyutsal yüzey hatalarını doğru tahmin edebilme yeteneğine sahip olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak, bu metot parmak frezeleme proseslerinde uygun kesme koşullarını belirlemek için etkin olarak kullanılabilir. In this study, an efficient simulation method is presented to determine the specific cutting coefficients required for modeling of cutting forces and to analyze the dimensional surface errors caused by cutting tool deflection in end milling processes. The method is applied by dividing the cutting part of the helical fluted end mill into disc elements during experimental calibration tests. The specific cutting coefficients are established from the analytical expressions derived by identifying the force distribution on the end mill. The coefficients depend on not only tool-workpiece pair but also cutting tool geometry and milling type. The dimensional surface errors are modeled by considering the helical fluted end mill as a cantilever beam with varying moment of inertia and by establishing an analytical relationship between bending moment and deflection. The effectiveness of the proposed method is verified by a serious of computational studies and milling experiments carried out under various cutting conditions. The comparison of numerical and experimental results indicates that the presented method is capable of accurate prediction of milling forces and dimensional surface errors. Finally, this method can be effectively applied for identifying appropriate cutting conditions in end milling processes. 160
- Published
- 2014
31. Dış düz dişli pompa gövdesinin parametrik tasarımı ve boyut optimizasyonu
- Author
-
Çinar, Recep, Uçar, Mehmet, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Elastic stress analysis ,Teknik Eğitim ,Mechanical education ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği ,Machine elements ,Pressure distribution ,Structural optimization ,Pumps ,Mechanical engineering - Abstract
Bu araştırmada dıştan düz dişli tip hidrolik pompalarda, pompa gövdesinin cidar kalınlığı optimizasyonu üzerine ileri düzey bilgisayar destekli tasarım, mühendislik ve yapısal optimizasyon tekniklerini referans alan bir uygulama algoritması geliştirilmiş ve örnek bir dişli pompa gövdesi üzerinde uygulamaya koyulmuştur. Bu kapsamda pompa gövdesinin girişten çıkışa doğru maruz kaldığı iç basınç dağılımı ve yapısal gerilme dağılımı deneysel olarak incelenmiştir. Deneysel olarak elde edilen pompanın içindeki akışkanın basınç dağılım değerleri analiz edilmiştir ve pompa gövdesinin girişten çıkışa doğru maruz kaldığı basınç değerlerinin hesaplanmasında kullanılmak üzere ilgili literatürde verilen Pi = Pmaks β/π eşitliğine alternatif, örneğe özgün ampirik bir eşitlik elde edilmiştir. Örnek pompa SolidWorks parametrik CAD yazılımı kullanılarak 3 Boyutlu olarak bilgisayar ortamında modellenmiştir. Elde edilen amprik eşitlikle hesaplanan basınç değerleri SolidWorks Simulation FEA yazılımı içerisinde sınır şartı olarak tanımlanmış ve gerçekleştirilen FEA analizi sonucu gerilme dağılımlarına ait sayısal ve görsel çıktılar elde edilmiştir. Deneysel tasarım doğrulama sürecinde, deneysel ve sonlu elemanlar analizinde elde edilen gerilme değerleri karşılaştırılmış ve değerlerin kabul edilebilir ölçüde örtüştüğü görülmüştür. Takip eden adımda, pompa gövdesinin tasarımı ve cidar kalınlığı optimizasyonu süreçlerinde kullanılmak üzere SolidWorks CAD / Simulation uygulamaları ile entegre çalışan özgün bir masa üstü uygulaması geliştirilmiştir. Bu uygulama ile pompa tasarımında kullanılan temel hidrolik ve geometrik parametreler kullanılarak pompa gövdesinin CAD modeli otomatik bir şekilde oluşturulabilmekte ve tanımlanan tasarım sınırlarına göre gövde optimizasyonu gerçekleştirilebilmektedir. Sonuç olarak dişli pompa imalatçı firmalarının farklı debilere ve çıkış basınçlarına sahip optimum pompa modellerini hızlı bir şekilde oluşturmasına olanak sağlayacak bir algoritma ve masa üstü uygulaması ortaya konmuştur. In this study, an optimization and design algorithm has been developed to obtain appropriate wall thickness of external spur gear pumps' housing using computer-aided design, engineering and structural optimization techniques. A sample of this algorithm has been implemented on a pump housing. In this scope, internal pressure distribution from inlet to outlet and structural stress distribution were investigated experimentally. Obtained pressure distribution values of the fluid within the pump were analyzed and an alternative distinctive empirical equation was obtained to the usual (Pi = Pmaks β/π) pressure distribution on the inner surface of the pump housing in the literature. A sample pump was modeled using SolidWorks CAD software. The calculated pressure values using empirical equations have defined as boundary condition in SolidWorks Simulation FEA software. Hence numerical and visual plots obtained from FEA analysis. During experimental design validation process, the experimental and finite element stress values obtained from the analysis were compared and seen that values in the range of acceptable error rate. In subsequent step, a specific desktop application which is integrated SolidWorks CAD/Simulation software has been developed to design of pump housing and optimization process of wall thickness. The CAD model of pump housing can be automatically created with this application and optimization of pump housing can be done according to defined design constraints by using geometric and hydraulic pump design parameters. Consequently, an algorithm and desktop application which allows to quickly create optimum pump models at different flow rate and output pressure is put forward for producers. 87
- Published
- 2014
32. Ti6Al4V titanyum alaşımının ön ısıtmalı şartlarda frezelenmesinin araştırılması
- Author
-
Hamamci, Emre, Kayacan, Mehmet Cengiz, and Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Bu çalışmada, frezelemede titanyum alaşımı olan Ti6Al4V malzeme, (PVD ile) kaplanmış karbür kesici uçlarla farklı kesme şartlarında ve farklı ön ısıtma sıcaklıklarında talaş kaldırmak suretiyle kesici uçlardaki aşınma mekanizmaları, iş parçası üzerinde oluşan pürüzlülük incelenmiş, literatür çalışmalarıyla mukayese edilmiş ve takım ömrü belirlenmeye çalışılmıştır. Deneyler CAD/CAM Araştırma ve Uygulama Merkezinde bulunan Hartford marka dikey işleme merkezinde yapılmıştır. Ön ısıtma işlemi CAD/CAM Merkezinde bulunan indüksiyon fırını ile yapılmıştır. Çalışmada kesme sırasında oluşan kesme kuvveti, dinamometre ile takım aşınması SEM tarama elektron mikroskobu ile ve yüzey pürüzlülük değerleri elmas uçlu yüzey pürüzlülük test cihazı ile malzemede oluşan sıcaklık ise termokupllar ile ölçülmüştür. Deney parametrelerine göre elde edilen kesme kuvvetleri ve yüzey pürüzlülük değerleri akıllı yöntemlerden biri olan evrimsel programlama ile modellenmiş ve matematiksel olarak denklemleri türetilmiştir.Ti6Al4V malzemesinin ön ısıtma yapılarak işlenmesinde takım aşınması mekanizmaları, ön ısıtmasız işlemedeki takım aşınma mekanizmalarıyla karşılaştırılmıştır. Ayrıca malzemenin ön ısıtmalı ve ön ısıtmasız işlenebilirlikleri karşılaştırılmıştır. Bütün bunlarla birlikte en uygun ön ısıtmalı kesme parametreleri belirlenmeye çalışılmıştır. Ön ısıtma yapılan iş parçasını işleme sırasında, karbür uçlarla farklı kesme şartlarında 125 deney yapılmıştır, neticesinde elde edilen kesme kuvvetleri incelenmiştir, incelemeler sonucunda elde edilen değerlere göre en iyi kesme şartları belirlenmeye çalışılmıştır.Ön ısıtma işlemi ile elde edilen iyileştirmeler neticesinde, oda sıcaklığında yapılan işlemeye göre ön ısıtma ile yapılan deneylerde işleme zamanı açısından %30'lara yakın avantaj sağlanmıştır. Kesme kuvvetlerinin incelenmesi neticesinde ise, ön ısıtma işleminin iş parçasına uygulanması ile kesme kuvvetlerinde %7-16 aralığında azalmaların gözlendiği, özellikle 400 0C ön ısıtma değerinde en düşük kesme kuvvetleri ölçülmüştür. Bunun yanında elde edilen verilerin akıllı yöntemlerde modellenmiş, evrimsel programlamada türetilen matematiksel ifadelerden elde edilen yüzey pürüzlülüğü değeri %79 oranında doğruluk payı ile tahmin edilmiştir. Aynı şekilde Fxort kesme kuvveti %74, Fyort'da %78 doğruluk oranlarında tahmin edilmişlerdir.Anahtar Kelimeler: Frezeleme, ön ısıtmalı işleme, kesme kuvveti, yüzey pürüzlülüğü, aşınma, evrimsel modelleme In this study, in milling operations, the Ti6Al4V titanium alloy, machining with carbide-coated cutting inserts on the different pre- heating temperatures, different cutting conditions and investigated tool wear mechanism, workpiece surface roughness, compared with literature studies and try to deteminated tool life. Experiments were made with the Hartford brand was vertical machining center at CAD / CAM Research and Application Center. The pre-heating application was made with induction furnace at CAD / CAM center. In this study, during cutting, cutting force was measured with dynamometer, tool wear measured with scanning electron microscope SEM and surface roughness measured with diamond prob surface roughness tester, the temperature of the material was measured with thermocouples. The amounts of cutting force and surface roughness values which were obtained according to experimental parameters were modeled with evolutionary programming and mathematical equations were derived.Ti6Al4V material machining with pre-heating tool wear mechanism compaired with convensional machining tool wear mechanism. With all of these tried to determine the most appropriate pre-heated cutting parameters.Pre-heating the workpiece during machining, carbide inserts coated with different cutting conditions, cutting forces obtained from 125 test result analyzed, using the values obtained as a result of views tried to determine the best cutting conditions.The improvements obtained by pre-heating as a result of processing performed at convensional machining when tested in accordance with pre-heating time in terms of processing advantages are provided close to 30%. As a result of examination of the cutting forces, the implementation of pre-heating the workpiece in the range of 7-16% reduction in cutting forces observed, in particular, pre-heating value of 4000C was measured at low cutting forces. Moreover, the resulting data was modeled in a evolutionary programming, obtained from mathematical expressions derived in surface roughness value of 79% was estimated with accuracy. Fxort cutting forces in the same way as 74%, in Fyort were estimated at 78% accuracy rate.Keywords: Milling, pre-heating machining, cutting force, surface roughness, tool wear, evolutionary programming 167
