Search

Yapılan bu çalışma özel eğitim öğrencilerinin okuduğunu anlama becerilerini geliştirmede teknoloji destekli öğretimin etkisini tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla deney ve kontrol gruplarından oluşan 20 hafif zihinsel gereksinimi olan 6. sınıf öğrencisinin okuduğunu anlama düzeyi nicel araştırma yöntemlerinden olan ön test-son test kontrol gruplu seçkisiz deneysel desen modeline göre tasarlanan verilerle incelenmiştir. 2018 Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda yer alan bilgilendirici, hikâye edici ve şiir metin türlerinin alt türleri olan dokuz metin türüne uygun olarak seçilen metinler haftalık periyotlarla öğrencilere sunulmuştur. Metinler birbirine denk olan bu gruplardan deney grubu öğrencilerine etkileşimli tahta aracılığıyla kontrol grubu öğrencilerine ise akıllı tahta kullanılmadan geleneksel öğretim yöntemleri ile sunulmuştur. Metinler işlendikten sonra öğrencilere her birisi beş sorudan oluşup 100 puan üzerinden değerlendirilen Okuduğunu Anlama Başarı Testi uygulanmıştır. Yapılan en son Okuduğunu Anlama Başarı Testinin ardından iki hafta sonra Kalıcılık Testi yardımıyla öğrencilerin okudukları metinleri anlamlandırma düzeyleri analiz edilmiştir. Araştırma bulguları sonucunda, deney ve kontrol grubu öğrencilerinin ön test puanları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Fakat Kalıcılık Testi puanları karşılaştırıldığında deney grubu ve kontrol grubu öğrencilerinin puanları arasında istatistiki açıdan pozitif yönde anlamlı bir fark bulunmuştur. Araştırma sonucunda deney grubunda bulunan öğrencilerin kalıcılık testi puanlarının kontrol grubunda bulunan öğrencilerin puanlarından daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Yazar:Ray KURZWEIL, İnsanlık 2.0: Tekilliğe Doğru Biyolojisini Aşan İnsan (The Singularity Is Near: When Humans Transcend Biology),Mine Şengel (çev.),İstanbul: Alfa Yayınları, 2018, 720 s.ISBN: 9786051712550

As is illustrated in a number of contemporary British poems, it is safe to assume that the reflections of science and technology in contemporary poetry are abundant. Influenced by the Space Race that had been going on between the US and the USSR and fascinated with “the shiny technological outcome,” Scottish poet Edwin Morgan wrote science fiction poems which present optimistic scenarios for the future of humanity. Putting people in extraordinary, if not impossible, circumstances, Morgan envisions a future where, despite the horrifying results of the catastrophes that had occurred on Earth, humans are shown as the ideal species to adapt to change. Forced to abandon Earth, humanity is excited about discovering new frontiers. Humanity’s positive attitude towards mutability reflects Morgan’s views, which regard evolution as a natural step. Determined to carry forward no matter what their dire circumstancescompel them to, humanity shows a strong stamina. Space exploration, alien encounters, teleportation, dematerialisation and rematerialisation are central to most of Morgan’s science fiction poetry. Particularly, his science-fiction poems, namely “For the International Poetry Incarnation,” “The First Men on Mercury,” “In Sobieski’s Shield” and “Memories of Earth,” in which encounters with the third kind occur reflect Morgan’s tendency to break down the distinctions between the human and non-human world. Thus, in an age when travelling to space is no longer a dream but a reality, Morgan’s poetry, unlike many post-apocalyptic science-fiction works of the twenty-first century, welcomes change quite positively. Contrary to miscellaneous post-apocalyptic scenarios regarding the future, which look back on the past quite wistfully and melancholically, Morgan’s science-fiction poetry presents an optimistic attitude towards mutability that eagerly and curiously awaits whatever the future has in store for humanity. In this sense, this article will argue that Morgan’s science-fiction poetry has an unwavering faith in progress, which by challenging the anthropocentric worldview introduces an alternate way to see things at the same time, besides underlining the adaptability of humankind into any environment despite the negative experiences they have underwent.

