124 results on '"Ünal, Hüseyin"'
Search Results
2. EĞİTİM KURUMLARINDA LİDERLİK TARZLARI VE ÖRGÜT/KURUM KÜLTÜRÜNÜN PERFORMANS ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
- Author
-
ÜNAL, Hüseyin Mete
- Subjects
Social ,Leadership ,Corporate Culture ,Performance ,Sosyal ,Liderlik ,Kurum Kültürü ,Performans - Abstract
When the research findings about the effect of leadership style and organizational (corporate) culture on performance are examined, facilitating leadership style has a more decisive effect on performance directly. Will be able to frame roles such as developing harmony and cooperation in schools, creating a common vision, taking on the role of change leadership at school, supporting the training and development of employees, planning and providing resources, facilitating learning, supporting motivation within the school, managing with values, empowering teachers and controlling the process. The facilitative leadership, which is the first step, can respond to the inevitable needs of today's schools with these management features. It is necessary to prioritize the behavior patterns, shared values and basic goals in the institution while creating a Corporate Culture. activities should be given importance and attention. It should not be forgotten that the employee, who sees himself as an important part of the institution, will also carry the institution to success by using the power of the collective mind with the team spirit. Since schools have the characteristics of a social system, first of all, their cultural formations should be handled and analyzed. Values and symbols have an important place in school life and school-related processes. They guide actions and activities in the school. People make their choices and actions according to the values they have. A management and manager independent of values is unthinkable. Values have an important place in the decision process as one of the basic processes related to the school. The School Leader has to be a model that represents the core values of the school. The creation of an effective and successful culture in the organization mostly depends on the leader in the organization. The more the leader plays an active role in uniting different groups in the organization and encouraging them to work, the more solid and successful the culture will be. A leader who cares about meeting the moral needs of his employees, can show them goals beyond financial means, and allows them to enjoy their work, can only create a success-oriented culture., Liderlik tarzı ve örgüt (kurum) kültürünün performans üzerindeki etkisi ile ilgili araştırma bulguları incelendiğinde, kolaylaştırıcı liderlik tarzının doğrudan performans üzerinde daha belirleyici bir etkiye sahiptir. Okullarda uyum ve işbirliğini geliştirmek, ortak bir vizyon oluşturmak, okulda değişim önderliği rolünü üstlenmek, çalışanların yetiştirilmesi ve geliştirilmesine destek olmak, planlama yapmak ve kaynak sağlamak, öğrenmeyi kolaylaştırmak, okul içerisinde motivasyonu desteklemek, değerlerle yönetmek, öğretmenleri güçlendirmek ve süreci kontrol etmek şeklinde rolleri çerçevelendirebilecek olan kolaylaştırıcı liderlik, günümüz okullarının kaçınılmaz ihtiyaçlarına bu yönetim özellikleri ile cevap verebilmektedir. Kurum Kültürü oluşturmada kurumdaki davranış şekilleri, paylaşılan değerler ve temel amaçları ön planda tutmak gerektiği, Başarılı olmak isteyen bir kurum çalışanlarının kurumsal değerleri benimsemeleri, kurumu sahiplenmeleri ve kendilerini mutlu hissetmelerini sağlayacak toplantı, eğitim, tören vb. etkinliklere önem vermeli ve özen göstermelidir. Kendini kurumun önemli bir parçası olarak gören çalışanın ,aynı zamanda ekip ruhuyla kolektif aklın gücünü de kullanarak kurumunu başarıya taşıyacağı unutulmamalıdır. Okullar, sosyal sistem özelliği gösterdikleri için her şeyden önce kültürel oluşumlarının ele alınıp çözümlenmesi gerekir. Okul yaşamında ve okulla ilgili süreçlerde değerlerin ve sembollerin önemli bir yeri vardır. Bunlar, okuldaki eylem ve faaliyetlere yol gösterir. İnsanlar, tercihlerini ve eylemlerini sahip oldukları değerlere göre gerçekleştirirler. Değerlerden bağımsız bir yönetim ve yönetici düşünülemez. Okulla ilgili temel süreçlerden biri olarak karar sürecinde de değerler önemli bir yer tutar. Okul Lideri, okulla ilgili temel değerleri temsil eden bir model olmak durumundadır. Örgütte etkili ve başarılı bir kültürün yaratılması en çok örgütteki lidere bağlıdır. Lider örgütteki farklı grupları birleştirmede, onları çalışmaya teşvik etmede ne kadar etkin rol oynarsa oluşturulacak kültür de o denli sağlam ve başarı getirici olur. Çalışanların manevi ihtiyaçlarının karşılanmasına önem veren, onlara maddi olanakların ötesinde hedefler gösterebilen onların yaptıkları işlerden haz almalarına olanak sağlayan lider, ancak başarıya odaklı bir kültür yaratabilir.
- Published
- 2022
3. Saf ve Cam Elyaf Katkılı PEEK Polimerin Sürtünme ve Aşınma Performanslarına Yük ve Kayma Hızının Etkisi
- Author
-
MASLAVİ, Ahmet, ÜNAL, Hüseyin, and KAŞTAN, Alim
- Subjects
Engineering ,PEEK ,cam elyaf ,triboloji ,aşınma oranı ,sürtünme katsayısı ,kompozit ,Mühendislik ,glass fiber ,tribology ,wear rate ,friction coefficient ,composite - Abstract
Plastic-based bushings and bearings are used in some parts of the machines used in different sectors of the industry. In applications where high temperature, corrosion, chemical resistance and wear resistance are required, choosing a right material is very important for the service life of the machine element. In this study, the tribological performances of pure poly-ether-ether-ketone (PEEK) polymer and 30% by weight glass fiber (GF) reinforced poly-ether-ether-ketone (PEEK-30GF) composite were investigated. The materials used in the experiments are in the form of rods produced for industrial purposes by the extrusion method. Tribological experiments were carried out 2000 m under dry sliding conditions at room temperature using a pin-on-disc wear test device. Two different loads (30 N and 60 N) and four different speeds (1, 2, 3 and 4 m s-1) were used in the experiments. As a result of the experiments, the friction coefficient, pin temperature and specific wear rate of pure PEEK polymer and 30% glass fiber reinforced PEEK composite were determined. As a result of the experiments, with the increase of the sliding speed, the wear rate of both pure PEEK and glass fiber reinforced PEEK composite increased, while the friction coefficient values decreased. At low load (30 N) and speed (1 m s-1), PEEK composite was found to be 2.46 times more wear resistant than pure PEEK polymer. In addition, microstructure examinations of the wear surface of the test materials were carried out using an optical microscope. Adhesive wear at low loads and speeds and abrasive wear mechanisms at high speeds and loads were observed for both test materials., Endüstrinin değişik sektörlerinde kullanılan makinaların bazı aksamlarında plastik esaslı burç ve yataklar kullanılmaktadır. Yüksek sıcaklık, korozyon, kimyasal direnç ve aşınma direnci istenen uygulamalarda doğru malzeme seçimi, makina elemanının çalışma ömrü açısından oldukça önemlidir. Bu çalışmada, saf poli-eter-eter-keton (PEEK) polimeri ile ağırlık olarak %30 oranında cam elyaf (CE) takviyeli poli-eter-eter-keton (PEEK-30CE) kompozitin tribolojik performansları araştırılmıştır. Deneylerde kullanılan malzemeler, ekstrüzyon yöntemiyle endüstriyel amacıyla üretilmiş çubuk formunda malzemelerdir. Tribolojik deneyler disk üzerinde pim cihazı kullanılarak oda sıcaklığında 2000 m kuru kayma şartlarında gerçekleştirilmiştir. Deneylerde iki farklı yük (30 N ve 60 N) ve dört farklı hız (1, 2, 3 ve 4 m s-1) kullanılmıştır. Deneyler sonucunda saf PEEK polimer ve %30 oranında cam elyaf takviyeli PEEK kompozitinin sürtünme katsayısı, pim sıcaklığı ve spesifik aşınma oranı belirlenmiştir. Deneyler sonucunda kayma hızının artması ile hem saf PEEK hem de cam elyaf takviyeli PEEK kompozitin aşınma oranı artarken sürtünme katsayısı değerleri ise azalmıştır. Düşük yük (30 N) ve hızda (1 m s-1) PEEK kompoziti saf PEEK polimerine göre 2.46 kez daha aşınma dirençli olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca optik mikroskop kullanılarak deney malzemelerinin aşınma yüzeyi mikroyapı incelemeleri gerçekleştirilmiştir. Her iki deney malzemesi için düşük yük ve hızlarda adhezif aşınma, yüksek hız ve yüklerde ise abrazif aşınma mekanizması gözlenmiştir.
- Published
- 2022
4. Osmaniye İlinde Su Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Anket Çalışması ile Belirlenmesi
- Author
-
KÜÇÜK, Hüseyin, ÇELİK, Mehmet, KADAK, Ali Eslem, KÜÇÜKGÜLMEZ, Aygül, ÜNAL, Hüseyin Mete, BOZKURT, Zafer, and ALTUNBAŞ, Ebru
- Subjects
Su Ürünleri,Tüketim Alışkanlıkları,Anket,Osmaniye ,Deniz ve Tatlı Su Biyolojisi ,•Aquaculture•Meat Consumption Habit•Survey•Osmaniye ,Marine and Freshwater Biology - Abstract
In this study, a survey study was conducted on a sample of 200 female and 200 male participants to evaluate the consumption of seafood in Osmaniye. Participants were mostly between the ages of 25-36 (41.1%) and generally university graduates (55.1%). It was determined that the participants mostly live in a family of 4 (38.6%), most of them work as workers with a rate of 31.7% and have an average income level of 2500-5000 TL with a rate of 48.1%. According to the results obtained, 58.8% of the participants like all meat products. The most common reasons for preferring fish products are that they are delicious and nutritious (70%). In addition, the participants stated that they mostly (49.3%) consume fish products 2-4 times a month. Among these preferences, marine fish show an advantage with a rate of 86.8%. Sea bass was the most preferred fish among the marine fish. Grilling with 49.6% for cooking fish; Fish market with a rate of 64.7% as places of purchase; freshness compared to 73.0% when purchasing fish; Anchovy with a rate of 36.1% as a species; trout from freshwater fish with 91.1%; Autumn season was preferred as the consumption season with a maximum of 38.9%., Bu çalışmada, Osmaniye ilinde su ürünleri tüketimini değerlendirmek için 200 kadın ve 200 erkek katılımcıdan oluşan bir örnekleme üzerinde anket çalışması uygulanmıştır. Katılımcılar çoğunlukla 25-36 yaş aralığında (% 41,1) ve genelde üniversite mezunundan (% 55,1) oluşmuştur. Katılımcıların çoğunlukla 4 kişilik ailede (% 38,6) yaşadığı, % 31,7 oranla çoğunluğunun işçi olarak çalıştığı ve % 48,1 oranla ortalama 2500-5000 TL gelir düzeyine sahip oldukları tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, katılımcıların % 58,8’i tüm et ürünlerini severek tüketmektedirler. Balık ürünlerini tercih etme nedenleri olarak ise lezzetli ve besleyici olması en sık rastlanan nedenler arasında yer almaktadır (% 70). Ayrıca katılımcılar, çoğunlukla (% 49,3) ayda 2-4 defa su ürünlerini tükettiklerini belirtmişlerdir. Bu tercihler arasında deniz balıkları % 86,8 oranla üstünlük göstermektedir. Deniz balıkları içerisinden de levrek en çok tercih edilen balık olmuştur. Balığı pişirmek için % 49,6 ile ızgara; satın alma yerleri olarak % 64,7 oranla balık hali; balık satın alırken % 73,0 oranla tazelik; tür olarak % 36,1 oranla hamsi; tatlı su balıklarından % 91,1 ile alabalık; tüketim mevsimi olarak ta en fazla % 38,9 ile sonbahar mevsimi tercih edilmiştir.
- Published
- 2022
5. How did the Covid-19 pandemic affect surgically treated fractures?
- Author
-
AYANOĞLU, Tacettin, KURTBOĞAN, Mahmut, EREN, Toygun Kağan, ÜNAL, Hüseyin Anıl, OZDEMİR, Caglar, and TURHAN, Mahmut Timur
- Subjects
Covid-19,Kırık,Cerrahi,Travma ,Covid-19,Fracture,Surgery,Trauma ,General Engineering ,Medicine ,Tıp - Abstract
Amaç: Çalışmanın amacı, COVID-19 pandemisinin ortopedik cerrahi gerektiren kırıklar üzerindeki etkisini, geçen yıl aynı 6 aylık dönemle karşılaştırarak araştırmaktır.Gereç ve Yöntemler: Nisan 2020 ile Ekim 2020 arasında kırık nedeniyle ortopedik cerrahi geçiren hastalar geriye dönük olarak tarandı ve 211 hasta çalışmaya dahil edildi. Kontrol grubu olarak 2019 yılının aynı 6 aylık döneminde ameliyat olmuş 184 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların demografik verileri, kırık sayısı ve dağılımı incelendi.Bulgular: Kontrol grubundaki hastaların 111'i erkek, 73'ü kadındı. Çalışma grubunda 121 hasta erkek, 90 hasta kadındı. Trafik kazaları ve iş kazalarından kaynaklanan kırıklarda istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p=0,742, p=0,602 sırasıyla). 20 yaş altı grubu ile 20-65 yaş grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardı (p=0,015, p=0,026 sırasıyla). Multitravmalı hastaların sayısı 16'dan 30'a çıktığı görüldü. Ayrıca femur subtrokanterik ve tibia distal uç kırıkları sayısında istatistiksel olarak anlamlı artış gözlendi (p=0,042, p=0,029 sırasıyla).Sonuç: Geçen yılın aynı dönemine göre cerrahi tedavi gerektiren hasta sayısında artış olmamasına rağmen subtrokanterik femur ve distal tibia kırıkları arttı., Objective: The aim of the study is to investigate the effect of the Coronavirus disease (COVID-19) pandemic on fractures requiring orthopedic surgery by comparing it with the same 6-month period last year.Materials and Methods: Patients who underwent orthopedic surgery for fractures between April 2020 and October 2020 were retrospectively scanned and 211 patients were included in the study. As the control group, 184 patients who underwent surgery in the same 6-month period of 2019 were included in the study. Demographic data, number of fractures and distribution of the patients were examined.Results: While 111 of the patients in the control group were male, 73 were female. In the study group, 121 patients were male and 90 patients were female. There was no statistically significant difference in fractures caused by traffic accidents and occupational accidents (p=0,742, p=0,602 respectively). There was a statistically significant difference between the under 20 age group and the over 65 age group (p=0,015, p=0,026 respectively). It was observed that the numbers of patients with multitrauma increased from 16 to 30. In addition, a statistically significant increase was observed in the number of femur subtrochanteric and tibia distal tip fractures (p=0,042, p=0,029 respectively).Conclusion: Compared to the same period last year, although there was no increase in the number of patients requiring surgical treatment, the number of subtrochanteric femur and distal tibia fractures increased.