- Published
- 2014
33. Torna tezgâhında kanal açma operasyonları için kesme parametrelerinin kesme kuvveti, takım aşınması ve kanal profili üzerindeki etkisinin incelenmesi
- Author
-
Meydaneri, Fatih, Dilipak, Hakan, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Machinability ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Talaşlı imalatta tornalama operasyonları içerisinde en karmaşık işleme yapısına sahip yöntemlerden birisi kanal açma işlemleridir. Talaş kaldırma işlemi sırasında kesici ucun üç yüzeyinin de iş parçası üzerine aynı anda temas etmesi ve oluşan talaşın kanal içerisinde sergileyeceği davranış, işlemin zorlaşmasına sebep olan temel unsurlardır. Bu şartlar altında, istenilen yüzey kalitesi, kanal geometrisi ve ölçü hassasiyetine sahip bir kanal açma işlemi için kesme şartlarının (kesme hızı, ilerleme hızı, kesici geometrisi ve kesici takım malzemesi) en iyi şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Çalışmada, kaplamalı (TiAlN) ve kaplamasız, GM ve TF talaş kırıcı geometriye sahip 4 farklı kesici uç kullanılmıştır. Kanal açma işlemi AISI 1050 çelik malzemesi üzerinde 4 farklı kesme hızı (60-96-153-245 m/dak) ve 4 farklı ilerleme hızı (0,06-0,14-0,22-0,3 mm/dev) değerleri ile kuru kesme şartları altında gerçekleştirilmiştir. Kanal açma işlemleri sırasında kesme kuvvetleri ve kanal yüzey pürüzlülük değerleri incelenmiştir.Kesme kuvvetleri bakımından en düşük değerler yüksek kesme hızlarında elde edilmiştir. Kesme hızlarına bağlı olarak artan sıcaklık ile plastik deformasyonun kolaylaşması, kesme kuvvetlerinin düşmesi ile sonuçlanmıştır. Kaplamalı takımlarla yapılan deneylerde kaplamasız takımlara göre daha yüksek kesme kuvvetleri görülmüştür. Yüzey pürüzlülüklerine bakıldığında ise en iyi sonuçlar kaplamalı takımlarla yapılan deneylerde elde edilmiştir. Artan kesme hızları ile birlikte TF geometriye sahip kesici uçların yüzey pürüzlülük değerlerinin düşmesinde önemli bir etkiye sahip oldukları görülmüştür. Parting and grooving is one of the most complex machining operations in chip removal methods. During chip removal, three surfaces of grooving inserts to the workpiece at the same time and behavior of chip in grooves are essential facts on the difficulty of process. In these context, it is required to determine the optimal cutting conditions(cutting speed, feed rate, material of insert and insert geometry) for the best surface quality, groove geometry and dimension sensivity. In this study, 4 different types of inserts as coated-uncoated and GM-TF geometry have been used. Grooving operations in the experiments have been carried out on AISI 1050 steel material with 4 different cutting speeds (60-96-153-245 m/min) and 4 different feed rates (0,06-0,14-0,22-0,3 mm/rev) in dry machining conditions. Cutting forces and surface roughness values have been determined during the grooving processes.The lowest results with regard to cutting forces have been obtained with high cutting speeds. Depending on cutting speeds with increasing temperature, it has been seen facilitate of plastic deformation and resulted in a reduction of cutting forces.With the coated grooving inserts, it has been obtained the best results for the surface roughness. Increasing cutting speeds have significant effects in the decrease of the surface roughness. 84
- Published
- 2014
34. Dört silindirli dört zamanlı bir dizel motorunun dinamik modeli ve titreşimlerinin incelenmesi
- Author
-
Solmaz, Hamit, Karabulut, Halit, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Forced vibration ,Teknik Eğitim ,Vehicle engines ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği ,Internal combustion engines ,Mechanical vibration - Abstract
Taşıtlarda sürüş güvenliği ve konforu olumsuz yönde etkileyen unsurlardan birisi titreşimlerdir. Taşıt titreşimlerinin temel kaynakları yol pürüzlülüğü ve motor titreşimleridir. İçten yanmalı motorda meydana gelen titreşimler, motorun çalışma prensibinin gereği olarak tamamen yok edilememektedir. Ancak hareketli parçaların kütlelerinde yapılacak optimizasyonlarla bu titreşimler azaltılabilir. Ayrıca uygun motor takozlarının kullanılmasıyla meydana gelen titreşimlerin karoseriye iletimi de minimize edilebilmektedir. Bu çalışmada dört silindirli dört zamanlı bir dizel motorunun dinamik modeli geliştirilmiş ve motor titreşimleri incelenmiştir. Geliştirilen model motor bloğunun üç eksendeki öteleme hareketlerini, bu eksenler etrafındaki dönme hareketlerini ve krank milinde meydana gelen hız dalgalanmalarını ihtiva eden yedi serbestlik derecesine sahip bir modeldir. Modelde silindir gaz basınç kuvvetleri, hareketli parçaların atalet kuvvetleri, hidrodinamik ve kuru sürtünme kuvvetleri, harici yük momenti ve marş momenti dikkate alınmıştır. Motor bloğunun sabit bir zemine önden iki ve arkadan bir takoz ile bağlandığı kabul edilmiştir. Analizin daha gerçekçi olması için tek silindirli bir dizel motorundan deneysel olarak elde edilen silindir içi basınç verileri kullanılmıştır. Modelin sayısal çözümü için Taylor seri metodu kullanılmış ve FORTRAN dilinde bir program hazırlanmıştır. Geliştirilen simülasyon programı kullanılarak farklı motor yüklerinin, silindir basıncında meydana gelen çevrimsel farklılıkların, biyellerin atalet kuvvetlerinin, birleştirilmiş krank ve volan atalet momentlerinin, pistonların atalet kuvvetlerinin, karşı ağırlıkların atalet kuvvetlerinin etkileri incelenmiştir. Uygun takoz parametrelerinin belirlenebilmesi için öncelikle her eksendeki optimum eşdeğer takoz parametreleri belirlenmiş daha sonra tork dönme ekseni dikkate alınarak üç takoz için ayrıklaştırma işlemi gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, geliştirilen modelin içten yanmalı motorların titreşim kaynaklarının belirlenmesinde, bu titreşimleri azaltma çalışmalarında ve uygun takoz parametrelerinin belirlenmesinde kullanılabileceği belirlenmiştir. Vibrations are one of the factors that affect vehicle driving safety and comfort negatively. Principal sources of vehicle vibrations are ground roughness and engine vibrations. The vibrations occurring in the internal combustion engines are not completely eliminated because of the working principle of the engine. Despite that, vibrations can be reduced by optimizing the mass of the moving parts. In addition this, the transmission of the engine vibrations to the chassis frame can be minimized by using appropriate engine mountings. In this study, a dynamic model of a four-cylinder four-stroke diesel engine was developed and engine vibrations were investigated. The model developed has seven degrees of freedom involving three translational and three rotational movements of the engine block and the crankshaft speed fluctuations. In the model, the cylinder gas pressure forces, inertia forces of the moving parts, hydrodynamic and dry friction forces, external load torque and starter torque were taken into consideration. It was assumed that the engine block was fixed to a rigid ground with two fronts and one rear mount. To improve the reliability of the analysis, the cylinder pressure was taken from a single cylinder four stroke diesel engine experimentally. For the solution of dynamic model a method based on Taylor series was used and a simulation program was developed in FORTRAN. By using the prepared simulation program the influences of; different engine loads, the cyclic variation of the in-cylinder pressure, the connecting rods inertia forces, the combined flywheel and crankshaft inertia moment, inertia forces of pistons, inertia forces counterweights; were examined. In order to determine appropriate mount parameters, primarily optimal equivalent mount parameters were determined on each axes, then decoupling of equivalent parameters into three engine mounts was carried out by considering torque roll axis decoupling. As the result, it is proved that, the model developed can be used for determination of vibrations generated by the engine, reducing these vibrations and determining appropriate engine mounting parameters. 298
- Published
- 2014
35. Endüstriyel karıştırıcıların kullanım alanları ve boyutlandırma hesabı
- Author
-
