Search

Bu çalışmada ABD’nin Panturanizm’e bakışı ele alınmaktadır. Osmanlı Devleti’nin son yıllarında dünyadaki Pan hareketlerinin bir yansıması olarak ortaya atılan Panturanizm-Turancılık, Osmanlı Devleti nezdinde kabul görmüştür. Turan ırkının bir araya getirilmesini amaçlayan Panturanizm, İngiltere tarafından Milli Mücadele karşıtlığı için propaganda malzemesi yapılmıştır. ABD’de Türk karşıtlığı üzerinden şekillenen Panturanizm, Ermeni ve Yunan lobilerinin etkisi ile kamuoyunda geniş yer tutmuştur. Milli Mücadele’nin hemen başında Amerikan kamuoyunda Mustafa Kemal Paşa’nın bu olgu üzerinden hareket ettiği iddiaları, Milli Mücadele’ye karşı propaganda faaliyetlerinin ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Milli Mücadele’nin askeri alanın yanı sıra propagandalara karşı da mücadelesinin bir örneği de Panturanizm hakkında yaşananlardır. Cumhuriyetin ilanının hemen başına kadar varlığını koruyan Panturanizm algısı, yeni devletin bu fikirde olmadığı yönünde açıklamaları ile Amerikan kamuoyunda bu konuda yayınlar nedeniyle gündemden düşmüştür. Çalışmada tarih sınırlandırılmasına gidilerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına kadar olan kısım ele alınmaktadır. Panturanizm’in Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde nasıl bir propaganda malzemesi olarak kullanıldığı, iki ülke ilişkilerine nasıl etki ettiği ve Mustafa Kemal Paşa’nın bu propagandaya karşı nasıl mücadele ettiği sorularına arşiv kaynakları ve birinci el kaynaklar başta olmak üzere araştırma eserlerinden elde edilen bilgi ve bulgularla cevap verilmektedir. Bir propaganda malzemesi olarak kullanılan ve Amerikan kamuoyunda yer alan Panturanizm’in ülkedeki Türk aleyhtarlığını güçlendiren unsurlardan birisi olduğu bu durumun da iki ülke ilişkilerinde olumsuz bir etkiye neden olduğu savunulmaktadır.

The wide representation of women at different levels of the education system is not only an indicator of the prestige and status of the teaching profession, but also an important indicator of the socio-cultural and political development of society. The purpose of this article is to analyze the Turkish education system in terms of gender asymmetry. The research problems include: 1) the study of the historical reasons that led to the phenomena of gender asymmetry in certain “zones” and at certain levels of education; 2) the study of the motives for choosing a teaching profession by women of different age groups; 3) determination of the social profile of a Turkish female teacher; 4) the formation of recommendations for overcoming gender asymmetry in the field of Turkish education. Contrary to prejudice, Turkey is not a “gender bounded” country; moreover, its educational system is subject to problems common to the systems of most developed countries. The main ones are: 1) underrepresentation of female teachers in higher education (with a tendency to reduce the gender gap) and 2) underrepresentation of women in leadership positions. Despite the fact that all conditions have been created in Turkey for the professional development of a female teacher, the mentality of the average Turkish woman does not allow her to put her career interests above the interests of her family. This, in our opinion, largely explains the “restriction” of female education at the level of secondary specialized and insufficient “popularity” of higher education. For further study of the manifestations of gender asymmetry, a more detailed study of all stages of the Turkish education system is required, using data from different regions, in particular, from the southeast region. The situation there may differ significantly from the situation in the central regions, and the problem of adapting the education system to regional conditions will be extremely relevant.

A much wider presentation of international judicial assistance in relations between states constitutes on the legal framework a remarkable realization of the XX-th century. International cooperation including the part of the judicial authorities of diff erent states has become a necessity of the fi rst order, under the impact of rising steadily international economic exchanges, and thanks to the infl uence of the more emphasized scientifi c or technical activities taking place on the worldwide scale.