- Published
- 2022
6. Investigation of Mechanical and Microstructural Properties of Polyolefin Rubber and Glass Beads Filled Polypropylene Composites
- Author
-
Ünal, Hüseyin, Ermiş, Kemal, and Demirtaş, Şahan
- Subjects
Glass beads ,Polypropylene] ,Materials Science, Composites ,Polypropylene,Polyolefin rubber,Glass beads,Mechanical properties ,Malzeme Bilimleri, Kompozitler ,Polipropilen,Poliolefin kauçuk,Cam bilya,Mekanik özellikler ,[Polyolefin rubber - Abstract
In the automotive industry and many industries, parts are expected to meet certain requirements with regards to their tensile strength, stiffness, and high impact strength. For this reason, polypropylene homopolymer, which is a fragile polymer widely used in the automotive industry, is combined with additives to reduce its fragility. In this study, the mechanical and microstructural properties of polyolefin rubber and glass bead filled polypropylene composites have been investigated. Polypropylene (PP) was combined with polyolefin rubber (POE) and glass beads (GB) at different weight rates to create the composites and pure polypropylene was compared to the three prepared PP composites; 8% polyolefin rubber by weight, 8% glass bead by weight, and 8% polyolefin rubber and 8% glass bead by weight. The fracture surface examinations of the pure polypropylene (PP), and the polyolefin rubber added PP, glass bead added PP, and polyolefin rubber and glass bead added PP composites were carried out using Scanning Electron Microscopy (SEM). In addition, Energy Dispersive Spectroscopy (EDS) analysis was also performed for the characterization. It was observed that the tensile strength values of the PP composites (PP-8%POE, PP-8%GB, and PP-8%POE-8%GB) showed a slight decrease relative to the pure PP. When rigid glass beads were added to the pure PP polymer main matrix (8% by weight), the stiffness of the composite increased and the modulus of elasticity increased by approximately 8% relative to pure PP. In addition, it was observed that the % elongation at break values of the PP composites (PP-8%POE, PP-8%GB, and PP-8%POE-8%GB) increased significantly relative to the values for pure PP., Otomotiv endüstrisinde ve birçok uygulama endüstrisinde, parçaların çekme mukavemeti, rijitliği ve yüksek darbe mukavemeti ile ilgili belirli gereksinimleri karşılaması beklenir. Bu nedenle otomotiv endüstrisinde yaygın olarak kullanılan kırılgan bir polimer olan polipropilen homopolimer, kırılganlığını azaltmak için katkı maddeleri ile birleştirilir. Bu çalışmada, poliolefin kauçuk ve cam bilya dolgulu polipropilen kompozitlerin mekanik ve mikroyapısal özellikleri araştırılmıştır. Polipropilen (PP), kompozitleri oluşturmak için poliolefin kauçuk (POE) ve/veya cam bilyalar (GB) ile farklı ağırlık oranlarında birleştirildi ve saf polipropilen hazırlanan üç PP kompoziti ile karşılaştırıldı; Ağırlıkça %8 poliolefin kauçuk, ağırlıkça %8 cam bilya ve ağırlıkça %8 poliolefin kauçuk ve %8 cam bilya. Saf polipropilen (PP) ve poliolefin kauçuk katkılı PP, cam bilya katkılı PP ve poliolefin kauçuk ve cam bilya katkılı PP kompozitler üzerinde çekme testleri yapılarak elde edilen çatlak kırılma yüzeylerinin görüntüleri Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) ve mikro yapı incelemeleri için Enerji Dağılım Spektroskopisi (EDS) alınmıştır. PP kompozitlerin (PP+%8POE, PP+%8GB ve PP+%8POE+%8GB) çekme mukavemet değerlerinin saf PP'ye göre hafif bir düşüş gösterdiği gözlemlendi. Saf PP polimer ana matrisine (ağırlıkça %8) sert cam bilyalar eklendiğinde, kompozitin sertliği arttı ve elastisite modülü, saf PP'ye göre yaklaşık %8 arttmıştır. Ayrıca PP kompozitlerin (PP+%8POE, PP+%8GB ve PP+%8POE+%8GB) kopma anındaki uzama yüzdesinin saf PP değerlerine göre önemli ölçüde arttığı gözlemlenmiştir.
- Published
- 2022
7. Polimer Kompozit ve Çelik Diske Karşı Cam Elyaf Takviyeli Poli-Eter-Eter-Keton (PEEK) Kompozitin Aşınma Özellikleri
- Author
-
ÜNAL, Hüseyin, YETGİN, Salih Hakan, and ÜNAL, Veysel Furkan
- Subjects
Engineering, Mechanical ,PEEK ,Glass fiber ,Wear ,Friction ,Thermoset polyester ,Cam Elyaf ,Aşınma ,Sürtünme ,Termoset poliester ,Engineering, Multidisciplinary ,Mühendislik, Makine ,Mühendislik, Ortak Disiplinler - Abstract
In this study, the friction and wear behaviors of 30wt.% glass fiber reinforced poly-ether-ether-ketone (PEEK) have been studied versus thermoset polyester composite and AISI 316L SS steel counterparts under dry sliding conditions. Friction and wear studies were carried out using a pin-on-disc wear test rig. Friction and wear tests were run at 0.5m/s sliding speed and under the applied load of 20, 40 and 60 N. The results show that the coefficient of friction and specific wear rate of glass fiber reinforced PEEK composites increased with increasing applied load for both of discs. The lowest coefficient of friction and specific wear rate were obtained when using AISI 316L SS steel disc under 20N load with a value of 0.24 and 3.31x10-15 m2/N, respectively., Bu çalışmada, %30 cam elyaf (CE) katkılı poli-eter-eter-keton (PEEK) polimerinin termoset poliester kompozit ve AISI 316L paslanmaz çelik diske karşı kuru ortam şartları altında sürtünme ve aşınma özellikleri incelenmiştir. Sürtünme ve aşınma çalışmaları pim-disk aşınma test cihazı ile gerçekleştirilmiştir. Aşınma ve sürtünme testleri 0.5m/s kayma hızında ve 20, 40 ve 60N yük altında yapılmıştır. Çalışma sonucunda, her iki disk için uygulanan yükün artması ile PEEK/30CE kompozitin sürtünme katsayısı ve aşınma oranı artmıştır. En düşük sürtünme katsayısı ve aşınma oranı, sırasıyla 0.24 ve 3.31x10-15 m2/N değerleri ile 20N yük altında AISI 316L paslanmaz çelik disk kullanıldığında elde edilmiştir.
- Published
- 2022
8. Uluslararası ve Endüstriyel Çeşitlendirmenin Firma Değeri Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği
- Author
-
BANK, Semra, ÜNAL, Hüseyin, and GÜNEYSU, Yusuf
- Subjects
Social ,International Diversification,Industrial Diversification,Firm Value,Institutional Investors’ Share Ownership ,Sosyal ,Uluslararası Çeşitlendirme,Endüstriyel Çeşitlendirme,Firma Değeri,Kurumsal Yatırımcıların Pay Sahipliği - Abstract
This study determined that international diversification does not have significant effect on the value of the firms operating in manufacturing sector among the firms listed in the Borsa Istanbul Equity Market; however, that the industrial diversification increases the firm value by using the “Excess Value Methodology” developed by Berger and Ofek (1995) and modified by Fauver et al (2004). Acquired diversification premiums were also observed to continue in case of control of institutional investors’ share ownership; in addition, a positive relation was found between institutional investors’ share ownership and firm value at low share ownership, while it is negative in high ownership rates., Bu çalışma, Berger ve Ofek (1995) tarafından geliştirilen ve Fauver vd. (2004) tarafından modifiye edilen “Artık Değer Metodolojisi”ni kullanarak, Borsa İstanbul Pay Piyasası’nda işlem gören firmalardan İmalat Sektöründe yer alan firmalar için uluslararası çeşitlendirmenin firma değeri üzerinde herhangi bir anlamlı etkiye sahip olmadığını bununla birlikte endüstriyel çeşitlendirmenin firma değerlerini artırdığını tespit etmiştir. Elde edilen çeşitlendirme priminin, firmaların kurumsal yatırımcılarının sahiplik yapısı paylarının kontrol edilmesi durumunda da devam ettiği gözlenmiş; bununla birlikte, kurumsal yatırımcıların firma değeri ile düşük sahiplik oranlarında pozitif, yüksek sahiplik oranlarında ise negatif ilişkili olduğu belirlenmiştir.
- Published
- 2022
9. KARBON FİBER TAKVİYELİ GRAFİT ve PTFE KATKILI POLİ-ETER-ETER-KETON (PEEK) POLİMER KOMPOZİTİN TRİBOLOJİK PERFORMANSLARINA KAYMA HIZININ ETKİSİNİN BELİRLENMESİ
- Author
-
Maslavi, Ahmet, Yetgin, Salih Hakan, and Ünal, Hüseyin
- Subjects
[Triboloji ,Kayma hızı ,Grafit ,PTFE ,Karbon fiber ,PEEK] - Abstract
Farklı endüstriyel sektörlerde kullanılan makinalarda plastik esaslı rulman, makara ve burç gibi makine elemanları kullanılmaktadır. Bu uygulamalardaki makine elemanlarının çalışma esnasındaki hızları ve taşıma yükleri malzemenin ömrünü belirlemektedir. Bu deneysel çalışmada, rulman, makara ve burç yapımında kullanılan yüksek performanslı mühendislik plastikleri arasında yer alan karbon fiber takviyeli grafit ve poli-tetra-flor-etilen (PTFE) katkılı poli-eter-eter-keton (HV-PEEK) polimeri kullanılarak tribolojik performansları incelenmiştir. Testlerde AISI304 paslanmaz çelik karşı disk kullanılmış, deneyler kuru kayma şartları altında ve oda sıcaklığında yapılmıştır. Aşınma deneyleri, 3.53 MPa basınç altında, düşük (1.0 m/s) ve yüksek (4.0 m/s) kayma hız aralıklarında pim-disk aşınma test cihazında gerçekleştirilmiştir. Aşınma test sonuçlarına göre, kayma hızına bağlı olarak HPV-PEEK polimerinin sürtünme katsayısı ve spesifik aşınma oranı değişimi incelenmiştir. Elde edilen deney sonuçlarına göre artan kayma hızı ile birlikte polimerin sürtünme katsayısı azalırken spesifik aşınma oranı değerleri artmıştır. Genel olarak sürtünme katsayısı 0.14 ile 0.19 aralığında elde edilmiş, aşınma oranı ise 1.66×10-6 ile 0.48×10-6 mm3/Nm aralığında değişim göstermiştir. Deneylerde kullanılan HV-PEEK polimer kompozitinde düşük kayma hızlarında abrazif aşınma mekanizması gözlenirken yüksek kayma hızlarında adhezif aşınma mekanizması gözlenmiştir.
- Published
- 2022
10. Sentetik Mika Takviyeli Poli-tetra-flor-etilen Polimer Kompozitin Tribolojik Özelliklerine Uygulanan Yükün ve Kayma Hızının Etkisinin Belirlenmesi
- Author
-
Maslavi, Ahmet, Ünal, Hüseyin, and Kaştan, Alim
- Subjects
[PTFE ,Sürtünme katsayısı ,Kompozit] ,Sentetik mika ,Aşınma hızı - Abstract
Saf PTFE endüstride düşük basınç keçeleri olarak kullanıldığında aşırı aşınma göstermektedir. Bu aşınma problemini azaltmak için sentetik mika (SM) takviyeli poli-tetra-flor-etilen (PTFE) polimer kompoziti alternatif malzeme olarak seçilmiş ve tribolojik performansları araştırılmıştır. Tribolojik deneyler çelik disk üzerinde kompozit pim olacak şekilde dizayn edilmiş aşınma test cihazında gerçekleştirilmiştir. Deneylerde 10, 20, 40 ve 100 N olmak üzere dört farklı yük ve iki hız (0.5 ve 1.5 m/s) kullanılmıştır. Deneyler sonucunda sentetik mika takviyeli PTFE kompozitin (PTFE-SM) sürtünme katsayısı, pim ve çelik disk sıcaklığı ile spesifik aşınma hızı belirlenmiştir. Uygulanan yükün ve hızın artması ile pim ve çelik disk yüzey sıcaklıkları artarken spesifik aşınma hızı da artmış fakat sürtünme katsayısı azalmıştır. Kompozitin en düşük ve en yüksek sürtünme katsayısı değerleri sırasıyla 0.17 ve 0.25 olarak tespit edilmiştir. Benzer şekilde spesifik aşınma hızı aralığı olarak en düşük 0.217x10-15 m2/N ve en yüksek 25x10-15 m2/N olarak belirlenmiştir. Kompozitin aşınma yüzey incelemeleri optik mikroskop ve taramalı elektron mikroskobu (SEM) kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Mikroyapı incelemeleri sonucunda çelik disk yüzeyinde ince film tabakası oluştuğu belirlenirken 100 N yük ve 1.5 m/s kayma hızında kompozit pim yüzeyinde çatlaklar olduğu tespit edilmiştir.
- Published
- 2022
11. Burç ve Yatak Uygulamaları için Saf Poli-eter-eter-keton Polimer ve Karbon Elyaf Takviyeli Poli-eter-eter-keton Kompozitin Sürtünme ve Aşınma Performanslarının Karşılaştırılması
- Author
-
Ünal, Hüseyin, Kaştan, Alim, and Maslavi, Ahmet
- Abstract
Endüstrinin değişik alanlarında, makinelerin bazı aksamlarında plastik malzemeden üretilen burç, makara ve rulman gibi makine elemanları kullanılır. Bu makine elemanlarına bazen kullanım şartlarına bağlı olarak farklı yükler etki etmekte bazen de bu parçalar farklı hızlarda çalışmaktadır. Etki eden şartlara bağlı olarak malzemenin çalışma ömrü belirlenir. Bu çalışmada, saf poli-eter-eter-keton (PEEK) polimeri ile ağırlıkça %30 oranında karbon elyaf (CE) takviyeli poli-eter-eter-keton (PEEK-30KE) kompozitin tribolojik performansları araştırılmıştır. Tribolojik deneyler disk üzerinde pim cihazı kullanılarak oda sıcaklığında ve kuru kayma şartlarında gerçekleştirilmiştir. Deneylerde 30N ve 100N olmak üzere iki farklı yük, 1, 2, 3 ve 4m/s olmak üzere dört farklı hız kullanılmıştır. Deneyler sonucunda saf PEEK polimer ve %30 oranında karbon elyaf takviyeli PEEK kompozitinin sürtünme katsayısı, pim sıcaklığı ve spesifik aşınma oranı belirlenmiştir. Optik mikroskop kullanılarak deney malzemelerinin aşınma yüzeyi incelenmiştir. Deneyler sonucunda kayma hızına bağlı olarak hem saf PEEK hem de karbon elyaf takviyeli PEEK kompozitin sürtünme katsayısı azalırken aşınma oranı artış göstermiştir. Karbon elyaf takviyeli PEEK kompozitin saf PEEK polimerine göre ortalama %50 oranında daha yüksek aşınma direncine sahip olduğu tespit edilmiştir.
- Published
- 2022
12. The functioning of city councils in local governments: The case of Kâğıthane Municipality
- Author
-
Ünal, Hüseyin
- Subjects
Yerel Yönetim ,Local Agenda 21 ,Political Participation ,Local Government ,Kent Konseyi ,City Council ,Yerel Gündem 21 ,Siyasal Katılım ,Kâğıthane - Abstract
Danışman: DR. ÖĞR. ÜYESİ FIRAT DEMİRKOL Yer Bilgisi: İstanbul Gelişim Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı Konu: Kamu Yönetimi = Public Administration, Türkiye'de yerel yönetimler, halkın isteklerine daha hızlı cevap verip etkili kararların alınmasına imkân sağlaması nedeniyle demokrasi sürecinin önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Özellikle de "Yerel Gündem 21" uygulamalarına dayanan ve son zamanlarda sayısında artış görülen kent konseyleri, halk katılımının arttırılması konusunda önemli işlevler üstlenmektedir. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi amacı ile oluşturulan kent konseyleri kent yönetiminde hesap verilebilirlik, katılımcılık ve demokrasi kültürünün geliştirilmesi faaliyetlerini yerine getirmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, ülkemizdeki yerel katılım yöntemlerini incelemektir. Bu bağlamda çalışmada genelde, kent konseylerinin geçmişten günümüze kadarki gelişim evresi ve özelde de bir kent konseyi deneyimi olarak Kâğıthane Kent Konseyi uygulanması ele alınarak incelenmiştir. Nitel araştırma yönteminin kullanıldığı bu araştırma 3 bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde yerel yönetim kavramı, yerel yönetimlerin tarihsel gelişimi ve ülkemizdeki yerel yönetim birimleri ele alınarak açıklanmıştır. İkinci bölümde öncelikle katılım kavramı ele alınmıştır. Ardından yerel yönetimlerde katılımdan bahsedilip yerel yönetimlerde katılım yöntemleri tek tek açıklanmaya çalışılmıştır. Buna ilave olarak günümüzde önemi artan kent konseylerinin gelişimi ve katılım konusundaki katkısı ele alınmıştır. Çalışmanın son bölümünü oluşturan üçüncü bölümde ise son yıllarda halkın yönetime katılması konusunda belediyelerce hayata geçirilen uygulamalardan biri olan kent konseylerinden Kâğıthane Kent Konseyi örneği incelenmiştir., Local governments in Turkey constitute an important dimension of the democracy process as they respond to the wishes of the people more quickly and enable effective decisions to be taken. In particular, city councils, which are based on the "Local Agenda 21" practices and whose number has increased recently, undertake important functions in increasing public participation. The city councils, which were formed with the aim of strengthening local governments, carry out the activities of developing a culture of accountability, participation and democracy in the city administration. The main purpose of this study is to examine the local participation methods in our country. In this context, in this study, the development phase of the city councils from the past to the present and the implementation of the Kâğıthane City Council as a city council experience in particular has been examined. This research, in which the qualitative research method is used, consists of 3 parts. In the first part of the study, the concept of local government is explained by considering the historical development of local governments and local government units in our country. In the second part, firstly the concept of participation is discussed. Then, participation in local governments is mentioned and participation methods in local governments are tried to be explained one by one. In addition to this, the development of the city councils, whose importance is increasing today, and its contribution to participation are discussed. In the third part, which constitutes the last part of the study, the example of Kâğıthane City Council, one of the city councils, which is one of the practices implemented by the municipalities in recent years for the participation of the people in the administration, has been examined.