Tütüncükara, Mehmet Mustafa, Güngör, Ferhat, Makine Eğitimi Anabilim Dalı, and Makina Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Eğitim ,Karıştırıcı ,Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Karıştırıcı Boyutlandırma ,Türbin Karıştırıcı ,Makine Mühendisliği ,Makina ,Sıvı Sıvı Karışım ,Karıştırma ,Pervane ,Kimya ,Türkiye ,Testere Dişli Karıştırıcı ,Chemistry ,Çapa Tip Karıştırıcı ,Technical Education ,Gri ilişkisel analiz ,İntermig Karıştırıcı - Abstract
Karıştırıcılar pek çok sahada kullanım alanına sahiptir. Karıştırıcıların temel görevi kimyasal ve fiziksel değişim meydana getirmektir. Bu sebeple, karıştırıcı dizaynı yapabilmek için, kimyasal ve fiziksel temel bilgileri sahip olmak gerekir. Özellikle gıda, ilaç ve kimya sanayinde, her geçen gün yeni ürünler geliştirilmektedir. Bu nedenle karıştırıcı cihazlara ihtiyaç duyulmaktadır. Geliştirilen ürünlerin çeşitliliğinden dolayı, karıştırıcı cihazlar değişik şekillerde dizayn edilmektedir. Karışımların çoğunluğu sıvı sıvı ve sıvı katı karışımlarından oluştuğu için, araştırmalar bu iki karışım üzerine yoğunlaşmıştır. Yapılan bu çalışmada, özellikle sıvı+sıvı karışımlar incelenmiştir. Karışımı oluşturan maddelerin fiziksel özelliklerine göre; gerekli güç ihtiyacı, kanat ve karıştırıcı tipi seçimi, mukavemet hesaplamaları konuyu oluşturan temel ilkelerdir. Ülkemizde kullanılan reaktör şeklindeki karıştırıcıların büyük bir kısmı, yurt dışındaki firmalar tarafından temin edilmektedir.Ülkemizde üretilen karıştırıcıların büyük çoğunluğu ise bilinçsizce yapılmaktadır. Bu tip cihazları, enerji tüketimi minimum düzeyde olacak şekilde tasarımını yaparak, ülke ekonomisine ve teknolojisine yararlı olması bakımından üretimini üstlenmemiz ve bilinçli olarak üretmemiz gerekmektedir.Yapılan bu çalışmada, karıştırıcı boyutlandırma konusu da ele alınmıştır. Tank ile Pervane arasındaki boyutsal ilişkiler, bu ilişkiye bağlantılı olarak, motor gücü, mil çapı, pervane çalışma devri ve kritik devir hesaplamaları yapılmıştır.Deneysel çalışmada kullanılmak üzere `Prototip mikser` imal edildi. Su ve astar boya ürünlerini karıştırmak üzere 3 farklı tip pervane yapılmış ve her bir 3 farklı devirde çalıştırılarak akım ve gerilim ölçümleri yapılmıştır. Bu değerler `Gri İlişkiler Analiz Metodu` ile analiz edilerek optimum pervane tipi devri saptanmıştır.Anahtar kelimeler: Karıştırma, karıştırıcı, pervane, sıvı sıvı karışım, türbin karıştırıcı, intermig karıştırıcı, çapa tip karıştırıcı, testere dişli karıştırıcı, karıştırıcı boyutlandırma,Gri ilişkisel analiz,Ağustos-2014 Mehmet Mustafa TÜTÜNCÜKARA Mixers have many uses in the field. The main task of the mixers is to bring about chemical and physical changes.Thus, mixer to be able to design, chemical and physical need to have basic information.Especially the food, pharmaceutical, and chemical industries, new products are being developed every day. There is therefore a need for mixing devices. Because of the variety of products developed, mixer devices are designed in different ways.Most of the mixture to liquid+liquid and liquid+solid mixtures, research has focused on these two mixtures.In these studies, especially liquid mixture were examined. According to the physical properties of the constituent components; necessary power requirements, blade and mixer selection, strength calculations are the basic principles that make up the subject.In our country, a large portion of the reactor used in the form of mixers, foreign companies are provided.Produced in our country the majority of mixers are made unconsciously. Such devices, to be the minimum level of energy consumption by designing, be beneficial to the country in terms of economy and technology, our production and consciously assume we need to produce.In these studies, concerning proper sizing is discussed in mixer. Dimensional relationships between the vessel and the impeller, in connection with this relationship, engine power, shaft diameter, propeller operating speed and critical speed calculations were made.For use in experimental studies `Prototype mixers` were fabricated. Water and paint to mix the three different types of products made and a propeller operated at three different speed, current and voltage measurements were made. These values `Grey Relationship Analysis Method` and is determined by analyzing the optimum speed propeller type.Keywords: Mixing,mixer,impeller,liquid-liquid mix,turbine impeller,intermig impeller,anchor impeller,sawtooth impeller,mixer sizing, grey relationship analysis.August-2014 Mehmet Mustafa TÜTÜNCÜKARA 133
- Published
- 2014
36. Farklı dizel yakıtların sürtünme ve aşınmaya etkisinin incelenmesi
- Author
-
Vapur, Deniz, Karabektaş, Murat, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Engineering Sciences ,Makine Mühendisliği ,Mühendislik Bilimleri - Abstract
ÖZETAnahtar Kelimeler: Biyodizel, Alternatif Yakıt, Emülsiyon, Aşınma, Sürtünme.Petrol rezervlerindeki hızlı azalış, petrol fiyatlarının artması, petrol üreten bölgelerdeki istikrarsızlık eğilimi ve çevresel etkiler nedeniyle petrol türevi fosil yakıtlara alternatif yakıtlar geliştirme amaçlı yürütülen çalışmalar büyük önem kazanmıştır. Motorlu taşıtlar arasında önemli paya dizel motorlu taşıtlar sahip olduğu için dizel yakıtına alternatif yakıtlar üzerindeki çalışmalar ön plana çıkmaktadır.. Özellikle dizel yakıtına benzer özelliklere sahip, bitkisel kaynaklı biyodizel yakıtının alternatif bir yakıt olabileceği düşünülmektedir.Bu çalışmada, bitkisel yağdan transesterifikasyon metoduyla biyodizel üretilmiş ve deneylerde kullanılmıştır. Dizel yakıtı kullanılarak hacimsel olarak %10 su içeren üç fazlı emülsiyon yakıt üretilmiştir. Saf biyodizel, saf dizel ve hacimsel olarak %10 su içeren dizel yakıtı–su emülsiyon yakıtının sürtünme ve aşınma özellikleri test düzeneğinde incelenmiştir. Üç farklı yakıt aşınma test düzeneğinde 10 N, 20 N ve 30 N yüklerinde ve 1 m/s, 3 m/s, 5 m/s disk dönme hızlarında test edilmiştir. Bulunan sonuçlar karşılaştırmalı olarak grafikler ile verilmiş ve analiz edilmiştir. Test sonuçlarına göre; her devir ve yükte en düşük sürtünme ve aşınma değerlerinin saf biyodizel yakıtı kullanımı sonucundaki numunelerden elde edildiği anlaşılmıştır. Bunun yanında, motorin kullanılarak hazırlanan ve hacimsel olarak %10 su içeren üç fazlı emülsiyon yakıtın aşınma ve sürtünme değerlerini arttırdığı belirlenmiştir INVESTIGATION OF THE EFFECTS OF DIFFERENT DIESEL FUELS ON FRICTION AND WEARSUMMARYKey Words: Biodiesel, Alternative fuel, Emulsion, Friction, Wear.Due to rapid decrease of petrol reserves, increase of petrol price, unstability in petrol producing countries and environmental concerns , studies on developing alternative fuels as a substitute for petrol derivatives fuels have become important. Among the vehicles, diesel engine powered ones have a large share, so the investigations on the alternative fuels to diesel fuel have come into prominence. Having some similar properties to diesel fuel, biodiesel which is produced from vegetable oil has been considered as a promising alternative fuel. In this study, biodiesel was produced using vegetable oil by transesterification method and used in tests. By using diesel fuel, three phase emulsion fuel which have 10% vol. water was prepared. Friction and wear characteristics of biodiesel, diesel fuel and emulsion fuel was experimentally investigated in the test rig. Three different fuels were experimented at 10 N, 20 N, 30 N loads and 1 m/s, 3 m/s, 5 m/s disk rotation speeds. Obtained results have been given as graphics and they have been analyzed comparatively.According the test results, lowest friction and wear values were obtained with pure biodiesel for every test velocities and test loads. In addition to this, it has been determined that three phase emulsion which was prepared by adding diesel fuel and %10 water causes increase in wear and friction values. 122
- Published
- 2014
37. AZ91 magnezyum alaşımının işlenebilirlik özelliğinin deneysel olarak araştırılması
- Author
-
Mullaahmetoğlu, Faruk, Asal, Ömer, and İleri Teknolojiler Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Engineering Sciences ,Makine Mühendisliği ,Mühendislik Bilimleri - Abstract
Talaşlı imalatta verimliliği arttırabilmek için mümkün olduğunca yüksek hızlarda işleme yapmak arzu edilir. Magnezyum gibi yüksek sıcaklık değerlerinde parlama riski olan malzemeler için kesme hızı ve ilerleme oranlarının iyi tespit edilmesi gerekir. Yapılan bu çalışmada, AZ91 Magnezyum alaşımının farklı parametre değerlerinde işlenebilirliği incelenmiştir. Çalışmada, kaplamalı ve kaplamasız uçlar kullanılarak, 3 farklı ilerleme hızı (0,1 mm/rev, 0,2 mm/rev, 0,3 mm/rev), 4 farklı kesme hızı (200 m/min, 320 m/min 512 m/min, 820 m/min) ve 3 farklı kesme derinliğinin (1 mm, 2 mm, 3 mm) takım üzerine gelen kuvvetlere ve yüzey pürüzlülüğüne etkileri deneysel olarak araştırılmıştır. Deneyler sonucunda elde edilen veriler, takım üzerindeki kaplamanın esas kesme kuvvetini düşürdüğünü ve yüzey pürüzlülüğünü artırdığını göstermiştir. İlerleme, kesme hızı ve kesme derinliği için artan değerlere paralel olarak esas kesme kuvvetinin ve yüzey pürüzlülüğünün artış gösterdiği de görülmektedir. Yapılan bu çalışma ile AZ91 Magnezyum malzemelerin talaşlı imalatı için en uygun işleme parametrelerinin tespit edilerek literatüre kazandırılması hedeflenmiştir. In order to increase productivity in machining, it is desired to work at speeds as high as possible. For materials such as magnesium which has flash risk at high temperatures, it is necessary to determine the cutting speed and feed rates well. In this study, machinability of AZ91 magnesium alloy was examined in different parameter values. In this study, coated and uncoated inserts were used and the impacts of 3 different feed rates (0.1 mm / rev, 0.2 mm / rev, 0.3 mm / rev), 4 different cutting speeds (200 m / min, 320 m / min to 512 m / min, 820 m / min) and 3 different cutting depths (1 mm, 2 mm, 3 mm) on the forces applied to the tool and on the surface roughness were investigated experimentally. Data obtained as a result of the experiments showed that the coating on the tool reduced the real cutting force and increased surface roughness. It is also seen that the cutting force and surface roughness increase in parallel with the increasing values for feed rate, cutting speed and cutting depth. With this study, it is aimed to determine the most appropriate machinability parameters for machining of the AZ91 Magnesium materials and utilized in the literature. 132
