Küreselleşen dünyada, yoksul ve zengin ülkeler arasındaki eşitsizlikler son yıllarda daha da belirgin hale gelmiştir. Ancak gelişmekte olan ülkeler Doğrudan Yabancı Yatırımlarının (DYY) çekiciliğini doğru bir şekilde teşvik edebilirlerse kalkınma trenini yakalayabilir ve gelişmiş ekonomilere yaklaşabilirler. Bir ülkeye yapılan DYY'nin çekiciliği o ülkenin finansal gelişmişliği, dışa açıklığı, enflasyonu, beşeri sermayesi, yurtiçi yatırımları, tüketimi, ve pazar büyüklüğü ile doğrudan ilişkilidir. Bu çalışma, DYY belirleyicilerini analiz ederek, ve bunların Fas ve Türkiye'deki DYY girişleri üzerindeki karşılıklı etkilerini karşılaştırarak önceki araştırmalara katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. DYY ile ilgili literatürde, çeşitli bölgeler hakkında farklı sonuçlar sağlamak için birçok yöntem kullanılmaktadır. Bu nedenle, vaka çalışması olarak Türkiye ve Fas'a odaklanılmıştır. Çalışmamızın amacı, her iki ülkenin sosyoekonomik durumunu karşılaştırmak ve ARDL Modelleme yaklaşımını kullanarak bu iki ülkedeki DYY belirleyicilerinin DYY girişleri üzerindeki etkisini araştırmaktır.Ampirik bulgular, kısa dönemde, DYY girişlerinin piyasa büyüklüğünden olumsuz etkilendiğini, enflasyon ve dışa açıklığın ise her iki ülkede de DYY girişleri üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Kredi de sadece Türkiye'de DYY girişlerini olumlu etkilemektedir. Ancak, uzun dönemde, iki ülkedeki DYY'nin belirleyicileri arasında daha az benzerlik vardır, çünkü piyasa büyüklüğü her iki ülkede de DYY girişlerini olumlu etkileyen tek ortak belirleyicidir. Dışa Açıklık ve kredi uzun dönemde Türkiye'de negatif bir etkiye sahipken, enflasyon Fas'ta uzun vadede negatif bir etkiye sahiptir.Sonuç olarak, bu çalışma Fas'ın işgücünü eğitmeye, finansal sistemini iyileştirmeye, altyapısını geliştirmeye ve dış ticarete açıklığını artırmaya daha fazla odaklanması gerektiğini önermektedir. Bu durumda ülke jeostratejik konumundan faydalanacak ve düşük maliyetle üretim yapıp Afrika'ya ve hatta Avrupa'ya ihracat yapmak isteyen Çok Uluslu Şirketleri (ÇUŞ) kendine çekebilecektir. Öte yandan, Türkiye'nin sürdürülebilir ekonomik büyümeyi garanti altına alacak yüksek katma değerli yatırımları çekmek için uzun vadeli stratejiler benimsemesi gerekmektedir. Ülkenin ayrıca enflasyonu kontrol altında tutarken ekonomik istikrarı da koruması gerekmektedir. In a globalizing world, inequalities between poor and rich countries have become more pronounced in recent years. However, if developing countries can properly promote their FDI attractiveness, they can catch the development train and come very close to developed economies. The attractiveness of FDI into a country is directly related to its financial development, openness, inflation, human capital, domestic investment, consumption, and its market size. This study aims to contribute to the previous research by analyzing FDI determinants, and compare their mutual impact on FDI inflows in Morocco and Türkiye. In the literature on FDI, many methods are used to provide different results about various regions. Therefore, we have chosen to focus on Türkiye and Morocco as case studies. Our purpose is to compare the socioeconomic situation of both countries and investigate the impact of FDI determinants on FDI inflows in these two countries using the ARDL Modeling approach.The empirical findings show that FDI inflows are negatively affected by market size, while inflation and openness have a positive effect on FDI inflows in both countries in the short run. Credit also positively affects FDI inflows only in Türkiye. However, in the long run, there is less similarity, because market size is the only common determinant that positively affects FDI inflows in both countries. Openness and credit have a negative effect in Türkiye, while inflation has a negative effect in Morocco in the long run. As a result, this study suggests that Morocco should focus more on training its labor force, improving its financial system, developing its infrastructure, and increasing its openness to foreign trade. In this case, the country will benefit from its geostrategic position and will be able to attract Multinational Corporations (MNC) that want to produce at low cost and export to Africa and even Europe. On the other hand, Türkiye needs to adopt long-term strategies to attract high added-value investments that will guarantee sustainable economic growth. The country also needs to maintain economic stability while keeping inflation under control.