- Published
- 2022
13. Production of Talc/EPDM/Polypropylene polymer composite foam and optimizing production conditions
- Author
-
YETGİN, Salih Hakan and ÜNAL, Hüseyin
- Subjects
Engineering ,Injection foam molding,Foam morphology,PP,EPDM,Talc,Taguchi analysis ,Mühendislik ,Enjeksiyon köpük kalıplama,Köpük morfolojisi,PP,EPDM,Talk,Taguchi analizi - Abstract
Bu çalışmada, talk ve etilen-propilen-dien-monomer (EPDM) katkılı polipropilen (T-EPDM-PP) kompozit köpüklerin hücre yapısı ve mekanik özelliklerine enjeksiyon proses şartlarının etkisi incelenmiştir. Enjeksiyon basıncı, geri besleme basıncı, enjeksiyon hızı ve ergiyik sıcaklığı gibi farklı proses şartları kullanılmıştır. Mekanik özellikleri belirlemek için ise çekme testi ve darbe testi gerçekleştirilmiştir. Mekanik özelliklerin karşılaştırılabilmesi için köpüklendirilmemiş T-EPDM-PP polimer kompozit numuneleri de üretilmiştir. Elde edilen deneysel veriler Taguchi metodu kullanılarak analiz edilmiştir. Köpüklerin hücre morfolojisi, farklı proses şartlarına bağlı olarak, steromikroskop kullanarak kabuk tabakası kalınlığı (KTK), hücre boyutu ve hücre yoğunluğu açısından incelenmiştir. Enjeksiyon basıncı (E.B), enjeksiyon hızı (E.H) ve ergiyik sıcaklığı (E.S)’nın artması ile köpük numunelerin çekme ve darbe dayanımları azalırken geri besleme basıncının artması ile artmıştır. Kabuk tabakası kalınlığının artması ile kompozit köpüğün çekme ve darbe dayanımları artmıştır. Artan E.B ve enjeksiyon hızlarında hücre boyutu azalmıştır. Yüksek enjeksiyon basıncı ve enjeksiyon hızı ile birlikte düşük geri besleme basıncı ve ergiyik sıcaklığı kullanıldığında yüksek hücre yoğunluğu elde edilmiştir. Artan E.B, E.H ve E.S ile köpük yoğunluğu azalmıştır. T-EPDM-PP esaslı kompozit köpük üretiminde yüksek çekme ve darbe dayanımı elde etmek için optimum proses parametreleri olarak geri besleme basıncı 100 bar, ergiyik sıcaklığı 160 oC, enjeksiyon hızı 60 mm/s ve enjeksiyon basıncı 60 bar olarak tespit edilmiştir., The effect of injection process conditions on the cell structure and mechanical properties of talc and ethylene-propylene-diene-monomer (EPDM) filled polypropylene (T-EPDM-PP) composite foams was investigated. Different process conditions such as injection pressure, feedback pressure, injection speed and melting temperature were used. Tensile test and impact test were performed to determine the mechanical properties of the foam materials. In order to compare the mechanical properties, unfomed T-EPDM-PP polymer composite samples were also produced. Obtained experimental data were analyzed using the Taguchi method. The cell morphology of the foams was investigated in terms of skin layer thickness, cell size and cell density using a stereomicroscope, depending on different process conditions. With the increase of injection pressure, injection speed and melting temperature, the tensile and impact strengths of foam samples decreased, while it increased with the increase of the feedback pressure. The tensile and impact strengths of the composite foam increased with the increase in skin layer thickness. Cell size decreased with increasing E.B and EB. High cell density was obtained when low feedback pressure and melting temperature were used together with high injection pressure and injection speed. Foam density decreased with increasing E.B, E.H and E.S. In order to obtain high tensile and impact strength in T-EPDM-PP based composite foam production, optimum process parameters were determined as feedback pressure 100 bar, melting temperature 160 oC, injection speed 60 mm/s and injection pressure 60 bar.
- Published
- 2021
14. Çevresel Kuznets Eğrisi Hipotezi Kapsamında Türkiye’de Çevre Kalitesinin Değerlendirilmesi
- Author
-
ÜNAL, Hüseyin and AKTUĞ, Muhammet
- Subjects
Sociology ,Economic growth,Environmental Kuznets Curve hypothesis,ecological footprint,biological capacity,ARDL model ,Sosyoloji ,Ekonomik büyüme,Çevresel Kuznets Eğrisi hipotezi,ekolojik ayak izi,biyolojik kapasite,ARDL modeli - Abstract
The acceleration of global climate change has led researchers to focus on the effects of human activities on the environment. This study investigates the possible impact of economic growth, energy use, and fertility rate on ecological footprint and biocapacity by the ARDL model to evaluate the environmental quality of Turkey for the period 1970-2016. Therefore, the paper tests the Environmental Kuznets Curve (EKC) hypothesis to reveal the relationship between economic growth and environmental quality. The findings point that the EKC hypothesis is valid for Turkey. After determining the cointegration relationship between the ARDL model and series, the long-term coefficients are estimated. The results show that energy use positively affects ecological footprint, while it negatively affects biocapacity. This means that energy use causes environmental degradation in terms of both ecological footprint and biocapacity. Besides, the study reaches that fertility rate positively affects both ecological footprint and biocapacity. The error correction results of the model indicate that the deviations from the equilibrium between the series in the short run converge to the equilibrium point in the long run., Küresel iklim değişikliğinin hız kazanması ve etkilerinin her geçen gün daha fazla hissedilmesi, araştırmacıların beşerî faaliyetlerin çevre üzerindeki etkilerine odaklanmasına yol açmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’nin çevresel kalitesini değerlendirmek amacıyla ekonomik büyüme, enerji kullanımı ve doğurganlık oranının ekolojik ayak izi ve biyolojik kapasite üzerindeki etkisi ARDL modeli ile incelenmiştir. 1970-2016 döneminin ele alındığı çalışmada, ekonomik büyüme ve çevresel kalite arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılması için Çevresel Kuznets Eğrisi (Environmental Kuznets Curve) hipotezi test edilmiş ve hipotezin Türkiye için geçerli olduğu sonucuna varılmıştır. ARDL modeli ile seriler arasında eşbütünleşme ilişkisi tespit edildikten sonra uzun dönem katsayıları tahmin edilmiştir. Uzun dönem katsayı sonuçlarına göre enerji kullanımının ekolojik ayak izini pozitif, biyolojik kapasiteyi negatif etkilediği saptanmıştır. Bu durum, enerji kullanımının çevresel bozulmalara sebep olduğunu göstermektedir. Doğurganlık oranının ise ekolojik ayak izi ve biyolojik kapasite üzerinde pozitif bir etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Uzun dönem katsayıların tahmininin ardından hata düzeltme modelleri tahmin edilmiş ve bu modellerin sonuçlarına göre seriler arasında kısa dönemde ortaya çıkan dengeden sapmaların uzun dönemde denge noktasına yakınsadığı görülmüştür.
- Published
- 2021
15. Türkiye'de Dışa Açıklık ve Verimlilik Arasındaki Uzun Vadeli Bağlantı
- Author
-
Ünal, Hüseyin Safa, Koyuncu, Cüneyt, Ünal, Hüseyin Safa, and Koyuncu, Cüneyt
- Subjects
ARDL ,Ticari Dışa Açıklık ,Trade Openness ,Labor Productivity ,İşgücü Verimliliği - Abstract
This study aims to find the long-run relationship between openness and productivity in Turkey. For this aim Autoregressive Distributed Lag (ARDL) method is utilized in the anlyses. Trade as percentage of GDP is used as an indicator of openness. And labor productivity is considered as an indicator of productivity. Empirical findings reveal that the association between openness and productivity is positive based on the data between 1960 and 2019. However, this long-run positive relationship is not statistically significant in the short-run. Diagnostic tests are also used to ensure that the modeling and analyses are acceptable. Bu çalışma, Türkiye'de dışa açıklık ve verimlilik arasındaki uzun vadeli ilişkiyi bulmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla analizlerde ARDL yöntemi kullanılmıştır. GSYİH yüzdesi olarak ticaret, dışa, açıklığın bir göstergesi olarak kullanılır. İşgücü verimliliği, ise üretkenliğin bir göstergesi olarak kabul edilmiştir. Ampirik bulgular, dışa açıklık ve verimlilik arasındaki ilişkinin 1960 ile 2019 arasındaki verilere göre pozitif olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak, bu uzun vadeli pozitif ilişki kısa vadede istatistiksel olarak anlamlı değildir. Modelleme ve bulguların kabul edilebilirliğinden emin olmak için analizler tanısal testler ile de desteklenmiştir.
- Published
- 2021
16. Female Labor Force Participation and Gross Value Added: Long-run Analysis for OECD Sample
- Author
-
Ünal, Hüseyin Safa, Koyuncu, Cüneyt, Ünal, Hüseyin Safa, and Koyuncu, Cüneyt
- Subjects
Panel Unit Root ,Gross Value Added ,Female Labor Force Participation Rate ,Panel Cointegration ,PDOLS - Abstract
This study is an attempt to find the role of female labor force participation on the economic performance indicated as gross value added (GVA). Female labor force participation rate (FLPR) is used as the indicator for women’s role in the economy. For this aim, a period spanning the years between 1990 and 2017 is investigated for 36 OECD countries. First, panel unit root tests and cointegration tests are conducted to check stationarity and cointegration. Panel dynamic OLS (PDOLS) estimates give the long-run coefficients. LFPR has a positive effect on most of the OECD countries’ GVA. Results are robust even if women aged over 15 or between 15 and 64 are considered.
- Published
- 2021
17. The Effect of Glass Beads Content on the Mechanical Behaviour of Glass Beads Filled Polyamide-6.6 Composites
- Author
-
ÜNAL, Hüseyin, YETGİN, Salih Hakan, and ÜNAL, Veysel Furkan
- Subjects
Engineering ,Poliamit 6.6 ,Cam bilya ,Mekanik özellikler ,Polyamide 6.6 ,Glass bead ,Mechanical properties ,Mühendislik - Abstract
Bu çalışma, katkısız poliamit 6.6 (PA6.6) ile ağırlıkça %10-20-30 oranlarında cam bilya içeren poliamit 6.6 kompozitlerin mekanik ve mikroyapı özelliklerini incelemek için yapılmıştır. Cam bilya katkılı Poliamit 6.6 kompozitler, endüstriyel tip ikiz vidalı bir ekstrüder makinesinde granül formda üretilmiştir. Deneylerde kullanılan mekanik test numuneleri geleneksel enjeksiyon makinesi kullanılarak basılmıştır. Çalışma sonucunda, PA6.6 polimerine ilave edilen cam bilya çekme dayanımını, kopmadaki uzama miktarını ve charpy darbe dayanımını azaltırken elastiklik modülünü artırmıştır. Mikroyapı incelemeleri için taramalı elektron mikroskobu (SEM) kullanılmıştır. Mikroyapı incelemelerinde cam bilyaların polimer matris içinde homojen olarak dağıldığı gözlenmiştir., This study was carried out to investigate the mechanical and microstructural properties of unfilled polyamide 6.6 (PA6.6) and glass bead filled polyamide 6.6 composites at 10-20-30% by weight. Glass bead filled Polyamide 6.6 composites were produced in granule form in an industrial type twin screw extruder machine. The mechanical test specimens used in the experiments were molded using a conventional injection molding machine. As a result of the study, glass beads filled to PA6.6 polymer matrix decreased the tensile strength, elongation at break and charpy impact strength, while increasing the tensile modulus. Scanning electron microscope (SEM) was used for microstructure studies. In the microstructure investigations, it was observed that the glass beads were homogeneously dispersed in the polymer matrix.
- Published
- 2021
18. Determination of Mechanical Performance and Microstructural Properties of Glass Fiber/EPDM/Polyamide-6 Composites
- Author
-
ÜNAL, Hüseyin, YETGİN, Salih Hakan, and ÜNAL, Veysel Furkan
- Subjects
Engineering, Mechanical ,PA6 ,EPDM ,Glass fiber ,Mechanical Properties ,Mühendislik, Makine ,Cam elyaf ,Mekanik Özellikler - Abstract
Poliamit-6 polimerine ilave edilen EPDM elastomeri, malzemenin çekme dayanımı ve elastiklik modülü gibi değerlerini azaltırken ilave edilen cam elyaflar kompozitin kopma uzamasını azaltmaktadır. Dolayısıyla endüstrinin talep ettiği yüksek mekanik özelliklere yani yüksek mukavemet, yüksek rijitlik ve üstün kırılma tokluğu (darbe enerjisi) gibi özelliklere sahip kompozitlerin elde edilebilmesi için elastomer ve elyaf takviyeli polimer kompozitlerin birlikte üretilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada, katkısız poliamit 6 (PA6) polimeri ile ağırlık olarak %8 oranında Etilen-Propilen-Dien-Monomer (EPDM) katkılı poliamit 6 (PA6-8EPDM), %10 oranında cam elyaf (CE) takviyeli poliamit 6 (PA6-10CE) ve %10 CE ve %8 oranında Etilen-Propilen-Dien-Monomer katkılı poliamit 6 (PA6-10CE-8EPDM) polimer kompozitlerin mekanik özellikleri incelenmiştir. Poliamit-6 esaslı polimer kompozitler, endüstriyel tip ikiz vidalı bir ekstrüder makinesinde önce granül formda üretilmiş sonra da mekanik test numuneleri geleneksel tip bir enjeksiyon makinesi kullanılarak basılmıştır. Çalışma sonucunda, PA6 polimerine ilave edilen %8 oranındaki EPDM çekme mukavemetini %19.3, elastiklik modülünü %41.4 oranında azaltırken darbe mukavemetini %14.1 oranında artırmıştır. PA6 polimerine ilave edilen %10 oranındaki cam elyaf ise çekme mukavemetini %23.6, elastiklik modülünü %64.8 oranında artırırken darbe mukavemetini %63,4 oranında azaltmıştır. PA6 polimerine ilave edilen %10 oranındaki CE ise kompozitin eğilme mukavemeti ve eğilmedeki elastiklik modülünü sırasıyla %67.0 ve %94.0 oranlarında artırmıştır., The EPDM elastomer added to polyamide-6 (PA-6) polymer reduces the tensile strength and modulus of elasticity of the material, while the added glass fibers decrease the elongation at break of the composite. Therefore, it is of great importance to produce elastomer and fiber reinforced polymer composites together in order to obtain composites with high mechanical properties demanded by the industry, namely high strength, high rigidity and superior fracture toughness (impact energy). In this experimental study, mechanical behaviors of unfilled PA-6 polymer, 8wt.% of Ethylene-Propylene-Diene-Monomer (EPDM) filled polyamide-6 (PA6-8EPDM), 10wt.% of glass fiber (GF) filled polyamide-6 (PA6-10GF) and 10wt.% GF/8wt.% EPDM filled polyamide-6 (PA6-10GF-8EPDM) polymer composites were investigated. Polyamide-6 based polymer composites were first produced in granule form in an industrial type twin screw extruder machine and then the mechanical test samples were molded using a conventional type injection molding machine. As a result of the study, the tensile strength decreased by 19.3%, the modulus of elasticity decreased by 41.4%, while the impact strength increased by 14.1% with the addition of 8wt.% EPDM to the PA6 polymer. On the other hand, with the addition of 10wt.% glass fiber to the PA6 polymer, the tensile strength increased by 23.6%, the modulus of elasticity increased by 64.8% and the impact strength decreased by 63.4%. The flexural strength and flexural modulus of the PA6 composite increased by 67.0% and 94.0% with the addition of 10wt.% GF to PA6 polymer, respectively
- Published
- 2021
19. EVALUATION OF AIR QUALITY IN TURKEY IN THE CONTEXT OF COVID-19
- Author
-
YIKICI, Abdulgazi and ÜNAL, Hüseyin
- Subjects
Air Quality,Covid-19 Pandemic,Air Pollutants,Statistical Methods,TOPSIS ,Hava Kalitesi,Covid-19 Salgını,Hava Kirleticiler,İstatistiki Yöntemler,TOPSIS ,Social ,Sosyal - Abstract
Air pollution is mainly expressed as a negative change in the natural characteristics of the atmosphere. The chemical, physical and biological substances that cause this change are called air pollutants. Although there are various natural factors that reveal these substances, it is mainly due to human activity. The measures taken under the Covid-19 outbreak are believed to have led to a narrowing in these activities. Therefore, this study aims to examine whether there has been a change in the period of the Covid-19 epidemic in the air quality of Turkey. For this purpose, air quality of selected provinces in Turkey between April 2019 and March 2021, covering the before Covid-19 and Covid-19 period, is analyzed by TOPSIS method using PM10, O3, NO2 and SO2 variables. The date range used in the study is divided into four different periods. The difference between periods in terms of variables is checked by the Kruskall-Wallis H and Tamhane’s T2 tests. As a result of the analysis, it is determined that there was a partial improvement in the air quality of the selected provinces in the Covid-19 period. It is concluded that both seasonal changes and the measures taken within the scope of the Covid-19 epidemic are also effective on this improvement., Hava kirliliği, temelde atmosferin doğal özelliklerinde olumsuz yönde yaşanan değişim şeklinde ifade edilmektedir. Bu değişime yol açan kimyasal, fiziksel ve biyolojik maddeler ise hava kirletici olarak adlandırılmaktadır. Söz konusu maddeleri ortaya çıkaran çeşitli doğal faktörler bulunsa da, bu maddeler ağırlıklı olarak beşeri faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Covid-19 salgını kapsamında alınan tedbirlerin, bu faaliyetlerde bir daralmaya yol açtığı düşünülmektedir. Dolayısıyla bu çalışma, Türkiye’nin hava kalitesinde Covid-19 salgını döneminde bir değişim olup olmadığını incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda Covid-19 öncesi dönem ve Covid-19 dönemini kapsayan Nisan 2019-Mart 2021 tarih aralığında Türkiye’de seçilen illerin hava kalitesi; PM10, O3, NO2 ve SO2 değişkenleri kullanılarak TOPSIS yöntemi ile analiz edilmiştir. Söz konusu tarih aralığı altı aylık dört dönem şeklinde ele alınmıştır. Değişkenler açısından dönemler arasındaki farklılık, Kruskall-Wallis H ve Tamhane’s T2 testleri ile kontrol edilmiştir. Yapılan analiz sonucunda seçilmiş illerin Covid-19 döneminde hava kalitelerinde kısmi bir iyileşme olduğu tespit edilmiştir. Bu iyileşme üzerinde mevsimsel değişimlerin yanı sıra Covid-19 salgını kapsamında alınan önlemlerin de etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
- Published
- 2021
20. The Long-run Nexus Between Openness and Productivity in Turkey
- Author
-
ÜNAL, Hüseyin Safa and KOYUNCU, Cüneyt
- Subjects
Ticari Dışa Açıklık,İşgücü Verimliliği,ARDL ,Economics ,Trade Openness,Labor Productivity,ARDL ,İktisat - Abstract
Bu çalışma, Türkiye'de dışa açıklık ve verimlilik arasındaki uzun vadeli ilişkiyi bulmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla analizlerde ARDL yöntemi kullanılmıştır. GSYİH yüzdesi olarak ticaret, dışa, açıklığın bir göstergesi olarak kullanılır. İşgücü verimliliği, ise üretkenliğin bir göstergesi olarak kabul edilmiştir. Ampirik bulgular, dışa açıklık ve verimlilik arasındaki ilişkinin 1960 ile 2019 arasındaki verilere göre pozitif olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak, bu uzun vadeli pozitif ilişki kısa vadede istatistiksel olarak anlamlı değildir. Modelleme ve bulguların kabul edilebilirliğinden emin olmak için analizler tanısal testler ile de desteklenmiştir., This study aims to find the long-run relationship between openness and productivity in Turkey. For this aim Autoregressive Distributed Lag (ARDL) method is utilized in the anlyses. Trade as percentage of GDP is used as an indicator of openness. And labor productivity is considered as an indicator of productivity. Empirical findings reveal that the association between openness and productivity is positive based on the data between 1960 and 2019. However, this long-run positive relationship is not statistically significant in the short-run. Diagnostic tests are also used to ensure that the modeling and analyses are acceptable.