- Published
- 2014
38. Ç1018 çelik malzemenin işlenmesinde uygun kesici takımın belirlenmesi
- Author
-
Yenal, Selim Emre, Karacan, İsmail, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Bu çalışmada, Ç1018 çelik malzeme tornalama yöntemiyle işlenerek, kesici uç geometrisinin, kesme parametrelerinin yüzey pürüzlülüğü ve yığıntı talaş oluşumu üzerindeki etkileri incelenmiş ve bunlara bağlı olarak en uygun kesici takım belirlenmiştir. Deneyler, dört farklı kesme hızında (200, 240, 280 ve 320 m/dk), dört farklı ilerleme miktarı (0,1, 0,2, 0,3 ve 0,4 mm/dev) ve 2 mm sabit kesme derinliğinde soğutma sıvısı kullanılarak yapılmıştır. Kesici takım olarak, farklı uç geometrilerine sahip 0,8 mm uç yarıçapında, kaplamalı karbür kesici takımlar kullanılmıştır. Deneysel sonuçlardan kesici takım uç geometrisinin, kesme hızı ve ilerleme miktarının yüzey pürüzlülüğü üzerinde önemli derecede etkili olduğu görülmüştür. İşleme deneylerinde kullanılan silici (wiper) ve silindirik (geleneksel) kesici uç geometrisine sahip kesici takımlar farklı kesme hızı ve ilerleme miktarlarına tabi tutulup, bu kesme parametrelerinde yüzey pürüzlülük değerleri ölçülmüş, en düşük yüzey pürüzlülük değerlerinin silici uç geometrisine sahip kesici takımla işlenen yüzeylerde olduğu görülmüştür. Uygulanan işleme parametrelerinin kesici takım üzerinde oluşturduğu yığıntı katmanı ve yığıntı talaş oluşumu tarama elektron mikroskobu (SEM) ile incelenmiştir. Yığıntı talaş (YT) ve yığıntı katmanı (YK) oluşumunun en fazla görüldüğü kesici takımın, silindirik kesici uç geometrisine sahip kesici takım olduğu görülmüştür. İşleme deneylerinde kesici takımların işleme parametrelerine göre talaş formları incelenmiş ve en uygun talaş formlarının silici uç geometrisine kesici takımla elde edildiği görülmüştür. İşleme deneylerinin sonucunda Ç1018 çelik malzemenin işlenmesinde en uygun kesici takımın silici uç geometrisine sahip kesici takım olduğu anlaşılmıştır. Yapılan deneylerde elde edilen veriler bir yapay sinir ağının (YSA) eğitiminde kullanılmıştır. YSA modellemesinde giriş parametreleri; ilerleme miktarı (f), kesme hızı (Vc) ve çıkış parametresi; yüzey pürüzlülüğü (Ra) olarak belirlenmiştir. Bu modelleme ile yüzey pürüzlülük değerleri tahmin edilmiştir. YSA, Pythia programı kullanılarak tasarlanmıştır. Deneysel sonuçlarla YSA sonuçları karşılaştırıldığında, tasarlanan modelin başarılı bir şekilde uygulandığı ve deney sonuçlarına yakın sonuçlar verdiği görülmüştür. In this study, AISI 1018 material was machined by turning. The influence of cutting tool geometry and cutting parameters on surface roughness and chip formation was investigated and the most suitable cutting tool was determined. The experiments are completed at four different cutting speeds (200, 240, 280 and 320 m/min), four different feed rates (0,1, 0,2, 0,3 and 0,4 mm/rev) and a constant depth of cut (2 mm) by using coolant. Coated carbide cutting tools of different geometries with 0,8 mm tip radius were used. From experimental results, it was seen that cutting tool geometry, feed rate and cutting speeds had significant effect on surface roughness. The lowest surface roughness values were obtained with wiper cutting edge geometry, on the other hand, the highest surface roughness values were obtained with cylindrical (traditional) cutting edge geometry. Tool with wiper and cylindrical (traditional) cutting edge geometries were subjected to different feed rates and cutting speeds, surface roughness values are measured and the lowest surface roughness values are measured with wiper edge geometry cutting tool. The layer formed on cutting tool and chip formation was investigated with scanning electron microscope (SEM). Most of the chip and built-up layer formation were observed with cylindrical cutting edge geometry cutting tool. The experiments show that the most appropriate chip formations were obtained with wiper edge geometry cutting tool. As a result, it is understood that wiper edge geometry cutting tool is the most appropriate cutting tool for turning AISI 1018 material. After the experimental study, to predict the surface roughness, an artificial neural network (ANN) was developed using the experimental results. In modelling of ANN; feed rate (f) and cutting speed (Vc) were used as input parameters where the output parameter were surface roughness (Ra). The ANN was designed by using Pythia software. 82
- Published
- 2013
39. Axiomatic design approach in choosing a plastic injection machine
- Author
-
Özbek, İzzet, Atakök, Gürcan, Makina Eğitimi Anabilim Dalı, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Axiomatic design ,Teknik Eğitim ,Separation axioms ,Plastic injection machinery ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Plastic injection ,Makine ,Makine Mühendisliği ,Öğrenim ve Öğretim - Abstract
ÖZETPLASTİK ENJEKSİYON MAKİNESİ SEÇİMİNDE AKSİYOMATİK TASARIM YAKLAŞIMI Bilindiği üzere plastikler günümüzde en sık kullanım alanına sahip malzemelerdir. Kullanım yerleri çok olmasına rağmen, üretim maliyetinin yüksek olması ve plastiklerin mühendislik malzemeleri olması sebebiyle, derin teknik bilgi, kullanılacağı yere göre malzeme ve üretime uygun makine seçimi dikkat edilmesi gereken hususlardandır.Plastiklerin üretiminde kullanılan çeşitli yöntemlerden bir tanesi de plastik enjeksiyon yöntemidir. Plastik enjeksiyon yöntemi ve makineleri seçimi zor, maliyeti yüksek ekipmanlardır. Alınacak makine öncelikle isteği karşılayacak teknik özelliklere sahip olmalıdır. Ancak bu makinelerin seçiminde dikkat edilmesi gereken özellikler vardır. Bu özellikler, kullanılacak malzemeye, üretimi yapılacak parçaya ve kalıp ölçülerine göre değişiklikler gösterir. Bunu belirlemekte oldukça zor bir işlemdir. Bu çalışmada plastik enjeksiyon makinelerinin seçimini kolaylaştıracak ve daha önce makine ekipman seçiminde kullanılan bir yöntem olan “Aksiyomatik Tasarım Yönteminin Bilgi Aksiyomu” kullanılarak plastik enjeksiyon makinesi seçimi yapılmıştır. Aksiyomatik tasarımla makine seçimi için önemli kriterler belirlenmiş, anket yapılmış ve anket sonuçlarına uygulanan pareto analizi ile önem yüzdesi yüksek sorular seçilmiştir. Önem yüzdesi yüksek sorular bizim makine seçiminde kullanacağımız sorular olmuştur. Aksiyomatik Tasarım uygulaması öncesinde plastik sektöründe yer alan 25 katılımcıyla yapılan anket sonuçlarına göre belirlenen teknik özellikleri dikkate alarak piyasa bulunan 14 adet farklı enjeksiyon makinesinin 3 farklı versiyonuyla oluşan 42 adet değişik model arasından beklentileri en iyi karşılayabilecek makinenin seçimi yapılmıştır. Plastik Enjeksiyon Makinesi Seçiminde bir karar destek mekanizması oluşturulmuş ve makine seçiminde dikkate alınacak özellikler ortaya konulmuştur.ABSTRACTAXIOMATIC DESIGN APPROACH IN CHOOSING A PLASTIC INJECTION MACHINE Plastics materials have a wide using area. Although there are many places to use, and plastics engineering materials due to the high cost of production, deep technical knowledge, the place of use must be considered by the selection of materials and machinery suitable for production issues.One of the various methods used in the manufacture of plastics is injection molding method. Plastic injections molding method and equipment selection is difficult and has the high cost of equipment. Primarily to meet the request of the machine should be taken with the specifications. However, there are features that need to be considered in the selection of these machines. These features use the material pieces will be produced, and varies depending on the size of the mold. This is quite difficult to determine.In this study, the plastic injection molding machine and facilitate the election of the method previously used in the selection machine equipment "axiomatic design method information axiom" was selected using the injection molding machine. Important criteria for the selection of axiomatic set design, machine, Pareto analysis is applied to the results of a survey conducted with the importance and the high percentage of survey questions were selected. Importance in the selection of our machine will use a high percentage of questions were asked.Axiomatic Design prior to application in the plastics industry is determined by the results of the 25 participants of the survey in the market, taking into account the technical characteristics of 14 different injection molding machine consists of three different versions of 42 different models to meet the expectations of the machine have been selected from the best.A decision support system was established so that the Plastic Injection Molding Machine Selection of features to be considered in the selection of the machine have been introduced.