ROBOTLARIN YÜKSELİŞİYazar:Martin Ford, RISE OF ROBOTSCem Duran (çev.)İstanbul: Kronik Kitap,2018, 336 s.ISBN: 9789752430525

La perspective actionnelle se concentre sur la notion « action » qui marque sa différence principale par rapport à l'approche communicative. Mais, le fait que les apprenants de langue apprennent la langue non dans le pays où la langue cible se parle ou qu'ils n'ont pas toujours l'occasion d'y aller ne rend pas toujours possible la création d'une vraie situation d'action. A ce point la technologie pourrait venir en aide pour transférer l'apprentissage en dehors de la classe et pour créer de vraies situations de communication où l'apprenant sera un acteur social interagissant avec l'Autre. La recherche essaie de trouver une réponse à la question : « les nouvelles technologies peuvent-elles venir en aide aux enseignants pour souligner davantage l'aspect « action » de la perspective actionnelle ? » Elle vise à généraliser l'utilisation des smartphones dans les classes de langue dans le cadre de la perspective actionnelle. Partant de cet objectif, d'abord une recherche théorique sur les principes fondamentaux de la perspective en question a été effectuée et par suite un exemple d'exploitation dans une classe de français langue étrangère a été présenté sous une forme de fiche pédagogique. On pense que l'exemple présenté guidera les enseignants sur la manière d'exploitation de l'action avec les nouvelles technologies dans le cadre de la perspective actionnelle et qu'il provoquera l'apparition de divers points de vues. [ABSTRACT FROM AUTHOR]

Lojistik hizmeti veren firmalarda karar alma mekanizmalarına kullanılan teknolojinin etkisi oldukça yüksektir. Firmaların karar alırken kullandıkları teknolojinin özelliklerini göz önünde bulundurması ve teknoloji kullanım düzeyleri ve çalışanlarının teknoloji kullanımına yaklaşımları önemli faktörlerdir. Yapılan çalışmada sektörde faaliyet gösteren firmaların teknoloji kullanımına ilişkin olarak ilgi ve eğilimleri ortaya konulmaya çalışılmış, bu eğilimlerin firmaların mülkiyet yapıları ya da çalışanların unvanlarına ilişkin olarak nasıl değişiklik gösterdiği ve bununla birlikte sektörde faaliyet gösteren firmaların hangi alanlarda teknoloji kullanımına yönelmesi durumunda iş akışlarının kolaylaşacağına ilişkin olarak bilgilere yer verilmektedir. Yapılan çalışmada kapsamında lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmaların çalışanları üzerinde yüz yüze ve elektronik posta yolu ile uygulanan anket kapsamında işletmenin mülkiyet yapısının manuel sistemlerin daha verimli olduğu düşüncesine etkisi, işletmenin mülkiyet yapısının yönetimin teknoloji kullanımına destek vermesi üzerine etkisi, şirketteki unvanların teknoloji kullanımının müşteri hizmetleri çalışan maliyetlerini azalttığına dair düşünceye etkisi ve şirketteki unvanların teknoloji entegrasyonunun faturalama işlemlerini kolaylaştırdığına dair düşünceye etkisine ilişkin bulgular araştırılmış ve bu doğrultuda sonuçlar ortaya konulmuştur.

In terms of democratic development, e-government and technology offer great deals; but also raises very important privacy drawbacks. Privacy is encountered as an important problem area in that way of the relationship state and individual. While information and communication technologies provide enormous power of attraction of state and government; it is vital for democracy to protect people’s privacy. In this study, privacy impact assessment against the privacy concerns in the e-government process is proposed as a solution alternative.

Copyright of Journal of the Cukurova University Institute of Social Sciences is the property of Cukurova University Institute of Social Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)