- Published
- 2021
21. Rulmanlı Yatak Uygulamaları İçin Grafit Katkılı PTFE ve PTFE Katkılı Poliamit-6 Polimerlerinin Aşınma ve Sürtünme Performanslarının Karşılaştırılması
- Author
-
ÜNAL, Hüseyin and YETGİN, Salih Hakan
- Subjects
Engineering ,Mühendislik ,Polymer,Tribology,Polyamide,PTFE,Graphite ,Polimer,Triboloji,Poliamit,PTFE,Grafit - Abstract
This study was carried out to compare the tribological performances of 35wt.% graphite-added polytetrafluoroethylene (35G/PTFE) composite and 10wt.%PTFE filled polyamide 6 (10PTFE/PA6) polymer blend at different speeds used in rolling bearing applications. Tribological tests were carried out on a pin-on-disc wear test rig at the sliding speeds of 1.0, 1.5 and 2.0m / and under the loads of 50N and 150N. Tests were conducted against AISI 316L stainless steel disc material under dry sliding conditions at room temperature. As a result of the wear and friction tests, it was observed that the coefficient of friction values of both materials used in the experiments was slightly affected by the increase in sliding speed, while the wear volume and wear rate values increased. As a result of the obtained data, the wear rate of 35wt.% graphite filled PTFE composite is between 2.70 and 3.67x10-14 m2/N, while the wear rate of 10wt.% PTFE filled PA6 polymer blend is 5.07 to15.5x10-14 m2/N. 35% graphite filled PTFE composite was found to be average 62% wear resistant than that of 10wt.%PTFE filled PA6 polymer mixture., Bu çalışma, rulmanlı yatak uygulamalarında kullanılan ağırlıkça %35 grafit katkılı politetrafloretilen (35G/PTFE) kompozit ve ağırlıkça %10 PTFE katkılı poliamit 6 (10PTFE/PA6) polimer karışımının farklı hızlar altındaki tribolojik performanslarının karşılaştırılması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Tribolojik deneyler, 1.0, 1.5 ve 2.0m/s kayma hızlarında, 50N ve 150N yükler altında disk üzerinde pim olan bir aşınma test düzeneğinde gerçekleştirilmiştir. Deneyler, AISI 316L paslanmaz çelik disk malzemeye karşı kuru kayma şartları altında, oda sıcaklığında yapılmıştır. Aşınma ve sürtünme deneyleri sonucunda, kayma hızının artması ile deneylerde kullanılan her iki malzemenin sürtünme katsayısının çok az etkilendiği gözlenirken aşınma hacmi ve aşınma oranı değerlerinin arttığı gözlenmiştir. Elde edilen veriler sonucunda, %35 grafit katkılı PTFE kompozitin aşınma oranı 2.70 ile 3.67x10-14 m2/N aralığında elde edilirken %10 PTFE katkılı PA6 polimer karışımının aşınma oranını ise 5.07 ile 15.5x10-14 m2/N aralığında elde edilmiştir. %35 grafit katkılı PTFE kompozitinin aşınma oranı %10PTFE katkılı PA6 polimer karışımına göre ortalama %62 oranında daha az aşındığı tespit edilmiştir.
- Published
- 2020
22. YÜKSEK HIZ VE BASINÇ ŞARTLARINDA ÇALIŞAN YÜKSEK PERFORMANSLI POLİETERETERKETON TERMOPLASTİK POLİMERİNİN AŞINMA VE SÜRTÜNME DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ
- Author
-
ÜNAL, Hüseyin and YETGİN, Salih Hakan
- Subjects
Engineering, Mechanical ,PEEK,Aşınma,Sürtünme,Basınç,Kayma Hızı ,Mühendislik, Makine ,PEEK,Wear,Friction,Pressure,Sliding speed - Abstract
This experimental study examines the tribological performance of poly-ether-ether-ketone (PEEK) polymer, which is one of the high performance engineering plastics, against AISI 304 stainless steel disc under dry sliding conditions. Tribological tests were carried out on a pin-on-disc wear test machine under high applied pressures of 1.77, 3.54, 5.30 and 8.84MPa and at high sliding speeds of 0.5, 1.0, 2.0 and 4.0m/s. According to the wear test results, the friction coefficient and wear rate values increased with the increase in sliding speed values. While low P.V values were obtained at low load and sliding speeds, it was determined that the P.V factor increased with increasing load and sliding speed. In general, in the pressure and sliding speed ranges used in the experiments, the friction coefficient was obtained between 0.17 and 0.39, while the wear rate varied between 5.2×10-15 and 21.4×10-15 m2/N. While abrasive wear mechanism observed in PEEK polymer at high P.V values, adhesive wear mechanism observed at low P.V values., Bu deneysel çalışmada, yüksek performanslı mühendislik plastikleri arasında yer alan poli-eter-eter-keton (PEEK) polimerinin AISI304 paslanmaz çelik diske karşı kuru kayma şartları altındaki tribolojik performansları incelenmiştir. Aşınma deneyleri, 1.77, 3.54, 5.30 ve 8.84MPa gibi yüksek basınçlarda, 0.5, 1.0, 2.0 ve 4.0m/s gibi yüksek kayma hızlarında pim-disk aşınma cihazında gerçekleştirilmiştir. Aşınma test sonuçlarına göre, artan kayma hızı ile birlikte sürtünme katsayısı ve aşınma oranı değerleri artmıştır. Düşük yük ve kayma hızlarında düşük P.V değerleri elde edilirken artan yük ve kayma hızı ile birlikte P.V faktörünün arttığı belirlenmiştir. Genel olarak deneylerde kullanılan basınç ve kayma hızı aralıklarında sürtünme katsayısının 0.17 ile 0.39 aralığında elde edilirken, aşınma oranının ise 5.2×10-15 ile 21.4×10-15 m2/N arasında değiştiği tespit edilmiştir. Deneylerde kullanılan PEEK malzemenin yüksek P.V değerlerinde abrazif aşınma mekanizması gözlenirken düşük P.V değerlerinde adhezif aşınma mekanizması gözlenmiştir.
- Published
- 2020
23. Does Institutional Environment Affect Outward Foreign Direct Investment?: Panel Study
- Author
-
ÜNAL, Hüseyin Safa and YALÇINKAYA KOYUNCU, Jülide
- Subjects
DYY Stoku Çıkışı,DYY Akışı,Özgürlük,Kurumlar,Rassal Etkiler Modeli ,Outward FDI Stock,Outward FDI Flow,Freedom,Institutions,Random Effects Model ,Economics ,İktisat - Abstract
Bu çalışma, 1990-2011 yıllarını kapsayan dönem için kurumsal yapı ile doğrudan yabancı yatırım (DYY) çıkışı arasında bir ilişki olup olmadığını incelemektedir. Bu amaçla, üç farklı kurumsal yapı göstergesinden yararlanılmıştır. İfade ve basın özgürlüğü, din özgürlüğü ve seçimlerde kendi kaderini tayin hakkının kurumsal yapıyı gösterdiği düşünülmektedir. Rassal etkiler modelinin kullanıldığı çalışmada, dışarıya yönelik DYY ile kurumsal yapının kalitesi arasında negatif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Dışa açıklık ve beşeri sermaye yatırımları kontrol değişkenler olarak modellere eklendiğinde seçimlerle kendi kaderini tayin etme indeksi istatistiksel anlamlılığını yitirmektedir. Ancak bu durumda dahi diğer ampirik bulgular hala geçerliliğini korumaktadır., This study is an attempt to find if there is any association between institutional environment and outward foreign direct investment (FDI) for the period between 1990 and 2011. For this aim three different institutional structure indicators are utilized. Freedom of speech and press, religion freedom and electoral self-determination are put into use. There is a negative linkage between outward FDI and the quality of institutional structure using random effects model (REM). Although electoral self-determination loses its statistical significance, empirical findings still hold even if the openness and human capital investment proxies are added to the models as control variables.
- Published
- 2020
24. The Linkage between Inward FDI and Average Wage Levels in the Host Economies: A Panel VAR Analysis
- Author
-
KOYUNCU, Cüneyt and ÜNAL, Hüseyin Safa
- Subjects
Social ,FDI,Average wage levels,OECD,Transition economies,Panel VAR ,DYY,Ortalama ücretler,OECD,Geçiş ekonomileri,Panel VAR ,Sosyal - Abstract
Bu çalışma, ev sahibi ekonomilere giren doğrudan yabancı yatırım (FDI) stokları ile ortalama ücret seviyeleri arasındaki ilişkiyi bulmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla, OECD ve geçiş ekonomileri olmak üzere iki ayrı örneklem üzerinde Panel VAR analizi gerçekleştirilmektedir. İncelenen dönem 1990 ile 2017 arasını kapsamaktadır. Ampirik bulgular, ev sahibi ekonomilere giren FDI stokları ile ortalama ücret seviyeleri arasında pozitif bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Değişkenler arasında iki taraflı bir Granger nedenselliği tespit edilmiştir. Bununla birlikte, ücret değişiminin %41'i OECD ülkelerine giren FDI ile açıklanırken, geçiş ekonomilerindeki ücretlerdeki değişimin ancak %16'sı bu ekonomilere yönelen FDI akışları ile açıklanabilir. Geçiş ekonomilerinin hangi özelliklerinden dolayı FDI’ın ücretleri göreceli olarak az etkilediği daha derin analizler gerektirmektedir. Fakat, yatırımların geçiş ekonomilerinde ucuz işgücü gerektiren sektörlere yönelmesi, gelişmiş ekonomilerde ise yüksek nitelikli işgücünü gerektiren endüstrileri tercih etmesi bu durumun açıklaması olabilir., This study aims to find the association between inward foreign direct investment (FDI) stocks and average wage levels in the host economies. To this end, Panel VAR analysis is conducted on two separate samples, namely OECD and transition economies. The period under investigation is from 1990 to 2017. Empirical findings show that there is a positive relationship between inward FDI stocks and average wage levels in the host economies. Bilateral Granger causality exists between the variables. However, while 41% of the wage variation is explained by FDI inflow to OECD countries, only 16% of the variation in average wages in the transition economies can be explained by FDI flows to these economies. Although due to which characteristics of transition economies, the FDI affects wages less, requires deeper analysis. Due to which characteristics of transition economies the FDI affects wages relatively less requires deeper analysis. However, the fact that investments are directed towards sectors requiring cheap labor in transition economies and preferring industries that require high-skilled labor in developed economies may explain this situation.
- Published
- 2020
25. Comparison of Tribological Performance of Ultrahigh Molecular Weight Polyethylene and Cast Polyamide Thermoplastic Based Polymers for Roller Bearing Applications
- Author
-
ÜNAL, Hüseyin and ERMİŞ, Kemal
- Subjects
Malzeme Bilimleri, Ortak Disiplinler ,Materials Science, Multidisciplinary ,Wear,Thermoplastics,Polyamide,UHMWPE,Polymer ,Aşınma,Termoplastik,Poliamit,ÇYMA-PE,Polimer - Abstract
Bu deneysel çalışmada, rulmanlı yatak uygulamalarında kullanılabilecek aşınmaya dayanıklı en iyi özellik gösteren polimer malzemeyi tespit etmek için katkısız çok yüksek molekül ağırlıklı polietilen (ÇYMA-PE) ve döküm poliamit (Döküm PA) polimerleri kullanılmıştır. Tribolojik testler için, disk üzerinde pimli bir aşınma test düzeneği ve karşı disk malzeme olarak AISI 316L paslanmaz çelik malzeme kullanılmıştır. Aşınma ve sürtünme deneyleri, 0.5, 1.0 ve 2.0 m/s gibi üç farklı kayma hızında ve 49N, 98N ve 147N üç farklı yük altında gerçekleştirilmiştir. Çalışmadan elde edilen veriler sonucunda, en yüksek spesifik aşınma oranı kayma hızı 2.0 m/s ve 49N yük altında 53x10-6 mm3/Nm değerine sahip çok yüksek molekül ağırlıklı polietilen polimerinde elde edilmiştir. En düşük spesifik aşınma oranı ise kayma hızı 1.0 m/s ve 147N yük altında 4.6 x10-6 mm3/Nm değeri ile katkısız döküm poliamit polimerinde elde edilmiştir. Elde edilen deney sonuçlarına göre, çok yüksek molekül ağırlıklı polietilen polimeri, döküm poliamit polimere göre ortalama 3.5 kat daha yüksek aşınmaya karşı dirençlidir. Tribolojik performans açısından bakıldığında, çok yüksek molekül ağırlıklı polietilen polimeri, rulmanlı yatak uygulamaları için en uygun malzeme olarak belirlenmiştir., In this experimental study, pure ultra-high molecular weight polyethylene (UHMWPE) and casting polyamide (Casting PA) polymers were used to find the best wear resistant polymer material that can be used in rolling bearing applications. For tribological tests, a wear test device with a pin on the disc and AISI 316L stainless steel material as the counter disc material were used. The wear and friction tests were carried out under three different sliding speeds of 0.5, 1.0, and 2.0 m/s and under three different loads of 49N, 98N, and 147N. As a result of the data obtained from the study, the highest specific wear rate was obtained in ultra-high molecular weight polyethylene polymer with a sliding speed of 2 m/s and a value of 53x10-6 mm3/Nm under 49N load. The lowest specific wear rate was obtained in the pure casting polyamide polymer with a sliding speed of 1.0 m/s and a value of 4.6x10-6 mm3/Nm under 147N load. According to the test results obtained, the ultra-high molecular weight polyethylene polymer is 3.5 times higher in wear resistance than the casting polyamide polymer. In terms of tribological performance, ultra-high molecular weight polyethylene polymer has been determined as the most suitable material for rolling bearing applications.