- Published
- 2013
40. Talaş açısının kesme kuvvetleri ve mekanik gerilmeler üzerindeki etkilerinin simülasyonu ve deneysel olarak doğrulanması
- Author
-
Sekmen, Mustafa, Şeker, Ulvi, Kurt, Abdullah, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Cutting force ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Engineering Sciences ,Makine Mühendisliği ,Mühendislik Bilimleri - Abstract
Bu çalışmada; talaş kaldırma (tornalama) sırasında oluşan kesme kuvvetlerinin deneysel olarak ölçülmesi ve aynı şartlar altında DEFORM 3D paket programı yardımıyla talaş kaldırma işleminin simülasyonu hedeflenmiştir. Bu amaçla, farklı kesme parametrelerinde, farklı talaş kırıcı formuna sahip kesici takımlarla, AISI 1050, AA 2011 ve AA 7075 Alüminyum alaşımları üzerinde çeşitli kesme deneyleri yapılmıştır. Talaş kaldırma sırasında oluşan kesme kuvvetleri 9257B Kistler dinamometre yardımıyla ölçülmüştür. Simülasyon sonucunda belirlenen kesme kuvvetleri deneysel sonuçlarla karşılaştırılarak takımda oluşan mekanik gerilmeler ve kesici takım üzerindeki etkileri belirlenmiştir. Takım talaş açısı, talaş kırıcı formu, kesme hızı, ilerleme hızı ve diğer kesici takım geometrilerinin kesici takım gerilmeleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Deneysel ve DEFORM 3D simülasyonu sonucu elde edilen esas kesme kuvveti değerlerinin çok yakın bir dağılım sergilediği ve uygulamada kullanılabileceği görülmüştür. Analizler sonucunda; kesici takım geometrisi, talaş kırıcı formu, kesici uç burun yarıçapı ve kesme parametrelerinin, kesici takım üzerinde oluşan gerilmeler, gerilmelerin yeri ve değişimi ile ilgili gerçekçi bilgiler verdiği gözlenmiştir. Talaş kaldırma sırasında kesme kuvvetlerini belirlemek için deneysel çalışma yapmak karmaşık, zaman alıcı, pahalı ve özel takım gerektirmektedir. Bu zorlukların üstesinden gelmek için DEFORM 3D simülasyonunun kesme kuvvetleri ve mekanik gerilmelerin belirlenmesinde kullanılabileceği gösterilmiştir.Anahtar Kelimeler : Talaş açısı, kesme kuvvetleri, kesici takım gerilmeleri, DEFORM 3D In this study, experimental measurement of cutting forces (turning) during chip removal turning process and simulation of cutting in the same condition via DEFORM 3D software were aimed. The cutting forces obtained by experiment were compared to simulation results, then mechanical stresses and their effects on cutting tools were determined. At the experiments, various cutting parameters and cutting tools having different chip breaker forms were used on the materials of AISI 1050, AA 2011 and AA 7075. The cutting forces were measured by a 9257B Kistler dynamometer. The effects of rake angle, chip breaker form, cutting velocity, feed rate, and cutting tool geometries on cutting tool stresses were investigated. The main cutting forces obtained experimentally and DEFORM 3D simulation shown very close distribution and the values obtained could be used in practice. At the consequences of analyses, it was observed that cutting tool geometry, chip breaker form, nose radius, and cutting parameters provide reliable information with respect to cutting tool stresses, location of stress, and stress distribution. Because of the experimental study to determine cutting forces and mechanical stresses during chip removal is complex, time consuming, and costly and requiring specific tools, Deform 3D software can be used for the prediction/determination of cutting forces and mechanical stresses and to overcome these difficulties.Key Words : Rake angle, cutting forces, cutting tool stresses, DEFORM 3D 190
- Published
- 2013
41. Piston ve supapları ZrO2 kaplanmış bir dizel motorunda bitkisel yağın kullanılması
- Author
-
Gürbüz, Özkan, Hazar, Hanbey, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Giderek artan enerji gerekenimi ve yakın gelecekte petrolün tükenecek olması alternatife enerji kaynaklarına yönelik araştırmaları giderek artırmaktadır. En önemli alternatif enerji araştırmalarından biri de içten yanmalı motorlar için yakıt olabilecek bitkisel yağ kullanımıdır. Bu çalışmada üç ham bitkisel yağ bir dizel motorunda yakıt olarak kullanılmıştır. Soya yağı tütün yağı ve badem yağı dizel yakıtı ile %15, %35 ve %65 oranlarında hacimsel olarak karıştırılmıştır. Bu karışım yakıtlar ve normal dizel yakıtı, 4 zamanlı, tek silindirli ve hava soğutmalı bir dizel motorunda kullanılmıştır. Daha sonra bu motor düşük ısı kayıplı bir motora dönüştürülmüştür. Motorun piston başı yüzeyi ve emme ve egzoz supaplarının yüzeyleri ZrO2 seramik malzeme ile kaplanmıştır. Daha sonra yukarıda bahsedilen deney yakıtları kaplamalı motorda test edilmişlerdir. Kaplamalı ve kaplamasız motordaki test sonuçları birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Performans testlerinde motor momenti, motor gücü ve fren özgül yakıt tüketimi değerleri tüm test yakıtları için kaplamalı ve kaplamasız motorlarda bulunmuştur. Emisyon testlerinde, test karışım yakıtlarının kullanımında CO,CO2, HC ve NOx emisyonlarının sonuçları bulunmuş ve normal dizel yakıtı değerleri ile karşılaştırılmıştır. Performans testi sonuçları motor performansının bitkisel yağ kullanımı ile bir miktar düştüğünü göstermiştir. Ancak motorun kaplanmasıyla beraber bitkisel yağ kullanımı ile kaplamalı motorda performans parametreleri, belki de silindir duvarlarında olan ısı transferinin azalması sayesinde, artışlar göstermiştir. Emisyon testi sonuçlarına gelince, hem normal kaplamasız motorda hem de kaplamalı motorda bitkisel yağ kullanımı ile CO ve HC emisyonları azalmıştır. Ancak hem bitkisel yağ kullanımı hem de motorun kaplanması işlemleri nedeniyle NOx emisyonu değerleri artışlar göstermiştir.Anahtar kelimeler: Dizel motor, Performans ve emisyon, Soya yağı, Badem yağı, Tütün yağı Alternative fuel researches are being carried out due to the increasing energy requirement and near future petroleum depletion. One of the most important alternative fuel researches is considered to be vegetable oil usage in internal combustion engines. In this study, three pure vegetable oils were used in a diesel engine. Soybean oil, tobacco seed oil and almond seed oil were blended with diesel fuel by volumes of 15%, 35% and 65% rates, volumetrically. The mentioned blend fuels and standard diesel fuel were then used in e single cylinder, four strokes and air cooled diesel engine. Then the engine was converted to a low heat rejection diesel engine. The piston head and exhaust and intake valves of the engine were coated with ZrO2 coating ceramic material. Then the above mentioned test fuels were tested in the coating engine. The tests results of coating and uncoated normal engine operation were compared with each other. In the performance tests, engine torque, power and brake specific fuel consumption results for test fuels usage in were observed. In the emission test, CO,CO2, HC and NOx emission results for all the test fuels operation were founded and compared with the standard diesel fuel operation. Results of performance have showed that the performance of the engine was slightly decreased with vegetable oil usage. However, the performance parameters of all the vegetable oils were increased when the test engine was coated probably due to the reduction of heat transfer through the engine cylinder. As for the emission results, both for coated and uncoated engine operation CO and HC emissions were decreased with vegetable oil usage. However, NOx emissions were increased for both engine coating and vegetable oil usage in diesel engine.Keywords: Diesel engine, Performance and emission, Soybean oil, Almond oil, Tobacco oil. 92
- Published
- 2013
42. Farklı seramik kesici takımlar için takım ömrü modellerinde üstel değerlerin deneysel olarak belirlenmesi
- Author
-
Ay, Emre, Korkut, İhsan, and Makine Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Engineering Sciences ,Makine Mühendisliği ,Mühendislik Bilimleri - Abstract
