Search

Giriş ve Amaç: Bu çalışmamızdaki amaç iyot eksikliğine bağlı endemik bir bölgede yapılan guatr ameliyatlarından sonra tiroid kanser oranını saptamak ve histopatolojik hücre tiplerini belirlemektir.Yöntem ve Gereçler: Çalıştığımız endemik bir bölgede ameliyat edilen 332 guatr olgusu değerlendirmeye alındı. Tüm olgular fizik muayene, tiroid hormon seviyeleri (sTSH,FT3,FT4) ve tiroid ultrasonografisi (USG) ile değerlendirildi. Bazı olgulara ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) ve tiroid sintigrafisi uygulanarak preoperatif tanılara ulaşıldı. Postoperatif histopatolojik incelemelere göre tiroid kanser oranı ve hücre tipleri ortaya kondu.Bulgular: Ardışık olarak tiroidektomi yapılan hastaların yaş ortalaması 43.6±13.7 (dağılım, 17-67 yıl), Kadın/Erkek dağılımı ise sırasıyla %84 (n=279) ve %16 (n=53) olarak saptandı. Olgularımızın preoperatif tanıları multinodüler guatr %77.4 (n=257), soliter tiroid nodülü %20.8 (n=69), toksik diffüz guatr %1.8 (n=6) olarak belirlendi. Hastalara cerrahi prosedürler %80.4 (n=267) total tiroidektomi, %6 (n= 20) unilateral total kontrlateral totale yakın tiroidektomi, %3 (n=10) unilateral total tiroidektomi, istmektomi, %10.6 (n=35) bilateral subtotal tiroidektomi şeklinde uygulandı. Postoperatif histopatolojik değerlendirmeye göre papiller karsinom oranı %77.8 (n=21), folliküler karsinom oranı %7.4 (n=2), diğer karsinom oranları %14.8 (2 olgu malign potansiyeli belirsiz folliküler tümör, 1 olgu malignite potansiyeli belirsiz iyi differansiye tümör, 1 olgu iyi differansiye karsinom NOS grubu) saptandı.Tartışma ve Sonuç: İyot eksikliğine bağlı endemik bir bölgede yapılan bu çalışmada guatr nedeni ile ameliyat edilen hastalarda tiroid karsinom oranı %8.1 olarak bulunmuştur. Kontrolsüz iyot profilaksisi uygulanmakta olan endemik bu bölgemizdeki çalışmada, tiroid kanser histopatolojik hücre oranlarındaki değişiklik literatür ile uyumlu olarak; papiller karsinom oranının arttığı, folliküler karsinom oranının azaldığı yönündedir.

Summary: in this paper, a case with Krukenberg tumour of ovary whose primaıy tumour located in stomach was diagnosed lately is discussedin the light of current literature., Bu makalede midedeki primeri geç saptanan bir Krukenberg tümörü olgusu literatür ışığında irdelendi.

The optimal surgical strategy for treating colorectal cancer with synchronous liver metastases is subject to debate. The current study sought to evaluate the outcomes of simultaneous colorectal cancer and liver metastases resection in a single center. Prospectively collected data on all patients with synchronous colorectal liver metastases who underwent simultaneous resection with curative intent were analyzed retrospectively. Patient outcomes were compared depending on the primary tumor location and type of liver resection (major or minor). Between January 2005 and August 2016, 108 patients underwent simultaneous resection of primary colorectal cancer and liver metastases. The tumor was localized to the right side of the colon in 24 patients (22%), to the left side in 40 (37%), and to the rectum in 44 (41%). Perioperative mortality occurred in 3 patients (3%). Postoperative complications were noted in 32 patients (30%), and most of these complications (75%) were grade 1 to 3 according to the Clavien-Dindo classification. Neither perioperative mortality nor the rate of postoperative complications after simultaneous resection differed among patients with cancer of the right side of the colon, those with cancer of the left side of the colon, and those with rectal cancer (4%, 2.5%, and 2%, respectively, p = 0.89) and (17%, 33%, and 34%, respectively; p = 0.29)]. The 5-year overall survival of the entire sample was 54% and the 3-year overall survival was 67 %. In conclusion, simultaneous resection for primary colorectal cancer and liver metastases is a safe procedure and can be performed without excess morbidity in carefully selected patients regardless of the location of the primary tumor and type of hepatectomy.