- Published
- 2020
26. Polietereterketon ve Kompozitlerinin Polyester Matrisli Termoset Kompozit Malzemesine Karşı Aşınma ve Sürtünme Performanslarının İncelenmesi
- Author
-
ÜNAL, Hüseyin and ERMİŞ, Kemal
- Subjects
Engineering, Mechanical ,Triboloji,termoplastikler,kompozitler,PEEK,cam elyaf ,Mühendislik, Makine ,PEEK,Tribology,thermoplastics,composites,glass fiber - Abstract
This study aims to find the best wear resistant polymer or polymer composite pair that can be used in electrical contact breaker applications. For this, the pin-on-disc (PoD) wear test machine was used. Poly-ether-ether-ketone (PEEK) polymer and 20% and 30% by weight glass fiber (GF) reinforced PEEK composites were used as pin material. Long glass fiber reinforced and calcium carbonate mineral-filled unsaturated polyester composite material was used as the counterpart material. In the tribological experiments, while the effect of glass fiber reinforcement on wear was examined, the effect of the applied pressure was also investigated. The highest wear rate was obtained in PEEK+30% GF polymer composite with 4.42x10-14 m2 N-1 under 5.30 MPa pressure, while the lowest wear rate was obtained with 1.13x10-14 m2 N-1 under 1.77 MPa pressure. As a result of the study, it was determined that among the materials subjected to the wear test, the long glass fiber reinforced and calcium carbonate filled pure polyester composite material and the pure PEEK polymer pair were the most suitable pairs for electrical contact breaker applications., Bu çalışma, elektriksel kontak kesici uygulamalarında kullanılabilecek aşınmaya dayanıklı en iyi polimer veya polimer kompozit çiftini bulmayı hedeflemiştir. Bunun için disk üzerinde pim aşınma düzeneği kullanılmıştır. Pim malzemesi olarak katkısız poli-eter-eter-keton (PEEK) polimeri ile ağırlıkça %20 ve %30 oranında cam elyaf (CE) takviyeli PEEK kompozitleri kullanılmıştır. Karşı disk malzeme olarak ise uzun cam elyaf takviyeli ve kalsiyum karbonat mineral dolgulu doymamış polyester kompozit malzeme kullanılmıştır. Tribolojik deneylerde cam elyaf katkı oranının aşınmaya etkisi incelenmiş aynı zamanda uygulanan basıncın etkisi de araştırılmıştır. Tribolojik testler, oda sıcaklığında 1.77, 3.53 ve 5.30 MPa basınçlar altında ve 30 m/dak kayma hızında oda sıcaklığında gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlardan, en yüksek aşınma oranı 5.30 MPa basınç altında 4.42x10-14 m2 N-1 değerine sahip PEEK+%30CE polimer kompozitinde elde edilmiştir. En düşük aşınma oranı ise 1.77 MPa basınç altında 1.13x10-14 m2 N-1 değeri ile katkısız PEEK polimerinde elde edilmiştir. Çalışma sonucunda teste tabi tutulan malzemeler arasında, uzun cam elyaf takviyeli ve kalsiyum karbonat dolgulu katkısız polyester kompozit malzemesi ile katkısız PEEK polimer çifti, elektrik kontak kesici uygulamaları için en uygun çift olduğu belirlenmiştir.
- Published
- 2020
27. The Role of GDP on the New Job Vacancies in Turkey: ARDL Analysis
- Author
-
YALÇINKAYA KOYUNCU, Jülide and ÜNAL, Hüseyin Safa
- Subjects
GDP,Job Vacancies,ARDL ,Economics ,İktisat - Abstract
This study attempts to find the relationship between GDP and new job vacancies in Turkey. For this aim, ARDL model estimates based on the quarterly data for the years between 1960 and 2019 are utilized. Empirical findings indicate that long-run association between GDP and new job vacancies is positive in Turkey. However, Granger causality is not bilateral between the variables concerned. While GDP Granger causes new job vacancies, the causality does not exist in the opposite direction.
- Published
- 2020
28. Is Economic Freedom Effective on Poverty Alleviation?
- Author
-
KOYUNCU, Cüneyt and ÜNAL, Hüseyin Safa
- Subjects
Ekonomik Özgürlük,İş Özgürlüğü,Ticaret Özgürlüğü,Yoksulluk ,Economics ,Economic freedom,Business Freedom,Trade Freedom,Poverty ,İktisat - Abstract
Bu çalışmanın amacı 1995-2015 arasındaki dönemde ekonomik özgürlük ve yoksulluk arasındaki ilişkiyi bulmaktır. Bu amaçla sabit etkiler modeli (FEM) ve tesadüfi etkiler modeli (REM) kullanılmaktadır. Modelin spesifikasyonuna karar vermek için Hausman test sonuçları kullanılmıştır. İş ve ticaret özgürlükleri ekonomik özgürlüğe dahil edilmesine rağmen, her üç ölçüt de modellerde ekonomik özgürlüğün ayrı ayrı göstergesi olarak kullanılmaktadır. Analizler, ekonomik özgürlük ile yoksulluk arasında negatif bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Nüfus artışı yoksulluğu arttırır. Bir refah devleti olarak, hükümetin eğitim harcamalarını artırarak müdahil olması yoksulluğu azaltır. GSYH'nın ise yoksulluk üzerinde zayıf bir negatif etkisi vardır., The aim of this study is to find the relationship between economic freedom and poverty for the period between 1995 and 2015. To this end, fixed effect models (FEM) and random effect models (REM) are put into use. Hausman test results are utilized to decide on the specification of the model. Although business and trade freedoms are included in the economic freedom, all three measures are used as the indicators of economic freedom separately in the models. Analyses revealed that there is a negative association between economic freedom and poverty. Population growth raises poverty. As a welfare state, government’s involvement by increasing expenditures on education lowers poverty. GDP, on the other hand, has a small negative effect on the poverty.
- Published
- 2020
29. Türkiye'de Enflasyonun Ekonomik Büyüme Üzerinde Uzun Dönemli Bir Etkisi Var mıdır ?: Ampirik Kanıt
- Author
-
YALÇINKAYA KOYUNCU, Jülide and ÜNAL, Hüseyin Safa
- Subjects
Inflation,Consumer Prices,Economic Growth,ARDL ,Social ,Enflasyon,Tüketici fiyatları,Ekonomik büyüme,ARDL ,Sosyal - Abstract
This study is an attempt to find the long-run relationship between inflation and economic growth in Turkey. For this aim, 1960-2018 annual consumer prices are utilized as the inflation indicator. And, annual GDP growth data are used as indicator of economic growth performance of Turkey for the period between 1960 and 2018. ARDL analysis is conducted to find out if there is a long run linkage between the series. As a result of the ARDL bounds test, there is a long-run negative relationship between inflation and economic growth. There is no statistical problem considering heteroskedasticity or autocorrelation. Although, there is deviation from the zero level after the 35th recursive regression according to CUSUM stability test, coefficients are still stable at 5% significance level. On the other hand, Granger causality tests show that the direction of the causality is only from GDP growth to inflation, but the causality in the reverse order is not statistically significant., Bu çalışma, Türkiye'de enflasyon ve ekonomik büyüme arasındaki uzun dönemli ilişkiyi bulmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla 1960-2018 yıllık tüketici fiyatları enflasyon göstergesi olarak kullanılmaktadır. Yıllık GSYH büyüme verileri ise 1960-2018 yılları arasında Türkiye'nin ekonomik büyüme performansının göstergesi olarak analize dahil edilmiştir. Seriler arasında uzun dönemli bir bağlantı olup olmadığını anlamak için ARDL analizi yapılmaktadır. ARDL sınır testi sonucunda enflasyon ve ekonomik büyüme arasında uzun dönemli negatif bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Heteroskedastisite veya otokorelasyon bakımından istatistiksel bir sorun olmadığı görülmüştür. CUSUM kararlılık testine göre 35. rekürsif regresyondan sonra sıfır seviyesinden sapma olmasına rağmen, katsayılar % 5 anlamlılık düzeyinde hala kararlıdır. Öte yandan, Granger nedensellik testleri, nedensellik yönünün sadece GSYH büyümesinden enflasyona doğru olduğunu, ancak bunun tersi yönde nedenselliğin istatistiksel olarak anlamlı bulunmadığını göstermektedir.
- Published
- 2020
30. MÜHENDİSLİKÇALIŞMALARI
- Author
-
ÜNAL, HÜSEYİN, AYÇAM, İDİL, KÖSE, MEHMET METİN, ÇOLAK, BURCU BURAM, BİLGİNER, ÖMER, selçuk, bedriye başak, ÇADIRCI, MUSA, YETGİN, SALİH HAKAN, oğuz, veli yasin, ertan, serhat, ATİK, İPEK, ÇILĞIN, ERDAL, çetin, mehmet sinan, and uzun, mahir
- Published
- 2020
31. Kaya Yünü Mineral Elyaf ve Mika Takviyeli Poliamid-6 Kompozitinin Termoset Polyester Kompozit Diske Karşı Aşınma Davranışları
- Author
-
Ünal, Hüseyin and Yetgin, Salih Hakan
- Abstract
Elektrik sektöründe kullanma amaçlı gerçekleştirilen bu çalışmada ağırlık olarak % 20 oranında kaya yünü mineral elyaf (KYME) ve mika takviyeli poliamid-6 (PA-6) termoplastik esaslı polimer kompozitler, termoset esaslı kompozit disk yüzeyine karşı aşınma ve sürtünme davranışları incelenmiştir. Çalışmanın amacı elektriksektörü için aşınma direnci daha iyi olan polimer kompozit malzeme ile termoset doymamış polyester kompozit çiftini belirlemektir. Tribolojik deneyler disk üzerinde pim düzeneği bulunan bir aşınma cihazında gerçekleştirilmiştir. Karşı disk malzeme olarak ağırlık olarak % 40 kalsiyum karbonat ve % 25 oranında uzun cam elyaf takviyeli doymamış polyester kompozit malzemesi kullanılmıştır. Tribolojik testler, 0,5 m/s kayma hızında 0,707, 1,415, 2,123 ve 3,538 MPa basınç altında gerçekleştirilmiştir. Yapılan tribolojik çalışmalar sonucunda en düşük aşınma oranı 1.98x10-14 m2/N değeri ile %20 oranında mika takviyeli PA-6 kompozitindeelde edilmiştir. Mika takviyeli PA-6 kompoziti kaya yünü mineral elyaf takviyeli kompozite göre yaklaşık olarak % 42 oranında daha az aşındığı belirlenmiştir. Yapılan çalışma sonucunda elektriksel uygulamalarda kullanım amaçlı üretilen kompozit malzemelerden % 20 mika takviyeli PA-6 kompoziti ile %40 kalsiyum karbonat ve %25 oranında uzun cam elyaf takviyeli doymamış polyester kompozit malzeme çifti elektrik kontak kesicilerde kullanılabilecek en uygun malzeme olarak tespit edilmiştir.
- Published
- 2020
32. Determination of Polymer and Polymer Composites with Wear Resistant for Use in Electrical Contact Breaker
- Author
-
Ünal, Hüseyin and Yetgin, Salih Hakan
- Abstract
Bu çalışma, elektrik sektöründe kontak kesicilerde aşınma direnci en iyi olan malzeme çiftini belirlemek için yapılmıştır. Aşınma deneyleri için pim-disk aşınma test cihazı kullanılmıştır. Bunun için çalışmada, disk malzemesi olarak %25 oranında uzun cam elyaf takviyeli ve %40 kalsiyum karbonat katkılı doymamış polyester esaslı termoset kompozit malzeme (%25CE+%40CaCO3+UPET) kullanılmıştır. Pim malzemeler olarak ise, katkısız poli-eter-sülfon (PES) polimeri, stiren-butadien-stiren elastomer katkılı ve %30 cam elyaf takviyeli poli-fenilen-eter (PPE+SBS+%30CE) kompoziti ve %15 cam elyaf takviyeli poli-butilen-tereftalat/poli-etilen-tereftalat karışımı kompozit (PBT/PET+%15CE) malzemelerikullanılmıştır. Tribolojik deneyler, kuru kayma şartları altında ve oda sıcaklığında gerçekleştirilmiştir. Deneyler, 0,707, 1,415, 2,123 ve 3,538 MPa basınç altında ve 0,5 m/s kayma hızında yapılmıştır. Aşınma ve sürtünme deneyleri sonucunda, malzemelerin sürtünme katsayısı ve spesifik aşınma hızları belirlenmiştir. Gerçekleştirilen deneyler sonucunda, en yüksek aşınma hızı katkısız PES polimerinde elde edilirken en düşük aşınma hızı ise PPE+SBS+%30CE kompozitinde elde edilmiştir. Gerçekleştirilen deneyler sonucunda kontak kesicilerde kullanmak için PPE+SBS+%30CE/%25CE+%40CaCO3+UPETtermoset kompozit çifti en uygun malzeme çifti olarak belirlenmiştir. This study was carried out to determine the pair of materials with the best abrasion resistance in contact breakers in the electrical industry. Pin-on-disk wear test machine was used for tribological tests. For this purpose, 25wt.% long glass fiber reinforced and 40wt.% calcium carbonate added unsaturated polyester based thermoset composite material (25wt.%GF + 40wt.%CaCO3+UPET) was used as the disc material. As pin materials, unfilled poly-ether-sulfone (PES) polymer, 30wt.% glass fiber reinforced poly- phenylene-ether (PPE+SBS+30wt.%GF) composite and 15wt.% glass fiber reinforced poly-butyleneterephthalate/poly-ethylene-terephthalate mixture composite (PBT/PET+15wt.%GF) materials were used. Tribological experiments were carried out under dry sliding conditions and at room temperature. The experiments were carried out under pressure of 0.707, 1.415, 2.123 and 3.538 MPa and at a sliding speed of 0.5 m/s. As a result of wear and friction tests, friction coefficient and specific wear rates of materials used were determined. As a result of the experiments carried out, the highest wear rate was obtained in the unfilled PES polymer, while the lowest wear rate was obtained in PPE+SBS+30wt.%GF composite. As a result of the experiments carried out, PPE+ SBS+30wt.%GF/25wt.%GF+40wt.%CaCO3+UPET thermoset composite pair has been determined as the most suitable material pair for use in contact breakers.