Talaş kaldırma esnasında ortaya çıkan en büyük problemlerden bir tanesi takım aşınmasıdır. Talaş kaldırma işlemi esnasında tüm takımlar aşınır ve bu aşınma takım ömrünü tamamlayıncaya kadar devam eder. Takım aşınmasına etki eden (kesme hızı, ilerleme, kesme derinliği, kesme sıvısı) faktörler kesme işlemine bağlı olan parametrelerdir. Kesme parametresi-takım ömrü ilişkisine dayalı modellerden yola çıkılarak takım ömrü belirlenmektedir. Takım ömrünü tayin etmede en yaygın kullanılan modeller Taylor, Gilbert, Krononberg modelleridir. Günümüzdeki takım malzemeleri için literatürde, takım ömrünü belirleyen modellerde kullanılan `?n?? üstel değeri ile ilgili yapılan çalışmaların yetersiz olduğu gözlenmiştir. Bu sebeple, bu araştırmada günümüzde kullanım alanı giderek yaygınlaşan Seramik takımlar için `?n?? üstel değerinin deneysel olarak belirlenmesi amaçlanmıştır.Taylor?un ömür modelinde (V.Tn=C) n üstel değeri, kesici takım malzemesi ve işleme biçimine bağlı olarak belirlenir. Gelişen kesici takım teknolojisine paralel olarak, farklı kesici takımlar için takım ömrü deneylerinin yapılmasına kılavuzluk eden TS 10329 (ISO 3685) baz alınarak işleme deneyleri yapılmıştır. Bu çalışmada elde edilen bulgular literatüre kazandırılmıştır.Grafik yöntemi ve regresyon analizi ile hesaplanan ?n? üstel değerleri literatürde belirtilen aralıkta tespit edilmiştir. Her iki yöntemde de aynı ?n? üstel değeri bulunmuştur. Tool wear is the most important problem during machining. In the machining, all types of cutting tools are exposed to wear and wear continues until the tool ends its life. The parameters that affect tool wear related to cutting such as cutting speed, feed rate, cutting depth, cutting fluid. Tool life is determined by using models based on cutting parameters-tool life relation. Taylor, Gilbert, Krononberg models are the most commonly used for prediction of tool life. In the literature it is seen that the studies carried out on `?n?? exponent for modern cutting tool materials is inadequate. For this reason, the aim of this study is to obtain the `?n?? exponent for Ceramic. Cutting tool which one finding wider usage nowadays by experimentally.In Taylor?s tool life model (V.Tn=C) the `?n?? exponents is determined based on cutting tool material and machining method. In accordance with the developing cutting tool technology, TS 10329 (ISO 3685) which is a guide for tool life experiment for different cutting tools referenced for the experiments to be carried out. The information obtained in this study added to the literature.`n` exponent values within calculated by graphic method and regression analysis the specified range has been found in the literature. In both methods, the same `n` exponent values were found. 69
- Published
- 2013
43. Frezeleme işleminde takım talaş kırıcı formunun yüzey pürüzlülüğü ve kesme kuvvetlerine etkisinin deneysel araştırılması
- Author
-
Çakmak, İbrahim, Turgut, Yakup, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Bu çalışmada, AISI 1040 imalat çeliğinden hazırlanmış numuneler üzerinde frezeleme işlemi yapılarak yüzey pürüzlülüğü ve kesme kuvvetleri ölçülmüştür. Deneyler, CNC dik işleme merkezine bağlanan dinamometre ve bu dinamometrenin üzerine bağlanan deney parçalarının işlenmesi ile gerçekleştirilmiştir. Deneylerde dört farklı talaş kırıcı geometrisine sahip (R390-11 T3 08E-PL 1030; R390-11 T3 08M-PL 1030; R390-11 T3 08M-PM 1030; R390-11 T3 08M-MM 2040) kesici takımlar kullanılmıştır. Kesme derinliği 1 mm, ilerleme miktarı 0,05; 0,10 ve 0,15 mm/diş olarak belirlenmiştir. Kesici takımlar ile belirtilen kesme şartlarında, dört farklı kesme hızında (150; 225; 300; 375 m/dak) frezeleme işlemi yapılmıştır. Her talaş kırıcı geometrisi için ayrı ayrı işlenen parçalarda talaş kırıcı geometrisinin yüzey pürüzlülüğü ve kesme kuvvetleri üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Yapılan deneyler sonucunda, en iyi yüzey pürüzlülük değerleri ve en düşük kesme kuvveti değerleri E-PL 1030 kodlu talaş kırıcı formuna sahip kesici takımlarla elde edilmiştir. Yüzey pürüzlülükleri bütün kesiciler için genel olarak ilerlemenin artışı ile artmış, kesme hızının artışı ile azalmıştır. Kesme kuvvetleri genel olarak ilerleme değerlerinin artmasıyla artmış, kesme hızlarının artmasıyla azalmıştır. In this study, surface roughness and cutting force measurements were performed according to the results of machining tests that were carried out on AISI 1040 carbon steel work pieces. The machining tests were performed by using a CNC vertical machining center equipped with a dynamometer, and machining the work pieces mounted on this dynamometer. Four different cutting tools (R390-11 T3 08E-PL 1030; R390-11 T3 08M-PL 1030; R390-11 T3 08M-PM 1030; R390-11 T3 08M-MM 2040) whose chip breakers have different geometry were used in the experiments. Cutting depth was set to 1 mm, feed rate was set to 0,05; 0,10 and 0,15 mm/tooth. Milling process as were performed with the cutting tools at four different cutting speeds (150; 225; 300; 375 m/min) using determined cutting conditions. Effects of each chip breaker geometry on machined work pieces in terms of surface roughness and cutting forces have been examined. In the end of the experiments, the best values of surface roughness and the lowest values of cutting force were obtained by using the cutting tools that have E-PL 1030 chip breaker form. According to the results, it was observed that surface roughness values increased with the increase of feed rate and decreased with the increase of cutting speed for all cutting tools. On the other hand, cutting force values have been increased with the increase of feed rate and decreased with the increase of cutting speed. 98
- Published
- 2013
44. Metanol-benzin karışımları kullanılan bir benzin motorunda sıkıştırma oranının performans ve emisyonlara etkisi
- Author
-
Temür, Mustafa, Sayın, Cenk, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Energy ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği ,Enerji - Abstract
İçten yanmalı motorlarda yakıt tüketimi, hava kirliliği ve çevre koşulları açısından benzine alternatif oluşturabilecek yeni ve yenilebilir enerji kaynakların önemi oldukça artmaktadır. Bu çalışmada, üç farklı sıkıştırma oranında (7/1, 8/1 ve 9/1) benzin ve metanol-benzin (M5, M10, M20 ve M50) karışımlarının, motor performansı ve egzoz emisyonlarına etkisi deneysel olarak incelenmiştir. Deneyler, dört zamanlı, tek silindirli, buji ile ateşlemeli bir motorda ve motor dinamometresi kullanılarak 10 Nm ve 20 Nm motor yükünde ve 2000 d/d'da sabit hızda yapılmıştır. Deneyler sonucunda, karışımdaki metanol oranının artmasıyla özgül yakıt tüketimi artarken, efektif verim, NOx, HC, CO2 ve CO emisyonları azalmaktadır. Sıkıştırma oranının artışına bağlı olarak özgül yakıt tüketimi ve HC emisyonları azalırken, efektif verim, NOx, CO2 ve CO emisyonları artmıştır. In internal combustion engines, the importance of new and renewable energy resources which may be an alternative to gasoline in terms of fuel consumption, air pollution and environmental conditions notably increases.In this study, the effect of gasoline and methanol-gasoline (M5, M10, M20 and M50) mixtures on the engine performance and exhaust emissions has been experimentally examined at three different compression ratios (7/1, 8/1 and 9/1). The experiments have been performed on a four-stroke, single cylinder and spark plug ignition engine by using engine dynamometer at 10 Nm and 20 Nm engine load and at 2000 rev/min constant speed.In consequence of experiments, effective output, NOx, HC, CO2 and CO emissions decrease while specific fuel consumption increases with the increase of methanol ratio in the mixture. Effective output, NOx, CO2 and CO emissions have increased while specific fuel consumption and HC emissions have decreased depending on the increase of compression ratio. 83
- Published
- 2013
45. Silindir arkasında meydana gelen daimi olmayan akış yapısının pasif yöntemle kontrolü
- Author
-
Küçük, Mehmet, Akar, Mustafa Atakan, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Engineering Sciences ,Makine Mühendisliği ,Mühendislik Bilimleri - Abstract
Sunulan bu deneysel çalışmanın amacı, silindir arkasında meydana gelen daimi olmayan akış yapısının pasif kontrol yöntemiyle kontrol edilmesidir. Deneysel çalışmada kullanılan delikli silindirler D=100mm çapa sahiptir. Yapılan çalışmada ß=0.2, 0.3, 0.4, 0.5, 0.6, 0.7 altı farklı geçirgenlik oranlarına sahip silindirler, Di/Dd=0.3, 0.4, 0.5, 0.6, 0.7, 0.8, 0.9 yedi farklı çap oranında incelenmiştir. Deneyler boyunca su yüksekliği hW=400mm sabit tutulmuştur. Suyun hızı U=100mm/s ve buna karşılık dış silindir çapına bağlı Reynolds sayısı ReD=10000 olarak alınmıştır. Yapılan çalışmada silindir arkasında meydana gelen akış yapısı PIV tekniği kullanılarak incelenmiştir. Sonuç olarak; yüksek geçirgenlik oranında ß=0.6 delikli silindirin kontrol üzerindeki etkinliği azalmaktadır. ß=0.5 geçirgenlik oranı silindir arkasında meydana gelen daimi olmayan akış yapısının kontrolünde en etkili geçirgenlik oranı olarak belirlenmiştir. Delikli silindirin, farklı çaplardaki Di=30, 40, 50, 60, 70, 80, 90mm silindir arkasında meydan gelen akış yapısında girdap kopmalarını azalttığı gözlenmiştir. Yüksek çap oranlarında Di/Dd=0.7 delikli dış silindir, akış kontrolü üzerindeki etkinliğini kaybetmektedir. The aim of this present study is to control of the unsteady flow occurring behind the circular cylinder with passive control method. Diameter of perforated outer cylinders used in the experimental study is D=100mm. In this experimental study, six different porosity values ß=0.2, 0.3, 0.4, 0.5, 0.6, 0.7 and seven different ratio of inner cylinder diameter to outer cylinder diameter Di/Dd=0.3, 0.4, 0.5, 0.6, 0.7, 0.8, 0.9 were examined. Depth of the water was kept constant hW=400mm throughout the all experiments. Free stream velocity was taken as U=100mm/s corresponding to Reynolds number of Re=10000 based on the outer cylinder diameter. The unsteady flow structure occurring behind the circular cylinder investigated using PIV technique. As a result, for higher porosities ß=0.6 outer cylinder loses its effectiveness on the control. ß=0.5 value of porosity, unsteady vortices formed in the near wake region of the inner cylinder are controlled for the most effective case. It has been observed that the perforated outer cylinder change the flow structure and decrease vortex shedding of the inner cylinder having Di=30, 40, 50, 60, 70, 80, 90mm seven different diameter. For higher diameter ratio Di/Dd=0.7, perforated outer cylinder loses its effectiveness on the flow control. 83
