Hayvanlar, tarih boyunca insanlık deneyiminin onunla birlikte var olan, ayrılmaz bir parçasıdır. Hayvan tasvirlerinin M.Ö. 32000"e kadar yaşamlarını avlanma ile geçiren insanların mağara duvarlarındaki hayvan resimlerine kadar uzandığı görülmektedir. Hayvanların beslenme ve giyim başta olmak üzere sosyal statü ve zenginlikle ilişkilendirilen ihtiyaçlar için değerli kaynakları oluşturmuştur. Bizlerin hayvanlarla olan bu denli yakın ilişkisi onları daima hayatımızın ayrılmaz bir parçası yapmıştır. Hayvan imgeleri, Bulgaristan, Fransa ve İspanya da yapılan keşiflerde mağara duvarlarında çoğunlukla avcılık sahnelerini anlatan çizimlerde betimlenmiştir. Tarihsel süreçte hayvan imgesinin gelişimi, insanlığın kültürel gelişimiyle paralel bir yol izlemiştir. Başlangıçta av sahneleriyle başlayıp daha sonra yaşam biçimleriyle devam eden süreçte hayvanlar, zamanla mitolojik, dini ve sombolik olarak Antik Yunan, Mısır ve Roma medeniyetlerinde tasvir edilmştir. Bu süreçte hayvan imgeleri mezar taşlarında, mozaiklerde, duvar süslemlerinde ve devlet konutlarında karşımıza çıkmaktadır. Antik medeniyetler boyunca, bulunduğu bölgenin dini, sosyal ve kültürel, etkenleri doğrultusunda hayvanlar farklı anlamlar ve semboller ile ifade edilmiştirler. Mısır mitolojisinde kutsal bir canlı formunu alan hayvanlar, Roma mitolojisinde ise daha çok duvar süslemelerinde, sevilen evcil hayvanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Antik yunanda ise hayvanlar, farklı oluşum ve biçimlerle mitolojik türde yer almıştırlar. Hem Yunan hem de Mısır mitlerinde hayvanlar, insan-hayvan karışımı bir forma bürünen betimlemelerle karşımıza çıkar. 14. ve 15. yüzyıllarda Avrupa bölgesinde baş gösteren dini baskılar, Katolik ve Protestan Kiliselerin savaşı nedeniyle sanatçılar üzerinde baskı oluşturmuş ve bu durum sanata da etki etmiştir. Bu doğrultuda, Maniyerizm ve Rönesans döneminde daha çok dini konulu yapıtlarda ve mekânlarda, ifade biçimi olarak kullanılan hayvanlar, dinin anlatımı ve aktarımı hususunda önemli bir sembolik tasvir olarak kullanılmıştır. Toplumsal gelişmelerle birlikte kendinden bir önceki üsluba tepki olarak yeni akımlar ortaya çıkmıştır. Barok ve Rokoko dönemlerinde resimde hareketin ve ışığın etkin kullanımı hayvan tasvirlerindeki oluşumu ve desensel gelişimi hızlandırmıştır. Bu dönemlerde hayvanlar, mitolojik ve dini temalı eserlerde daha çok kullanılmıştır. Dönemin atölyede çalışan sanatçıları eserlerinde hayvan imgelerine çoğunlukla kapalı mekânlarda, natürmort veya evcil hayvan olarak yer vermişlerdir. 19. yüzyıla gelinmesiyle toplumsal olaylar, savaşlar, sömürgeciliğin getirmiş olduğu keşifler, Fransız devrimi ve İngiliz sanayi devriminin yaşanması sanatı ve sanatçıyı da derinden etkilemiştir. Boyaların taşınabilir olması, sanatçıları doğaya yöneltmiş ve bunun sonucunda hayvanlar, manzara eşliğinde sahnelenen ortamlada konumlandırılmıştır. Neoklasizm döneminde dini ve mitolojik yapıtlarda karşımıza çıkan hayvan imgeleri, Romantizm döneminde ise daha çok savaş ve toplumsal olayları betimleyen sahnelerde yer almıştırlar. Realizm ve dönem içerisinde önemli bir ekole sahip olan Barbizon okulu sanatçıları, hayvanları hayatın günlük yaşantısında önemli bir yardımcı figür olarak resimlerinde kullanmışlardır. Empresyonizm dönemiyle beraber izlenimci ressamların hayvanları, sosyo-kültürel bir imge olarak görüp, sosyal statü imgesi olarak eserlerinde hayvan imgesini betimlemişlerdir. İzlenimci ressamlar, hızlı fırça darbeleri ve duygusal çağrışımların etkisinde hayvanları, anlık bir olay örgüsünde veya konunun tamamlayıcı öğesi olarak kompoze edilmiştirler. Animals are an inseperable part of humanity experience that composes with it throughout history. Animal description has been seen on the cave wall whose people that lived his life by hunting until B.C. 32000. Animals become wealty sources for nutrition and clothing and needings connected with social statue and richness.Relating with animals becomes an inseperable part of our life.Animals similacrums were described on drawings which told hunting scene on cave Wall in Bulgaria, France and Spain generally. Developing of animal similacrum throughout history goes on developing of humanity culture in collateral. In the begining by starting with hunting scene,after that animals were described as a symbolic, mythological and religious in civilizations of The ancient Greek, Eygpt, and Rome. In this term, animal similacrums reveal on tombstone, Wall decoration and state housing.Throughout ancient civilizations, animals were told by different meaning and symbol in the view of religious of area and social,cultural effects. In Eygptian mythology, animals were described a sacrificed beings but ın Roman mythology, they were described pet and beings on the Wall decoration. In ancient Greek,they were shown as a sort of mythology.In Both of Greek and Eygpt myth, animals were described as a form of human and animal mixture. In 14 and 15 centuries, religious impresses in European areas makes a press on craftsman owing to war of between catholic and protestant church and this situation effects on art. In this way, animals which used as a expression form in religious places and compositions were used a significant symbol in Manyerism and Renaissance terms. New trends reveal as a reaction for previous manner together with social development. In Barok and Rokoko terms, effective using movement and light in Picture and ıts composition in animal descriptions and ıts development gains speed. In this terms, animals were used a lot in mytologic and religious creations. At this time, craftmen give place to animal similacrums in their creations in closed places, natürmort or pet generally. Together with 19th century, social events,wars,imperialist discovery , France revolution and english industry revolution effect craftmen. Mobile paints destines craftmen to nature and as a result animals place with landscape. Animals similacrums in neoklasizm term which place in religious and mythologic creations reveal scene described social events in Romanticism term. Craftmen in Barbizon school used animals as an auxiliary figüre in their pictures. Together with Empresyonism term, impressionist painters perceive animals like a social-cultural similacrum and described animal similacrums as a social statue in their works. İmpressionist painters compose animals as a complement element or an instant event by effections of speedy brush stroke and sentimental evocation.