- Published
- 2020
33. Bireysel emeklilik sisteminde ve otomatik katılım sisteminde portföy yönetiminin işleyişi ve önemi. Otomatik katılım sistemine yönelik olarak nitel bir uygulama
- Author
-
Ünal, Hüseyin, Dirican, Cüneyt, and İşletme Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Insurance ,İşletme ,Portfolio management ,Pension ,Pension funds ,Automatic participation ,Funds ,Pension system ,Sigortacılık ,Business Administration ,Individual retirement ,Fund management - Abstract
Bireysel Emeklilik Sistemi ve Otomatik Katılım Sistemi, vatandaşlara emeklilik dönemlerinde iyi bir yaşam sunmak amacıyla ortaya atılan sistemlerdir. Bunun yanı sıra makro ve mikro düzeyde, ülke ekonomisine de çeşitli katkılar sağlamaktadır.Çalışmamızın amacı, Türkiye'de katılımcıların, Bireysel Emeklilik Sistemi ve Otomatik Katılım Sistemlerine olan bakış açılarını ortaya koymaktır. Ayrıca katılımcıların, Portföy Yönetimi ve fonlarla ilgili bilgi düzeyleriniaraştırmaktır. Ve katılımcının Otomatik Katılım Sistemi ile ilgili kararını verirken ne gibi faktörlere baktığını ortaya koymaktır.Çalışmamızda, Derinlemesine Mülakat Tekniği kullanılmıştır. Ve 24 katılımcıya, Bireysel Emeklilik ve Otomatik Katılım Sistemleriyle alakalı 8 adet soru sorulmuştur.Sonuç olarak, katılımcıların, portföy yönetimi gibi finansal konularda bilgi düzeylerinin iyi olmadığı, sistemin yeterince tanıtımının olmadığı, sistemin yatırımdan ziyade bir birikim aracı olarak görüldüğü ortaya çıkmıştır ve sonuç kısmında bunlara dair öneriler yapılmıştır.Anahtar Kelimeler: Bireysel Emeklilik Sistemi, Otomatik Katılım Sistemi, Portföy Yönetimi, Yatırım, Birikim, Tasarruf, Fon Yönetimi The Private Pension System and the Automatic Participation System are systems introduced to provide citizens with a good life during their retirement periods. In addition, it contributes to the national economy at macro and micro levels.The aim of this study, is to examine the perspectives of the participants in Turkey is the Individual Retirement System and Automated Attendance System. It is also to investigate the level of knowledge of the participants about Portfolio Management and funds. And to investigate what factors the participant is looking at when making his decision about the Auto Attendance System.In our study, In-depth Interview Technique was used. And 24 participants were asked 8 questions about the Private Pension and Automatic Systems.As a result, it was revealed that the participants did not have a good level of knowledge on financial issues such as portfolio management, the system did not have enough publicity, and the system was seen as a means of accumulation rather than investment.Keywords: Private Pension System, Automated Participation System, Portfolio Management, Investment, Accumulation, Savings, Fund Management 185
- Published
- 2020
34. Determination of mechanical and tribological performance of polyamide-6 composites with wollastonite and kaolin filler
- Author
-
Ünal, Hüseyin and Yetgin, Salih Hakan
- Abstract
Bu çalışmada, katkısız poliamid 6 (PA-6) ile ağırlık olarak ayrı ayrı %10 oranında vollastonit ve kaolin katkılı poliamid-6 esaslı polimer kompozitlerin mekanik ve tribolojik özellikleri incelenmiştir. Poliamid-6 esaslı polimer kompozitler, endüstriyel tip ikiz vidalı bir ekstrüder makinesinde granül formda üretilmiştir. Deneylerde kullanılan mekanik ve tribolojik test numuneleri geleneksel enjeksiyon makinesi kullanılarak basılmıştır. Katkısız PA-6 ve PA-6 kompozitlerin aşınma ve sürtünme davranışları pim-disk aşınma cihazında ve kuru kayma şartları altında gerçekleştirilmiştir. Aşınma ve sürtünme davranışları 0.5m/s kayma hızında ve 60N, 120N ve 180N yükler altında yapılmıştır. Çalışma sonucunda, PA-6 polimerine ilave edilen vollastonit ve kaolin katkılar, kompozit malzemelerin çekme dayanımı ve elastiklik modülünü değerlerini artırırken sürtünme katsayısı ve spesifik aşınma hızı değerlerinin azalmasına sebep olmuştur. Buna ilave olarak, tribolojik deneylerde uygulanan yükün artması ile tüm malzemelerin hem sürtünme katsayısı hem de spesifik aşınma hızı değerleri azalmıştır. In this experimental study, mechanical and tribological behaviors of unfilled polyamide-6 (PA-6) polymer, 10wt.% of wollastonite and 10wt.% kaolin filled polyamide-6 based polymer composites have been studied. Polyamide-6 based polymer composites are produced in granular form on an industrial twin screw extruder machine. The mechanical and tribological test samples used in the experiments were molded using a conventional type an injection molding machine. The wear and friction behaviors of unfilled PA-6 polymer and PA-6 composites were carried out in the pin-disc wear device and under dry sliding conditions. Wear and friction behaviors were performed at a sliding speed of 0.5 m/s and under the loads of 60N, 120N and 180N. As a result of the study, when wollastonite and kaolin additives are added to the PA-6 based polymer, tensile strength and elastic modulus values of composite materials increase while coefficient of friction and specific wear rate values decrease. In addition, both coefficient of friction and specific wear rate values of all materials used decreased with the increase in applied load in tribological tests.
- Published
- 2020
35. PA6/PTFE KARIŞIMLARININ TRİBOLOJİK PERFORMANSLARININ İNCELENMESİ
- Author
-
YETGİN, Salih Hakan and ÜNAL, Hüseyin
- Subjects
Engineering ,Poliamid 6,PTFE,Sürtünme,Aşınma,Polimer,Triboloji ,Mühendislik - Abstract
Bu çalışmada önce, katkısız poliamid 6 ileağırlık olarak %5 ve %10 oranlarında poly-tetra-flor-etilen (PTFE) katkılıpoliamid 6 polimer karışımlarının aşınma ve sürtünme davranışlarıincelenmiştir. Polimer karışımları, endüstriyel tip ikiz vidalı bir kompoundmakinasında granül formda üretilmiştir. Deneylerde kullanılan test numunelerigeleneksel enjeksiyon makinası kullanılarak basılmıştır. Katkısız PA 6 ve PA 6karışımlarının aşınma ve sürtünme davranışları pim-disk aşınma cihazında vekuru kayma şartları altında gerçekleştirilmiştir. Katkısız PA 6 ve PA 6/PTFEkarışımlarının aşınma ve sürtünme davranışları 0.5m/s kayma hızında ve 10N, 20Nve 30N yükler altında yapılmıştır. Çalışma sonucunda, PA 6 polimerine ilaveedilen PTFE katkı, polimer karışımının hem sürtünme katsayısı hem de spesifikaşınma hızı değerlerinin azalmasına sebep olmuştur. Uygulanan yükün artması ilesürtünme katsayısı değerleri azalırken spesifik aşınma hızı değerleri deartmıştır.
- Published
- 2018
36. IS THERE AN ASYMMETRIC RELATIONSHIP BETWEEN EXPORTS AND IMPORTS IN TURKEY?: AN EMPIRICAL EVIDENCE
- Author
-
KOYUNCU, Cüneyt and ÜNAL, Hüseyin Safa
- Subjects
Exports,Imports,NARDL,Asymmetry ,İhracat,İthalat,NARDL,Asimetri - Abstract
Bu çalışmaTürkiye’nin ithalat ve ihracat malları arasında, 1960:1-2019:8 periyodu içinasimetrik bir ilişki olup olmadığını bulmayı amaçlamaktadır. Aylık verikullanılmıştır. Ampirik sonuçlara göre, ithalat ve ihracat arasında doğrusalolmayan bir bağlantı bulunmaktadır. Bu sebeple, herhangi bir asimetrik ilişkiyitespit etmek için NARDL metodu kullanılmıştır. Seriler arasında uzun dönemliasimetrik ilişki bulunduğu saptanmasına rağmen, kısa dönemde bu ilişkininvarlığı tespit edilememiştir. Türkiye’nin ihracatında gerçekleşen %1’lik birartış, ithalatında %0.746’lık bir yükselmeyle sonuçlanmaktadır. Diğer yandan,ihracatta oluşan %1’lik bir düşüş, ithalatı %0.669 oranında azaltmaktadır.Model diagnostik testleri otokorelasyon, değişen varyans (heteroskedasticity)ve yanlış model belirlenmesi (misspesification) gibi sorunların bulunmadığınıgöstermektedir., This study tries to find out if there is an asymmetricrelationship between the value of imported goods and the value of the exportedgoods in Turkey for the monthly periods of 1960:1-2019:8. According toempirical results, the linkage between imports and exports is nonlinear. Thus,NARDL approach is conducted in order to determine the existence of anyasymmetric relationship. It is found that there is an asymmetric relationshipbetween the series in the long run but not in the short run. 1% increase in theexports results in a 0.746% increase in the imports of Turkey. On the otherhand, when the exports decrease by 1%, it decreases the imports by 0.669% in Turkey.Model diagnostic tests show no autocorrelation, heteroscedasticity ormisspecification problems in the model.
- Published
- 2019
37. THE IMPACT OF ECONOMIC FREEDOM ON THE SHADOW ECONOMY: PANEL ANALYSIS
- Author
-
YALÇINKAYA KOYUNCU, Jülide and ÜNAL, Hüseyin Safa
- Subjects
Social ,Yeraltı Ekonomisi,Ekonomik Özgürlük,Rassal Etkiler Modeli,Sabit Etkiler Modeli,Panel Veri ,Shadow Economy,Economic Freedom,Random Effects Model,Fixed Effects Model,Panel Data ,Sosyal - Abstract
Bu çalışma,ekonomik özgürlük ve yeraltı ekonomisinin büyüklüğü arasındaki ilişkiyi 153ülke verisini 1999 ve 2013 yılları arasındaki periyodu göz önünde bulundurarakincelemeyi amaçlamaktadır. Bu sebeple, Hausman test sonuçlarına dayanarak sabitetkiler (FEM) ve rassal etkiler modellerinden (REM) faydalanılmıştır. İstihdamve ekonomik özgürlük göstergeleri yeraltı ekonomisinin büyüklüğü ile negatifilişki içerisindedir. Diğer yandan, vergi yükü ve istihdam, yeraltıekonomisinin boyutu üzerinde pozitif etkiye sahiptir. Genel ekonomik özgürlükve iş yapma özgürlüğü, yeraltı ekonomisi üzerindeki en etkili özgürlükgöstergeleridir. Ancak en az etkili olanı yatırım yapma özgürlüğü olarak tespitedilmiştir., This study aims to find the relationship betweeneconomic freedom and the size of the shadow economy in 153 countries for theperiod between 1999 and 2013. Panel fixed effects (FEM) and panel random effectsmodels (REM) are utilized based on the Hausman test results. Employment andeconomic freedom indicators are found to be in negative association with thesize of the shadow economy. On the other hand, tax burden and employmentpositively affect the size of the shadow economy. The most effective freedomindicators on the shadow economy are overall economic freedom and businessfreedom, but the least effective is investment freedom.
- Published
- 2019
38. The Effect of Legal System and Protection of Property Rights on the Size of the Tax Evasion: Panel Analysis
- Author
-
ÜNAL, Hüseyin Safa and YALÇINKAYA KOYUNCU, Jülide
- Subjects
Social ,Tax Evasion,Impartial Courts,Legal System,Property Rights,Panel Dynamic OLS ,Sosyal ,health care economics and organizations - Abstract
This study seeks to find the impact of legal systemand protection of property rights on the size of tax evasion. For this aim,MIMIC model estimates of size of tax evasion as percentage of GDP are utilized.Based on the Swamy’s slope homogeneity test results, Group Mean Panel Dynamic OLS estimation is conducted. Long-run coefficientsshow that the relationship between tax evasion and impartial courts is negativein average. The relationship between tax evasion and protection of propertyrights is also negative in average. However, the signs of the relationship varyacross economies within the sample.
- Published
- 2019
39. The Importance of the Payment Methods on the Size of the Shadow Economy: Cross-Country Evidence
- Author
-
ÜNAL, Hüseyin Safa and KOYUNCU, Cüneyt
- Subjects
Social ,Shadow economy,cross-section study,payment methods,account ownership,debit card ownership,credit card ownership ,Sosyal - Abstract
This study investigates the effect of debit andcredit card ownership, checks, and electronic payments on the size of theshadow economy. Potential effects of holding a bank account or having anaccount in a financial institution on the size of the shadow economy is anotheraspect of the study. For this purpose, MIMIC model estimates of the size of theshadow economy as percentage of GDP are used as the shadow economy indicator. Inaddition, data on the percentages of debit card users, credit card users,checks and electronic payments used to make payments, and account ownership areutilized as the real or potential source of formal transactions. The estimationresults indicate that debit, credit card, and account ownership have a strongnegative effect on the size of the shadow economy. Checks and electronicpayments that are realized in the past 12 months result in decrease in the sizeof the shadow economy as well. While tax revenue and corruption are in apositive relationship with the size of the shadow economy, coefficient of thelabor force participation rate is not statistically significant.