- Published
- 2013
46. Kaskad soğutma sistemlerinin termodinamik incelenmesi
- Author
-
Kedersiz, Faruk, Yakut, Ali Kemal, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Evaporative cooling ,Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Cascade refrigeration ,Makine Mühendisliği ,Radiant cooling - Abstract
Kademeli sistemler, soğutucu akışkanın iki veya daha fazla kompresör ile sıkıştırıldığı (kademeli sıkıştırma), iki veya ikiden fazla karışım haldeki soğutucu akışkanın bir veya daha fazla kompresör vasıtasıyla sıkıştırıldığı (tek akışlı karışık akışkanlı) veya her birisinde yoğunlaşma ve buharlaşma sıcaklık ve basınçları farklı soğutucu akışkan kullanılan iki buhar sıkıştırmalı sistemin ortak bir ısı değiştirici ile birleştirildiği (kaskad) sistemlerdir. Bu çalışmada çevreye duyarlı ve ozon tabakasına tahribatı en az olan yeni nesil soğutucu akışkan çiftleri kullanıldı. (R407c-R404a, R407c?R507a, R404a? 407c, R134a?R410a, R134a?R 507a)Kaskad soğutma sistemindeki soğutma yükü 10 kW ve ısı eşanjöründeki ?T sıcaklık farkı 10 ?C olarak kullanıldı. Kondenser tarafında sıcaklık 50?C ila 60 ?C arasında, evaporatör tarafındaki sıcaklık ise -30?C ila -40?C arasında değiştirilerek kaskad soğutma sistem elemanlarının tersinmezlik değerlerini ve sistemin COP değerlerinin değişimleri hesaplanarak grafikler halinde verilmiştir. Sonuç olarak bu çalışmada kullanılan soğutucu akışkan çiftlerinden COP değeri en yüksek ve tersinmezlik değerleri en düşük olan R407c-R507a soğutucu akışkan çiftinin en uygun olduğu görüldü.Anahtar Kelimeler: Kaskad sistem, soğutucu akışkan, soğutma Multi stage systems are joint systems where the refrigerating liquid is compressed with two or more compressors( multi-stage compression), two or more mixture of refrigeration liquid is compressed through one or more compressors (single flowing mixed liquid) or cascade systems where two steam compressing systems which use differant refrigeration liquid with different evaparation and condensation temperation and pressure, are combined with a common temperature chancer. In this study, new generation cooling-fluids that are undestructive to envirenment and to the ozone layer have been used.( R407c-R404a, R407c?R507a, R404a? 407c, R134a?R410a, R134a?R 507a)In the cooling system in cascade cooling system, the cooling load of 10 kW has been used and the ?T temperature difference has been used as 10?C. The temperature in condenser have been used between 50?C to 60?C, and the temperature in evaporator being changed between -30?C to -40?C, the irreversibility values of the elements of cascade and the changes of the COP values of the system have been calculated and given in graphics. As a result, of the pairs of the cooling fluids used in this study, If has been observed that the pair of cooling fluid R407c-R507a whose COP value is the highest and whose irreversibility value is the lowest.Keywords: cascade system, refrigerant,refrigeration 54
- Published
- 2013
47. Hayvansal artıklardan biyogaz üretimi ve benzinli motorlarda kullanılabilirliğininin deneysel araştırılması
- Author
-
Yeşilkaya, Mehmet Şerif, İlkılıç, Cumali, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği - Abstract
Gelişen teknoloji ve nüfusla birlikte artan enerji ihtiyacı yenilenebilir enerji kaynakların önemini artırmıştır. Bu yenilenebilir enerji kaynaklarından bir tanesi de, atıkların değerlendirilmesiyle üretilen biyogazdır.Biyogaz, biyokütlenin havasız ortamda çeşitli bakteri gruplarının ortak faaliyetleri sonucunda çürütülmesi esnasında ortaya çıkan ve ağırlıklı olara metan ve karbondioksit içeren bir gazdır. Biyogaz ile organik atıkları bertarafı sağlanırken beraberinde enerji de üretilebilmektedir. Son yıllarda gerek çevresel koruyucu kriterlerin gerekse yenilenebilir enerjiye olan ilgini artmasıyla birlikte biyogaz ve biyogaz teknolojisi giderek yaygınlaşmaktadır. Biyogazın üretiminin verimliliğini etkileyen birçok parametreler (atık cinsi, sıcaklık, karıştırma, pH, bekleme süresi) vardır.Anaerobik arıtma sonucu elde edilen METAN GAZI biyogaz olarak kazanlarda yakılmakla buhar üretiminde veya gaz motorlarında yakılarak elektrik üretiminde kullanılabilmektedir. Dört zamanlı buji ateşlemeli bir motorda biyogazın yakıt olarak kullanılmasının deneysel olarak araştırılması ve Biyogazın buji ateşlemeli motorda yakıt olarak kullanıldığı takdirde egzoz emisyon değerleri incelenmeye çalışılmıştır.Anahtar Kelimeler: Anaerobik Arıtım, Biyogaz Üretimi, motor yakıtı biyogaz Power need, increased with improved technology and population, made renewable resources much more important. One of these renewable energy resources is produced by processing waste product.Biogas, which contains mainly methane and carbon dioxide gases, is produced during fermentation process of biomass under the anaerobi condition as a result of various bacterial groups? activities. While organi wastes are treated energy can also be produced via biogas production. I recent years, biogas and biogas technology has become widespread i parallel with the increased interest of renewable energy and environmenta protection criteria. There are a lot of parameters (type of waste product, temperature, mixing, pH, waitin time etc.) effecting the performance of biogas production.Methan gas obtained from anerobic treatment can be combusted as biogas in boiler for steam generation and in ga boiler for power generation. A four-stroke spark ignition engine, the use of biogas as a fuel in an experimental investigation and If biogas is used as fuel in spark ignition engine exhaust emissions have been studied.Key Words: Anaerobic Digestion, Biogas Production, biogas motor fuel 124
- Published
- 2013
48. Kesici takımlara uygulanan kriyojenik işlemin DIN 1.2738 kalıp çeliğinin delinebilirliğine etkilerinin araştırılması
- Author
-
Akkoyun, Bülent, Gülesin, Mahmut, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Cutting force ,Surface roughness ,Microhardness ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği ,Tool wear - Abstract
Bu çalışmada, DIN 1.2738 kalıp çeliğinin delinmesinde kesme parametreleri ve kesici takımlara uygulanan kriyojenik işlemin; kesme kuvvetleri, moment, yüzey pürüzlülüğü ve takım aşınması üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Kesici takım olarak kaplamasız ve TiAlN kaplamalı HSS ve tungsten karbür matkaplar kullanılmıştır. Kesici takımların bir kısmına -145 ºC?de 24 saat bekletmek suretiyle kriyojenik işlem uygulanmıştır. Delme deneylerinde kesme parametreleri olarak dört farklı kesme hızı (HSS takımlarda 20 m/min, 22 m/min, 24 m/min, 26 m/min ve karbür takımlarda 50 m/min, 55 m/min, 60 m/min, 65 m/min ) ve üç farklı ilerleme hızı (0,06 mm/rev, 0,08 mm/rev ve 0,1 mm/rev) değerleri kullanılmıştır. 8 mm çapında matkaplarla CNC dik işleme merkezinde 24 mm derinliğinde boydan boya delikler delinmiştir.Yapılan deneyler sonucunda kriyojenik işlemin kaplamasız HSS, TiAlN kaplamalı HSS ve tungsten karbür takımların işleme performansını artırmada önemli etkilere sahip olduğu görülmüştür. Aşınma deneyleri sonucunda kriyojenik işlem TiAlN kaplamalı HSS takımlarda %15, kaplamasız HSS takımlarda %98 ve tungsten karbür takımlarda %115 performans artışına neden olmuştur.İşleme çıktıları üzerindeki etkileri göz önüne alındığında kriyojenik işlemin tungsten karbür takımlar üzerindeki etkisinin diğer takımlara göre daha fazla olduğu görülmüştür. In this study, for the drilling of the DIN 1.2738 mold steels, the effect of cutting parameters and of the cryogenic process applied to the cutting tools on cutting forces, moment, surface roughness and tool wear were investigated. As the cutting tool, uncoated and TiAlN coated HSS and tungsten carbide drills were used. Cryogenic process was applied to some cutting tools at -145 ºC waiting 24 hours. In drilling experiments as cutting parameters four different cutting speeds (for HSS tools 20 m/min, 22 m / min, 24 m/min, 26 m/min and for carbide tools 50 m/min, 55 m/min, 60 m/min, 65 m/min) and three different feed rates values (0,06 mm/rev, 0,08 mm/rev and 0,1 mm/rev) were used. On a CNC vertical machining center through holes of 24 mm depth were drilled with 8 mm diameter drills.As a result of the experiments, it was determined that the cryogenic process had a significant effect on improving of the machining performances of the uncoated HSS, TiAlN coated HSS and tungsten carbide tools. As a result of the wear experiments, it was seen that the cryogenic process caused 15% performance increase on the TiAlN coated HSS tools, 98% performance increase on the uncoated HSS tools and 115% performance increase on tungsten carbide tools.When taking into consideration the effects on the machining outputs, the effects of cryogenic treatment were more effective on tungsten carbide tools than the other tools. 130