- Published
- 2019
40. Dijitalleştirme ve kurumsal elektronik arşiv yönetim sistemlerinin yapılandırılması
- Author
-
Ünal, Hüseyin, Külcü, Özgür, Bilgi ve Belge Yönetimi Anabilim Dalı, and Bilgi ve Belge Yönetimi
- Subjects
Bilgi yönetimi ,Elektronik arşiv yönetimi ,Doküman yönetimi ,Uygulama geliştirme ,Arşiv ,Archive ,Konu Başlıkları Listesi::Sosyal bilimler ,Dijitalleştirme - Abstract
The age in which we live is considered to be the most effective and intensive use of information period of using information in human history. For this reason “information age” used to define this age and “information society” used to define the society who lives in this age. The intensive, effective and widespread use of information has made it a force. However, it is necessary to fulfill certain requirements in order to reveal the benefits of this power. In particular, it can be said that for the institutional structures where information is intensively produced and used, the way to survive depends on the manage informaiton properly in the competitive environment. The institutions that understand the importance and the power of knowledge develop various methods and systems to manage the information they produce or obtain in some way. Accordingly with the development of technology, these methods and systems are change and develop too. Particularly, the rapid development of technology about the information causes the system, methods and approaches which are developed in the management and control of information change continuously. In order to cope with this change, institutions have started to create units and systems specialized in information management. As a result of the importance of interaction and interoperability in studies on knowledge management has emerged there was a need to carry out the studies within the framework of certain rules. To meet this need, have been made various national and international regulations and projects and have been developed standards. The rapid change in information technologies and the constantly changing conditions in economic and social life lead to the revision and renewal of these studies. Institutions are constantly striving to adapt their information management activities to changing conditions and requirements. Nowadays, configure and kept up to date the electronic systems which used information management are seen as an important problem. In this study, information has been dealt with in various dimensions, the value and impact of knowledge in terms of management has been put forward and important studies that can be evaluated within the scope of knowledge management have been examined. Documents, which are the carrier of information, are dealt with especially within the scope of corporate information management. A proposal is made on how to configure the systems needed for the electronic management of archives which hosting corporate documents. In the proposal, used various graphical and work flow diagrams to explain the basic elements that the software should have in order to be dynamic, flexible, scalable and adaptable. In the proposal, it is thought that the viii development of the criteria for the structuring of electronic archive management systems where selection, conversion, identification and quality control processes are realized will contribute to the solution of digitalization and electronic archive management problems in Turkey. KABUL VE ONAY ...................................................................................................................... i YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI .............................................. ii ETİK BEYAN............................................................................................................................ iii TEŞEKKÜR. ............................................................................................................................. iiv ÖZET………. .............................................................................................................................. v ABSTRACT.. ............................................................................................................................. vii İÇİNDEKİLER .......................................................................................................................... ix KISALTMALAR ...................................................................................................................... xii TABLOLAR DİZİNİ ............................................................................................................... xiv ŞEKİLLER DİZİNİ .................................................................................................................. xv GİRİŞ……… ............................................................................................................................... 1 1. BÖLÜM METODOLOJİK ÇERÇEVE .............................................................................. 3 1.1. KONUNUN ÖNEMİ ........................................................................................................ 3 1.2. ÇALIŞMANIN AMACI, PROBLEM VE HİPOTEZ ................................................... 4 1.3. ÇALIŞMANIN KAPSAMI VE YÖNTEMİ ................................................................... 6 1.4. ÇALIŞMANIN DÜZENİ ............................................................................................... 10 1.5. KAYNAKLAR ............................................................................................................... 11 2. BÖLÜM BELGE YÖNETİMİ ÇALIŞMALARI VE STANDARTLAŞMA… .............. 15 2.1. BİLGİ, DOKÜMAN VE BELGE KAVRAMLARI ..................................................... 15 2.2. KURUMSAL BİLGİ SİSTEMLERİ VE BELGE YÖNETİMİ ................................. 20 2.2.1. Bilgi Yönetimi .......................................................................................................... 20 2.2.2. Kurumsal Bilgi Yönetimi .......................................................................................... 21 2.2.3. Kurumsal Bilgiye Erişimde Bilgi Teknolojilerinin Kullanımı .................................. 22 2.2.4. Kurumsal Bilgi Yönetim Sistemleri .......................................................................... 24 2.2.5. Kurumsal Bilgi Sistemleri ......................................................................................... 27 2.3. KURUMSAL BELGE YÖNETİMİ .............................................................................. 29 2.3.1. Kurumsal Belge Yönetim Sistemleri ........................................................................ 29 2.3.2. Arşiv Yönetimi .......................................................................................................... 35 2.4. DİJİTALLEŞTİRME .................................................................................................... 39 3. BÖLÜM BELGE YÖNETİMİ ÇALLIŞMALRI ULUSLARARASI VE ULUSAL UYGULAMALAR… ......................................................................................... 51 3.1. ULUSLARARASI UYGULAMALAR ......................................................................... 51 3.1.1. ABD’de Belge ve Arşiv Yönetimi Uygulamaları ..................................................... 55 3.1.2. Elektronik Belge Yönetimi Yazılım Ölçütlerine Dönük Dod 5015.2 Modelinin Gelişimi ................................................................................................................ 57 3.1.3. AB’ Belge Yönetimi Çalışmaları ve MoReq Modeli ................................................ 60 3.1.4. InterPARES (International Research on Permanent Authentic Records in Electronic Systems) Elektronik Sistemlerde Belgelerin Özgünlüğünün Korunması Üzerine Uluslararası Araştırma Projesi : ........................................................................... 66 3.1.5. ISO 15489 Uluslararası Belge Yönetim Standardı ................................................... 69 3.2. ULUSAL UYGULAMALAR ........................................................................................ 71 3.2.1. TS 13298 Elektronik Belge Ve Arşiv Yönetim Sistemi ........................................... 79 4. BÖLÜM SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ...................................................................... 85 5. BÖLÜM ÖNERİ KURUMSAL ELEKTRONİK ARŞİV YÖNETİM SİSTEMLERİNİN YAPILANDIRILMASI ..................................................................................... 94 5.1. EAYS’NİN GENEL YAPISI ......................................................................................... 95 5.2. VERİ KATMANININ YAPILANDIRILMASI ........................................................... 99 5.3. SERVİS KATMANINDA GERÇEKLEŞTİRİLECEK SÜREÇLER ..................... 100 5.4. KULLANIM KOPYALARININ OLUŞTURULMASI ............................................ 103 5.5. KALİTE KONTROL ................................................................................................... 104 5.6. TANIMLAMA .............................................................................................................. 106 5.7. EAYS’DE SUNUM KATMANININ YAPILANDIRILMASI ................................. 108 5.8. FON YÖNETİMİ ......................................................................................................... 109 5.8.1. İş Katmanının Oluşturulması .................................................................................. 111 5.8.2. Tanımlama Elemanlarının Oluşturulması ............................................................... 112 5.9. KULLANICI YÖNETİMİ VE YETKİLENDİRME ................................................ 114 5.9.1. Kullanıcı Grupları Oluşturma ................................................................................. 115 5.9.2. Yetkilendirme ......................................................................................................... 116 5.10. DOSYA TASNİF PLANI YÖNETİMİ ..................................................................... 119 5.11. SAKLAMA PLANLARI ........................................................................................... 120 5.12. RAPORLAMA ........................................................................................................... 121 5.13. SİSTEMİN GENEL ÖZELLİKLERİ ...................................................................... 123 KAYNAKÇA…. ...................................................................................................................... 131 EK-1 ELEKTRONİK DOSYA FORMATLARI………… .................................................. 140 EK-2 DİJİTALLEŞTİRME ÖLÇÜTLERİ………… .......................................................... 143 EK-3 TEZ ÇALLIŞMASI ETİK KOMİSYON MUAFİYET FORMU………… ............. 147 EK-4 TEZ ÇALIŞMASI ORJİNALLİK RAPORU………… ............................................. 148 İçinde bulunduğumuz çağ, insanlık tarihinde bilginin en etkili ve yoğun kullanıldığı dönem olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle dönemi tanımlamak için “bilgi çağı” bu çağda yaşan inşalar için de “bilgi toplumu” terimleri kullanılmaktadır. Bilginin yoğun, etkili bir şekilde ve de yaygın olarak kullanılması bilgiyi bir güç unsuru haline getirmiştir. Ancak bu güçten elde edilecek faydaların ortaya çıkarılması bazı gerekliliklerin yerine getirilmesine bağlıdır. Özellikle bilginin yoğun bir şekilde üretildiği ve kullanıldığı kurumsal yapılar için bilgi rekabet ortamında hayatta kalmanın ve varlığını sürdürmenin yolunun bilgiyi doğru bir şekilde yönetmekten geçtiği söylenebilir. Bilginin önemini ve gücünü kavrayan kurumlar ürettikleri ya da bir şekilde elde ettikleri bilgileri yönetmek için çeşitli yöntem ve sistemler geliştirmektedirler. Özellikle teknolojinin bilgi ile ilgili alanlarda çok hızlı bir gelişim göstermesi, bilginin yönetimi ve denetimi konusunda da geliştirilen sistem, yöntem ve yaklaşımların sürekli değişmesine neden olmaktadır. Yaşanan bu değişimle başa çıkmak için kurumlar bünyelerinde, bilgi yönetimi konusunda uzmanlaşmış birimler ve sistemler oluşturmaya başlamışlardır. Bilgi yönetimi konusunda yapılan çalışmalarda etkileşimin ve birlikte çalışabilirliğin önemi ortaya çıkmış bunun bir sonucu olarak da çalışmaların belli kurallar çerçevesinde yapılması ihtiyacı doğmuştur. Bu ihtiyacın karşılanması için çeşitli ulusal veya uluslararası düzenlemeler yapılmış, projeler ve standartlar geliştirilmiştir. Bilgi teknolojilerinde yaşanan hızlı değişim, ekonomik ve sosyal hayatta sürekli değişen koşullar yapılan bu çalışmaların da sürekli gözden geçirilerek yenilenmesine neden olmaktadır. Kurumlar, bilgi yönetimi ile ilgili olarak gerçekleştirdikleri faaliyetleri, değişen koşullar ve gerekliliklere uygun hale getirmek için devamlı bir çaba içerisindedir. Günümüzde, özellikle bilgi yönetimi konusunda kullanılan elektronik sistemlerin ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde yapılandırılması ve güncel tutulması önemli bir sorun olarak görülmektedir. Bu çalışmada bilgi çeşitli boyutlarıyla ele alınmış, yönetim açısından bilginin değeri ve etkisi ortaya konmuş, bilgi yönetimi kapsamında değerlendirilebilecek önemli çalışmalar incelenmiştir. Bilginin taşıyıcı unsuru olan belgeler özellikle kurumsal bilgi yönetimi kapsamında ele alınmış, kurumsal belgelere ev sahipliği yapan arşivlerin elektronik olarak yönetilmesi için ihtiyaç duyulan sistemlerin nasıl yapılandırılması gerektiğine dair bir öneri sunulmuştur. Yapılandırma önerisinde yazılımın dinamik, esnek, ölçeklenebilir ve uyarlanabilir olması için sahip olması gereken temel unsurlar ile bu unsurların nasıl bir etkileşim içerisinde konumlandırılması gerektiği vi çeşitli grafik ve iş akış diyagramları ile açıklanmaya çalışılmıştır. Sunulan önerinin Türkiye’de dijitalleştirme süreçlerini oluşturan seçim, dönüştürme, tanımlama, kalite kontrol gibi işlemlerin gerçekleştirildiği elektronik arşiv yönetim sistemlerinin yapılandırılmasına dönük ölçütlerin geliştirilmesi, dijitalleştirme ve elektronik arşiv yönetimi ile ilgili sorunlarının çözümüne katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
- Published
- 2019
41. Is There any Long-term Association Between Tax Evasion and Human Development?: Evidence from OECD Countries
- Author
-
YALÇINKAYA KOYUNCU, Jülide and ÜNAL, Hüseyin Safa
- Subjects
Social ,Tax evasion,human development,poverty,PDOLS,Panel unit root,Panel cointegration ,Sosyal ,health care economics and organizations - Abstract
This study aims to find the role of tax evasion on human development. Itis claimed that tax evasion has a negative effect on tax revenues, which inturn causes people to not be able to access public services such as health andeducation efficiently. Further, people cannot benefit from social aids in asufficient way. While government-provided public services are supposed toincrease living standards, limitations on the access to them areexpected to worsen human development, and deteriorate poverty. In line with theobjective to find a potential long-run impact of tax evasion on humandevelopment, human development index (HDI) and size of tax evasion aspercentage of GDP data of 36 OECD countries over the period of 1999 to 2010 areutilized. By conducting panel unit root and cointegration tests, two series arechecked for stationarity and cointegration. Long-run coefficients of paneldynamic OLS (PDOLS) estimation reveal that tax evasion has a strong negativeeffect on human development in the long run. High level of poverty is also aside effect of the linkage between tax evasion and human development.
- Published
- 2018
42. Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlardaki öğrencilerin müziksel işitme okuma yazma gelişimlerinin çeşitli değişkenlere göre incelenmesi
- Author
-
Ünal, Hüseyin Cevahir, Durak, Yavuz, and Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Teacher training ,Eğitim ve Öğretim ,Musical hearing ,Musical reading ,Education and Training ,Candidate teachers ,Müzik ,Music education ,Music - Abstract
Bilindiği gibi lisans düzeyinde müzik eğitimi; eğitim fakültelerinin müziköğretmenliği ana bilim dalları, konservatuarlar ve güzel sanatlar fakültelerinin müzik vesahne sanatları bölümleri tarafından verilmektedir. Bu okulların eğitim öğretimprogramlarında enstrüman eğitimi, müzik teorisi eğitimi ve ses eğitimi yer alır. Gereksanatçı, gerek öğretmen veya müzik araştırmacısı yetiştiren kurumlar bu eğitimlerimutlaka programlarına alırlar.Eğitim -öğretim sürecinde bilişsel, duyuşsal ve devinişsel faaliyetleri bünyesindeçok yoğun olarak barındırdığı için Müziksel İşitme Okuma Yazma dersinin, müzikeğitiminin en temel derslerinden biri olduğu bir gerçektir. Bu sebeple Müziksel işitmeokuma yazma başarısındaki gelişim, öğrencinin müziksel gelişimine ışık tutan en büyükgösterge olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı; Müzik Öğretmeni yetiştirenkurumlardaki öğrencilerin Müziksel İşitme Okuma Yazma gelişimlerinin, çeşitlideğişkenlere göre incelenmesi ve bu gelişime etki eden faktörlerin ortaya çıkarılmasıdır.Çalışmada, giriş özel yetenek sınavı ve mezun olma aşamasında, bu çalışma bünyesindeuygulanan sınav arasındaki gelişim, müziksel gelişim olarak adlandırılmış ve bu gelişimietkileyebilecek değişkenler, analizlerle ortaya konulmuştur. Bu çalışma, Abant İzzetBaysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi 2016-2017 öğretim yılı Müzik Eğitimi A.B.D sonsınıf öğrencileri ile sınırlandırılmıştır. As it is known, music education at undergraduate level is given by educationfaculties' department of music teaching and music and Performing Arts departments ofconservatories and Fine Arts faculties. These schools have instrument education, musictheory education and voice education programs. Institutions that train artists, teachers ormusic researchers will absolutely take these trainings into their programs.It is a fact that musical hearing literacy is one of the most basic lessons of musiceducation since it is very intensive in cognitive, affective and psychomotor activitiesduring the education process. For this reason, the development of musical hearing,reading and writing is thought to be the biggest indicator of the student's musicaldevelopment. The aim of this study is to examine the musical hearing, reading and writingdevelopment of students in the institutions that train music teachers according to variousvariables and to determine the factors affecting this development. In this study, entrancespecial talent exam and in the process of graduation, the development of the exam appliedwithin this study was named as musical development and the variables that could affectthis development were presented with analyses. This study was limited to the seniorstudents from the department of Music Education of Abant İzzet Baysal University-Faculty of Education in 2016/2017 academic year. 70
- Published
- 2018
43. Taş ocağı işletmesinde risk analizi ve düzeltici önleyici faaliyetler
- Author
-
Ünal, Hüseyin, Ulusam Seçkiner, Serap, and İş Sağlığı ve Güvenliği Anabilim Dalı
- Subjects
Risk ,Work safety ,Occupational health ,Risk analysis ,Occupational diseases ,Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri ,Quarry ,Labour Economics and Industrial Relations - Abstract
Bu tez çalışmasında; inşaatlarda kullanmak üzere taş ve benzeri minerallerin açık ocak madenciliği yöntemiyle çıkarıldığı açık tipteki madenlerin; volkanik kayalar, kaolin, mıcır, granit, kireç taşı, mermer, kum taşı gibi taşların çıkarılması için kullanılan yöntemler ve işletmedeki riskler ele alınmıştır. Bu risklerin önlenmesi ve ortadan kaldırılması için gerekli önleyici ve düzenleyici faaliyetler belirlenmiştir. Bu tez çalışmasında; İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili genel kavramlar, iş kazaları, meslek hastalıkları, ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlara ait yasal mevzuatlar ve son olarak Taş Ocağı işleme tesisindeki İş Sağlığı ve Güvenliği açısından genel risk analizi ve buna karşın bu risklerin ortadan kaldırılmasına yönelik önlemlerin nasıl alınacağına dair önlem ve öneriler geniş olarak ele alınmıştır. In this study; The stone and other minerals for use in construction of the open pitmining method of extraction of minerals in the open type; like volcanic rock, kaolin, stone, granite, limestone, marble, methods and risks in the business are used for there moval of Stones and Stone was discussed. The prevention of risks and necessary preventive and regulatory activities have been identified for elimination. In this study; Occupational Health and general concepts related to safety, occupationalaccidents, occupationaldiseases, national and belonging to international institutions and legislation and Occupational Health at the end of the Quarry processing plant and general risk analysis for security and where as how taken measures to eliminate these risks safeguards and recommendations are discussedextensively. 159
- Published
- 2018
44. PA 6 / YYPE / Nanokil Kompozitlerin Mekanik Özelliklerinin İncelenmesi
- Author
-
KAŞTAN, Alim, Kaştan, Alim, Yalçın, Yılmaz, Ünal, Hüseyin, and Talaş, Şükrü
- Subjects
PA 6,HPE,Nanokil,Uyumlaştırıcı - Abstract
İn this study, matrix material polyamide 6 (PA6), high density polyethylene as an additive materials (HDPE), maleic anhydride grafted polyethylene with as compatibilizer (PE-g-MA) and nanoclay (NC) was used as montmorillonite. Ten different compositions were produced material. Effect of the compatibilizer and nanoclay in the material properties of composites prepared were investigated. The produced composite microstructure (TEM), tensile, bending and hardness tests were applied. As a result of the experiments, the tensile strength of PA6 / HDPE / PE -g- MA ( 80/20/5 ) with the addition of 5% nanoclay increased for about 15%. 1% nanoclay addition reduced the overall tensile strength by 13.3%. Elasticity modulus of PA 6/YYPE/PE-g-MA(80/20/5) composite increased 77% with the addition of 5% compatibilizer. Elasticity modulus, in general, increased 13%, 38.6% and 63% with the nanoclay additions of 1%, 3% and 5%, respectively, Bu çalışmada matris malzeme poliamid 6 (PA 6), katkı malzemeleri olarak yüksek yoğunluklu polietilen (YYPE), uyumlaştırıcı olarak melaik anhidrit ile aşılanmış polietilen (PE-g-MA) ve nanokil (NC) olarak montmorillonit kullanılmıştır. On farklı kompozisyonda malzeme üretilmiştir. Hazırlanan kompozitlerin içerisindeki uyumlaştırıcının ve nanokilin malzeme özelliklerine olan etkisi araştırılmıştır. Üretilen kompozitlere mikroyapı (TEM) incelemeleri, çekme mukavemeti, eğilme mukavemeti, sertlik gibi mekanik testler uygulanmıştır. Yapılan deneyler sonucunda % 5 nanokil ilavesi ile çekme mukavemetinde PA 6/YYPE/PE-g-MA(80/20/5) malzemesi için yaklaşık % 15 artış meydana gelmiştir. Kompozit içerisine ilave dilen % 1 nanokilin maksimum uzama değerini ortalama % 13,3 azaltmıştır. PA 6/YYPE/PE-g-MA(80/20/5) malzemesinin elastisite modülü malzeme içerisine % 5 ilave edilen uyumlaştırıcı elastisite modülü % 77 arttırmıştır. Aynı numune için %1 nanokil ilavesi ile % 13, % 3 nanokil ilavesi ile elastisite modülü değerlerinde % 38,6 ve % 5 nanokil ilavesi ile elastisite modülü değerlerinde % 63 artış meydana gelmiştir
- Published
- 2015
45. Poli-Fital-Amid (PPA) Polimerinin Tribolojik Özelliklerine Karbon Fiber Ve Kayma Hızı’nın Etkisinin İncelenmesi
- Author
-
YETGİN, Salih Hakan, ÜNAL, Hüseyin, and HATİPOĞLU, Gizem
- Subjects
Engineering ,Mühendislik ,Polyphthalamide,Tribology,Carbon fiber,Composite,Wear,Friction ,Poli-fital-amid,Karbon fiber,Kompozit,Aşınma,Sürtünme - Abstract
In this experimental study, the tribological performance of unfilled polyphthalamide polymer and 30% carbon fiber reinforced polyphthalamide composite sliding against stainless steel under dry sliding environments were studied. Twin screw extruder was used to produce carbon fiber reinforced polyphthalamide composite granules and then injection molded to provide the wear test samples. A pin-on-disc wear test apparatus is used for evaluating the friction and wear behaviors of PPA polymer and PPA composite. The friction and wear tests were conducted at different sliding speeds of 1, 2, 3 and 4 m/s and at applied load 40N. It is found that the 30% carbon fiber reinforced polyphthalamide composite have superior tribological behavior than that of unfilledpolyphthalamide polymer. As a result of study, the coefficient of friction and specific wear rate of polyphthalamide compounds with the addition of carbon fiber reinforcement were reduced. Finally, scanning electron microscope was used to examine fractured surface morphology of composite and optical microscope was also used to examine the wear mechanism of polyphyhalamide polymer and it’s composite., Bu deneysel çalışmada, katkısız poli-fital-amid (PPA) polimeri ile %30 karbon fiber takviyeli poli-fital-amid (PPA+30%CF) kompozitin, kuru kayma şartları altında paslanmaz çelik disk malzemeye karşı tribolojik performansları araştırılmıştır. Karbon fiber takviyeli kompozit malzeme üretimi endüstriyel tip çift vidalı ekstruder kullanılarak gerçekleştirilmiş olup, aşınma test numuneleri de geleneksel enjeksiyon makinesi kullanılarak kalıplanmıştır. Aşınma testleri 40N yük altında 1.0, 2.0, 3.0 ve 4.0 m/s gibi yüksek kayma hızlarında pim-disk aşınma cihazında, oda sıcaklığında gerçekleştirilmiştir. Aşınma test sonuçlarına göre, %30 karbon fiber takviyeli poli-fital-amid kompozitin spesifik aşınma oranı 10-13 m2/N iken katkısız poli-fital-amidin aşınma oranı ise 10-12 m2/N olarak elde edilmiştir. Karbon fiber takviyeli poli-fital-amid kompozitin sürtünme katsayısı katkısız poli-fital-amide göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Karbon fiber takviyeli poli-fital-amid kompozitin kırılma yüzey incelemeleri taramalı elektron mikroskobu kullanılarak yapılmıştır. Deneylerde kullanılan PPA polimer ve PPA+30%CF kompozit malzemelerin aşınma yüzeylerinin mikroyapıları optik mikroskop kullanılarak incelenmiştir.
- Published
- 2015
46. Bulanık doğrusal programlama ve Borsa İstanbulda bir uygulama
- Author
-
Ünal, Hüseyin, Paksoy, Semin, and Ekonometri Anabilim Dalı
- Subjects
İstanbul Stock Exchange ,İşletme ,Stocks ,Programming ,Fuzzy linear programming ,Ekonometri ,Econometrics ,Business Administration - Abstract
Günlük yaşamda meydana gelen olaylarda bilgi eksikliği ve belirsizlikten kaynaklanan birçok karmaşıklık mevcuttur. Bu nedenle karar alma süreçlerinde tam olarak objektif kararlar vermek zor olabilmektedir. Karmaşıklığı azaltmak ya da tamamen ortadan kaldırmak için bulanık doğrusal programlama modeli geliştirilmiştir. Bulanık doğrusal programlama modeli klasik mantıkta uygulanan doğrusal programlama modelinin daha genel bir hali olarak açıklanmaktadır. Amaç ve/veya kısıtların bulanık olduğu bu model ile daha esnek çözümler üretilebilmektedir. Bilgi eksikliği veya belirsizliğin karar vermeyi zorlaştırdığı alanlardan bir tanesi de finansal piyasalardır. Tasarruflarını finansal piyasalarda değerlendirmek isteyen yatırımcılar çeşitli menkul kıymetlerden portföyler oluştururken hangi yatırım aracına hangi oranda yatırım yapmaları gerektiğine dair problemlerle karşılaşmaktadırlar. Dolayısıyla bu belirsizliği ortadan kaldırmak ve optimal portföyü oluşturmak için yatırımcılar bulanık doğrusal programlama modeline başvurmaktadırlar.Bu çalışmada öncelikle bulanık mantık ve bulanık kümeler ile ilgili teorik bilgilere yer verilmiş, klasik ve bulanık doğrusal programlama modelleri incelemiştir. Ardından portföy kavramı açıklanarak portföy analizi konusu ele alınmıştır. Son aşamada ise her iki model kullanılarak Borsa İstanbul'da işlem gören 26 adet hisse senedi arasından optimal portföyler oluşturulmuştur.Anahtar Kelimeler: Bulanık mantık, bulanık doğrusal programlama, portföy analizi,klasik doğrusal programlama, Borsa Istanbul There are many complexities arising from the lack of knowledge and uncertainty in incidents of daily life. Therefore, it is difficult to be completely objective in the decision-making process. Fuzzy linear programming model has been developed to reduce or eliminate this complexity. Fuzzy linear programming model is described as a more general form of the linear programming model implemented in classical logic. More flexible solutions can be produced via this model in which aims and/or restrictions are fuzzy.One of the fields where lack of information and uncertainty make it difficult in decision-making is financial markets. Investors who seek to evaluate their savings in financial markets, creating portfolios from various securities. While doing this, they encounter the problem of deciding to which investment vehicle they need to invest in what extent. Therefore, investors apply to fuzzy linear programming model to eliminate this uncertainty and to create the optimal portfolio.In this study, first of all, theoretical information about fuzzy logic and fuzzy sets has been given and crisp linear programming and fuzzy linear programming have been studied. Secondly, after explaining the concept of the portfolio, the subject of portfolio analysis has been discussed. In the final part of the study, by using both models, optimal portfolios have been created among twenty-six stocks traded on İstanbul Stock Exchange.Keywords: Fuzzy logic, fuzzy linear programming, portfolio analysis, crisp linear programming, Istanbul stock exchange 115
- Published
- 2015
47. Fuzzy linear programming and an application on the Istanbul stock exchange
- Author
-
Ünal, Hüseyin, Paksoy, Semin, and Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ekonometri Anabilim Dalı
- Subjects
Borsa Istanbul ,Fuzzy logic ,fuzzy linear programming ,crisp linear programming ,portföy analizi ,portfolio analysis ,Istanbul stock exchange ,klasik doğrusal programlama ,bulanık doğrusal programlama ,Bulanık mantık - Abstract
TEZ11419 Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2015. Kaynakça (s. 73-80) var. xiii, 101 s. : tablo ; 29 cm. Günlük yaşamda meydana gelen olaylarda bilgi eksikliği ve belirsizlikten kaynaklanan birçok karmaşıklık mevcuttur. Bu nedenle karar alma süreçlerinde tam olarak objektif kararlar vermek zor olabilmektedir. Karmaşıklığı azaltmak ya da tamamen ortadan kaldırmak için bulanık doğrusal programlama modeli geliştirilmiştir. Bulanık doğrusal programlama modeli klasik mantıkta uygulanan doğrusal programlama modelinin daha genel bir hali olarak açıklanmaktadır. Amaç ve/veya kısıtların bulanık olduğu bu model ile daha esnek çözümler üretilebilmektedir. Bilgi eksikliği veya belirsizliğin karar vermeyi zorlaştırdığı alanlardan bir tanesi de finansal piyasalardır. Tasarruflarını finansal piyasalarda değerlendirmek isteyen yatırımcılar çeşitli menkul kıymetlerden portföyler oluştururken hangi yatırım aracına hangi oranda yatırım yapmaları gerektiğine dair problemlerle karşılaşmaktadırlar. Dolayısıyla bu belirsizliği ortadan kaldırmak ve optimal portföyü oluşturmak için yatırımcılar bulanık doğrusal programlama modeline başvurmaktadırlar. Bu çalışmada öncelikle bulanık mantık ve bulanık kümeler ile ilgili teorik bilgilere yer verilmiş, klasik ve bulanık doğrusal programlama modelleri incelemiştir. Ardından portföy kavramı açıklanarak portföy analizi konusu ele alınmıştır. Son aşamada ise her iki model kullanılarak Borsa İstanbul’da işlem gören 26 adet hisse senedi arasından optimal portföyler oluşturulmuştur. There are many complexities arising from the lack of knowledge and uncertainty in incidents of daily life. Therefore, it is difficult to be completely objective in the decision-making process. Fuzzy linear programming model has been developed to reduce or eliminate this complexity. Fuzzy linear programming model is described as a more general form of the linear programming model implemented in classical logic. More flexible solutions can be produced via this model in which aims and/or restrictions are fuzzy. One of the fields where lack of information and uncertainty make it difficult in decision-making is financial markets. Investors who seek to evaluate their savings in financial markets, creating portfolios from various securities. While doing this, they encounter the problem of deciding to which investment vehicle they need to invest in what extent. Therefore, investors apply to fuzzy linear programming model to eliminate this uncertainty and to create the optimal portfolio. In this study, first of all, theoretical information about fuzzy logic and fuzzy sets has been given and crisp linear programming and fuzzy linear programming have been studied. Secondly, after explaining the concept of the portfolio, the subject of portfolio analysis has been discussed. In the final part of the study, by using both models, optiml portfolios have been created among twenty-six stocks traded on İstanbul Stock Exchange.
- Published
- 2015
48. BRONZ KATKILI POLİ-TETRA-FLOR-ETİLEN (PTFE) KOMPOZİTLERİN PASLANMAZ ÇELİK MALZEMEYE KARŞI AŞINMA VE SÜRTÜNME DAVRANIŞLARI
- Author
-
Ünal, Hüseyin, Yetkin, Salih Hakan, and Poyraz, Bayram
- Subjects
poly-tetra-fluoro-ethylene,bronze,tribology,filler,wear,friction ,Engineering ,Mühendislik ,Poli-tetra-flor-etilen,bronz,triboloji,katkı,aşınma,sürtünme - Abstract
In this work,tribological performance of pure poly-tetra-fluoro-ethylene (PTFE), 25%bronzefilled PTFE composite and 40%bronze filled PTFE composite sliding againststainless steel under dry sliding environment were studied. A pin-on-disc tribometeris used for evaluating the friction and wear behavior of PTFE polymer and itscomposites. The tribological tests were conducted at applied loads of 50N,100N, and 150N and at sliding speeds of 1.0, 1.5 and 2.0 m/s. The results showthat the PTFE+40wt.% bronze composite is the best tribological behavior. As aresult of study, the coefficient of friction and specific wear rate of PTFEcomposite were reduced by the addition of bronze filler. Finally, an opticalmicroscope was used to examine the wear mechanism of pure PTFE and PTFEcomposites with bronze filler., Bu deneysel çalışmada, katkısızpoli-tetra-flor-etilen (PTFE) polimeri ile %25 bronz katkılı PTFE kompoziti ve%40 bronz katkılı PTFE kompozitlerin, kuru kayma şartları altında paslanmazçelik malzemeye karşı tribolojik performansları incelenmiştir. Tribolojiktestler, pim-disk aşınma cihazında ve oda sıcaklığında gerçekleştirilmiştir.Aşınma ve sürtünme testleri, 50N, 100N ve 150N yüklerde ve 1.0, 1.5 ve 2.0m/skayma hızlarında yapılmıştır. Aşınma test sonuçlarına göre, %40 bronz katkılıPTFE kompozitinin sürtünme katsayısı değerleri ile spesifik aşınma oranı değerlerininkatkısız PTFE ve %25 bronz katkılı PTFE’ye göre daha düşük olduğu tespitedilmiştir. PTFE ve bronz katkılı PTFE kompozitlerinin aşınma yüzeyleriniincelemek için optik mikroskop kullanılmıştır. Bronz katkılı PTFE kompozitlerinaşınma mekanizması adhezif ve abrazif aşınma şeklinde gerçekleşmiştir.
- Published
- 2014
49. Friedrich List, Ziya Gökalp and the national economy thesis in the Ottoman Empire
- Author
-
Ünal, Hüseyin Safa, Özveren, Eyüp, and İktisat Ana Bilim Dalı
- Subjects
Tarih ,List, Friedrich ,History ,Türk Yurdu journal ,Economics ,Economic history ,National economy ,Ottoman State ,Gökalp, Ziya ,Ekonomi ,İktisadiyyat magazine - Abstract
Bu tez, Milli İktisat kavramının Friedrich List'in çalışmalarındaki ilk hali ile kavramın Osmanlı düşüncesinde, özellikle Ziya Gökalp'ın çalışmalarında, bulunan teorik izdüşümlerini karşılaştırmaktadır. Milli İktisat'ın Osmanlı düşünce dünyasındaki etkilerine iki dergiyi, Türk Yurdu ve İktisadiyat Mecmuası, göz önünde bulundurarak ışık tutmakta ve Osmanlı İmparatorluğu'nda II. Meşrutiyet sonrası hız kazanan Milli İktisat uygulamaları ile sanayileşme yolunda atılan adımları inceleyerek teorinin uygulama kanadını ele almaktadır. Bu bağlamda, Milli İktisat'ın Osmanlı İmparatorluğu'ndaki teorik gelişiminin uygulanan politikalarda nasıl ve ne kadar etkiye sahip olduğu soruları da yanıtlanmak istenmektedir.Anahtar Kelimeler: Milli İktisat, Ziya Gökalp, Osmanlı İktisat Düşüncesi, Türk Yurdu, İktisadiyat This study compares the National Economy concept as it is employed in Friedrich List's works with its theoretical reflections among Ottoman intelligentsia, particularly in Ziya Gökalp. The effects of National Economy on the Ottoman thought is examined by bearing in mind two journals: Türk Yurdu and İktisadiyat Mecmuası. The field of application of National Economy is explicated by an analysis of the first steps towards industrialization, especially after the Young Turk Revolution of 1908. It attempts to find answers to the questions as to how and to what degree the theoretical development of National Economy affected the Ottoman economic policies implemented.Keywords: National Economy, Ziya Gökalp, Ottoman Economic Thought, Türk Yurdu, İktisadiyat 92
- Published
- 2013
50. Lojistik fark denkleminin çözümlerinin karakterleri
- Author
-
Ünal, Hüseyin, Gürcan, Fuat, and Matematik Anabilim Dalı
- Subjects
Matematik ,Mathematics - Abstract
Bu tezde bir popülasyon denklemi olan lojistik fark denklemi ele alındı. Son yıllarda geliştirilmiş lojistik fark denklemi birçok biyolojik problemlere uygulandı. İnsan vücudundaki tümör hücrelerine ve özellikle beyin tümörlerine ve canlıdaki bağışıklık sistemine uygulanması örneklerden birkaçı olarak gösterilebilir. Dolayısıyla genişletilmiş lojistik fark denklemi bu tezin konusudur.Tez dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde ele alınan problemin tarihçesi ve literatürdeki çalışmaları incelenmiş ve ileriki bölümlerde kullanılacak temel tanım ve teoremler verildi.İkinci bölümde lojistik diferansiyel denkleminin analitik çözümleri bulundu ve bunların kararlılığı incelendi. Bu diferansiyel denklemi fark denkleme dönüştürmek için iki yöntem uygulandı ve her iki yöntemle elde edilen sonuçlar sürekli lojistik denklemle mukayese edildi.Üçüncü ve dördüncü bölümde, ikinci bölümde elde edilen lojistik diferansiyel denklemine tam değer fonksiyonu ilave edilerek çözümler sürekli ortamdan ayrık ortama dönüştürülerek lojistik fark denklemleri elde edildi ve bunların lokal kararlılık analizi yapıldı. Dördüncü bölümde üçüncü bölümdeki denklem genişletilerek parametrelere bağlı olarak lokal ve global kararlılık analizleri yapıldı.Anahtar Sözcükler: Lojistik fark denklemi, lokal ve global kararlılık, parçalı sabit argümanlı denklemler. In this thesis, we deal with logistic difference equation which is a population equation. Recently, logistic difference equation is applied to many biological problems such as immune system problems and tumor cells especially brain tumors in human body.This thesis consists of four sections. In the first section, the history of the problem and the studies in literature related with the problem is examined. Also fundemental definitions and theorems necessary for next sections are mentioned.In the second section, analytical solutions of logistic differantial equation and their stabilities are investigated. In order to obtaine logistic difference equation from the differantial equation, two methods are used and results are compared with the logistic differential eguation.In the third section, we consider a differantial equation with a piecewise constant argumant which is a logistically growing population subject to a density-dependent harvesting model. And local stability of discrete solution of logistic differential equations is analysed.In the fourth section, we have analysed local and global stability of expanded forms of the logistic equation used in the third section.Keywords: Logistic difference equation, local and global stability, piecewise constant argumant equations. 82
- Published
- 2011
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.