- Published
- 2013
49. Bilgisayar kontrollü termoelektrik modüllü terapi cihazı tasarımı (soğuk-sıcak) imalatı ve test edilmesi
- Author
-
Yavuz, Celil, Yılmaz, Sezayi, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Energy ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Makine Mühendisliği ,Enerji - Abstract
Bu çalışmada, termoelektrik modülleri kullanarak, bilgisayar kontrollü soğuk-sıcak terapi işlemlerini gerçekleştiren bir medikal cihaz tasarlanarak imal edilmiştir. Bu medikal cihazda, (Terapi Cihazı) soğuk ve sıcak terapi işlemleri gerçekleştirilecektir. Soğuk ve sıcak terapilerin şekli, modüllerin kutuplarına uygulanan akım yönünün değişimi ile, sıcaklık basamakları ise modüllere uygulanan gerilim değerleri ile belirlenmektedir. Terapi cihazında, K tipi termokupullarla sıcaklık ölçümlerinde ?AD595AQ? termokupul yükseltici entegresi, ölçüm sonuçlarına ait verilerin bilgisayara aktarılmasında ve sistemin otomatik kontrolü için ?PIC18F4550? mikrodenetleyici ve ?USB? portu kullanılmıştır. Ayrıca, sıcaklık verilerinin bilgisayar ortamında izlenebilmesi, kaydedilebilmesi ve terapi cihazının kontrol edilebilmesi amacıyla ?VisualBASIC? programlama dili ile bir kullanıcı arayüzü hazırlanmıştır. Terapi cihazında deneyler, soğuk terapi uygulamasında 39 °C, sıcak terapide ise 29 °C sabit ortam sıcaklıklarında gerçekleştirilmiştir. Uygulanan terapi sıcaklıkları literatür ile uyumlu olacak şekilde, sıcak terapi için 40 °C ile 45 °C, soğuk terapide ise 0 °C ile 15 °C değerleri arasında seçilmiştir. Bu sıcaklıklara ulaşabilmek için, değişik elektriksel güç ve soğutma suyu debi değerlerinde deneyler gerçekleştirilmiştir. Deney sonuçları tablolar şeklinde verilerek, deney parametrelerinin değişimleri grafiklerle açıklanmıştır. Deney sonuçları kullanılarak, termoelektrik modüllerin soğutma ve ısıtma performans katsayıları ile cihazın ısıl verim hesaplamaları yapılmıştır. Ayrıca, elde edilen sonuçlar için regresyon ve belirsizlik analizleri yapılmıştır. Çalışmada, istenen terapi sıcaklıklarının elde edilmesine yönelik yapılan deneyler sonunda, soğuk terapi için 75,85W?lık (8V) güç ve 200 g/d su debisi için yüzey sıcaklığı (TC) -0,1333 °C, sistemin soğutma verimi (?C) % 17,40, soğutma tesir katsayısı (COPC) 0,23 olarak belirlenmiştir. Sıcak terapide, en düşük 22,96 W?lık (3V) güç ve 100 g/d su debisi için yüzey sıcaklığı (TH) 45,82 °C, sistemin ısıtma verimi (?H) % 44,44, ısıtma tesir katsayısı (COPH) 1,62 olarak belirlenmiştir. In this study, a computer controlled cold-hot therapy device was designed and manufactured which employs thermoelectric modules. This medical device will be used for cold and hot therapy procedures. Cold or hot therapy will be switched by changing the direction of the current applied to the poles of the modules and the therapy temperature will be adjusted by changing the voltage. ?AD595AQ? thermocouple amplifier integrated circuit was used for the measurements made by K type thermocouples, and ?PIC18F4550? microcontroller and ?USB? port were used for the transferring the measurement results to the computer and automatic control of the system. Besides an interface was developed by ?VisualBASIC? to monitor and record the temperature data in the computer and also to control the therapy device. Experiments were conducted using at constant 39°C for the cold therapy and 29 °C for the hot therapy. Applied therapy temperatures were chosen between 40 °C and 45 °C for the hot therapy and 0 °C and 15 °C for the cold therapy which is consistent with the literature. Experiments were conducted at various electrical power and cooling water flow rate in order to obtain these temperatures. Experimental results were given in tables and the change of parameters were shown in graphs. Cooling and heating coefficients of performance values of the thermoelectric modules and also the thermal efficiency of the device were calculated by using the experimental results. Besides, regression and uncertainty analyses were done for the results. According to the test results of the experiments conducted to obain required therapy temperatures for cold therapy, the surface temperature (TC) was -0,133 °C, cooling efficiency of the system (?C) was 17,40 % and cooling performance coefficient (COPC) was 0,23 at 75,85W (8V) power and 200 g/min water flow rate. On the other hand, for the hot therapy, the surface temperatures (TH) was 45,82 °C, heating efficiency of the system (?H) was 44,44 % and heating performance coefficient (COPH) was 1,62 at minimum 22,96 W (3V) power and 100 g/min water flow rate. 131
- Published
- 2013
50. Dört eksen masaüstü CNC freze tezgahı tasarımı, prototipi ve silindirik dişli uygulamaları
- Author
-
Sevil, Serdar, Çetinkaya, Kerim, and Makine Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teknik Eğitim ,Computer aided manufacturing ,Computer aided design ,Helical gear ,Prototype production ,Mechanical Engineering ,Technical Education ,Spur gear ,Makine Mühendisliği ,CNC milling ,CNC machinery ,Cylindrical gear design - Abstract
Bu çalışmada, dört eksenli masaüstü CNC freze tasarlanmış ve prototipi imal edilmiştir. Tasarlanan CNC freze tezgâhı üç eksen doğrusal X,Y,Z ve dördüncü eksen de dönel olmak üzere tasarlanmıştır. Tezgâh 670x910x660 mm (X,Y,Z) ölçülerinde olup, tezgâh kurs boyu 300x350x130 mm'dir. Dönel eksen(A-B)'ya Ø80x300 mm'ye kadar parça bağlanabilmektedir. Gövde aksamı sac ve sigma alüminyum profilden yapılmıştır. X ve Y eksen kızaklaması linear kızak ve araba, Z ekseni kızaklamasında hassas mil ve doğrusal rulman kullanılmıştır. Eksen hareketinde vidalı bilyalı mil ve somun çifti, tahrikinde ise; adım (step) motor kullanılmıştır. Dördüncü eksende 80'lik torna aynası rulmanlar ile yataklanarak ve step motor ile tahrik edilerek dönme hareketi (divizör mantığı) sağlanmıştır. Elektronik kontrol ünitesi; dört adet step motor sürücü, sürücü kontrol devresi, güç kaynağı ve inverterden oluşmaktadır. Tezgâh kontrol yazılımı olarak Mach3 CNC programı kullanılmıştır.CNC Tezgâhın teorik hassasiyeti; 0,003125 mm'dir. Tezgâhının çalışma hassasiyetini belirlemek için MDF malzemeye kanal açılarak 64 adet kare elde edilmiştir. Elde edilen karelerden ölçü alınarak tezgâhın X ve Y eksen standart sapması hesaplanmıştır. Hesaplamada; X ekseni standart sapması 0,0176 mm. Y eksen standart sapması 0,0279 mm. bulunmuştur. Z ekseni diklik, dördüncü dönel eksen salgı ve doğrusallık ölçümü komparatörle yapılmıştır. Düz, Helisel ve Sonsuz vida karşılık dişlisi işlenerek ölçümler alınmış ve işleme hata oranları hesaplanmıştır.Geliştirilen dört eksen masaüstü CNC freze tezgâhında üç eksen CNC freze tezgâhı ile işlenemeyen parçalardan talaş kaldırılması mümkün hale gelmiştir. Dördüncü eksen çalışması olarak, ahşap veya strafor malzemesine yazı, şekil, dişli çeşitlerinden helisel, düz, sonsuz vida ve karşılık dişlisi işlemesi yapılmıştır. In this study, a prototype of 4 axis desktop CNC milling machine was designed and manufactured. The designed CNC milling machine has four axes which are three linear axes of X, Y, Z and one rotary axis. The dimensions of the machine are 670 x 910 x 660 mm (X, Y, Z) and the length of the strokes 300 x 350 x 130 mm. The work piece which has a maximum 80 mm diameter and 300 mm length can be machined on rotary axis of CNC machine. Sheet material and aluminum sigma profile were used to build the body parts. Linear guideway and a carrier component were integrated for X and Y axes guideways, and sensitive shaft and bearing were applied for the Z axis guideways. The movement of the axes was provided with ball screw shaft and bolt, trigger of the axes was carried out by step motor. The lathe chuck that is 80mm diameter was beared with bearings at the 4th axis. The rotary of lathe chuck was applied using step motor. The electronic control unit consists of four major parts. These are step motors (4 pieces), step motor driver circuit, power supply and inverter. Mach3 program was used for controlling the CNC machine.Theoretic processing sensitivity of the CNC milling machine is 0.003125 mm. 64 square shapes were machined as a canal on MDF material in order to determine of exact sensitivity. Obtained squares were measured and standard deviation of the CNC machine on X-Y axes was calculated. Standart deviation of X axis is 0.0176 mm and standart deviation of Y axis is 0.0279 mm Perpendicularity of Z axis, backlash and linearity of fourth axis were measured with comparator. Straight, spiral and worm gear samples were machined and measured. From these measuring, machine and machine errors were calculated.The workpieces which can not be machined in three axes CNC milling machine were machined with new developed four axes CNC milling machine. In the experiments, using fourth axis of developed CNC machine, the shape of logo and picture were applied on a wood material. Besides, the gear types such as straight, spiral and worm gear were produced using wood and styrofoam materials. 112
- Published
- 2013
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.