Search

Ülkemiz 1930'larda havacılık ve savunma sanayii konusunda öncü bir ülkeydi. Uçak fabrikaları, demir-çelik sanayii ve mühimmat fabrikaları başta olmak üzere sektörde ondan fazla tesiste çalışmalar gerçekleştirilmekteydi. Günümüzde değişen dengeler, küresel ve bölgesel yeni tehlikeler, ülkemizin bu alanda tekrar milli ve üstün bir konuma geçmesini gerektirmektedir. Üretim ve mekanik alanda üstünlük sağlamak daha uzun zaman alacaktır fakat yazılım ve karar mekanizmaları ile ilgili konularda hızlı yol almak mümkündür. Uçaklar ve insansız hava araçlarında insanlara yardımcı olmak amacıyla, bazen insanların dahi yapamayacağı görev tanımlarında otomatik pilot sistemleri kullanılır. Bu projede sivil ya da askeri hava araçlarında karşılaşılan teknik aksaklıkları dengeleyici milli bir otopilot sistemi geliştirerek ülkemiz bilgi birikime kazandırmak hedeflenmiştir. Havacılık alanında karşılaşılan uçak kazalarının önemli bir bölümü kontrol yüzeylerinin arızalanması sonucu oluşur. Proje kapsamında, kanatçıklar veya yön dümeni yüzeylerinin kilitlenmesi, ve ek olarak uçağın güç kaybı durumunda, dengeli uçuşunu gerçekleyen bir otopilot sistemi tasarlanmış, gerçeklenmiş ve uçuş testleri ile doğrulanmıştır. Bu projede çalışanların 36 aylık araştırma süresi boyunca ülkenin havacılık alanındaki bilimsel ve teknolojik gelişmelerine katkıda bulunmak ilk hedefleri olmuştur. Havacılık çalışmalarında karşılaşılan teknik aksaklığın ilk olarak can kaybına, ardından maddi kayba yol açmasının önüne geçilmeye çalışılması araştırma ekibinin ülkesine sağladığı en büyük katkıdır. Bu projenin yetiştirdiği toplam on bursiyerin, ülkemizin yeni bilim insanları olacak olmaları, projenin doğurduğu bir başka katkıdır. Projenin başladığı andan itibaren önceden tecrübe etmedikleri: - Havacılıkta yüzey kilitlenmelerinden dolayı yaşanan kazaların, maddi, manevi ve can kayıplarının sıklığı hakkında bilgi, - Klasik ve modern kontrol yöntemlerinin bir çoğunun çalışılması ve bu yöntemlerden keşfinde günümüze daha

Ülkemiz 1930'larda havacılık ve savunma sanayii konusunda öncü bir ülkeydi. Uçak fabrikaları, demir-çelik sanayii ve mühimmat fabrikaları başta olmak üzere sektörde ondan fazla tesiste çalışmalar gerçekleştirilmekteydi. Günümüzde değişen dengeler, küresel ve bölgesel yeni tehlikeler, ülkemizin bu alanda tekrar milli ve üstün bir konuma geçmesini gerektirmektedir. Üretim ve mekanik alanda üstünlük sağlamak daha uzun zaman alacaktır fakat yazılım ve karar mekanizmaları ile ilgili konularda hızlı yol almak mümkündür. Uçaklar ve insansız hava araçlarında insanlara yardımcı olmak amacıyla, bazen insanların dahi yapamayacağı görev tanımlarında otomatik pilot sistemleri kullanılır. Bu projede sivil ya da askeri hava araçlarında karşılaşılan teknik aksaklıkları dengeleyici milli bir otopilot sistemi geliştirerek ülkemiz bilgi birikime kazandırmak hedeflenmiştir. Havacılık alanında karşılaşılan uçak kazalarının önemli bir bölümü kontrol yüzeylerinin arızalanması sonucu oluşur. Proje kapsamında, kanatçıklar veya yön dümeni yüzeylerinin kilitlenmesi, ve ek olarak uçağın güç kaybı durumunda, dengeli uçuşunu gerçekleyen bir otopilot sistemi tasarlanmış, gerçeklenmiş ve uçuş testleri ile doğrulanmıştır. Bu projede çalışanların 36 aylık araştırma süresi boyunca ülkenin havacılık alanındaki bilimsel ve teknolojik gelişmelerine katkıda bulunmak ilk hedefleri olmuştur. Havacılık çalışmalarında karşılaşılan teknik aksaklığın ilk olarak can kaybına, ardından maddi kayba yol açmasının önüne geçilmeye çalışılması araştırma ekibinin ülkesine sağladığı en büyük katkıdır. Bu projenin yetiştirdiği toplam on bursiyerin, ülkemizin yeni bilim insanları olacak olmaları, projenin doğurduğu bir başka katkıdır. Projenin başladığı andan itibaren önceden tecrübe etmedikleri: - Havacılıkta yüzey kilitlenmelerinden dolayı yaşanan kazaların, maddi, manevi ve can kayıplarının sıklığı hakkında bilgi, - Klasik ve modern kontrol yöntemlerinin bir çoğunun çalışılması ve bu yöntemlerden keşfinde günümüze daha

The aim of the research is to examine the reflections of the use of UAVs and SİHAs in the 2020 Karabakh War on the Turkish and foreign press in the context of political marketing. The use of Turkish-made unmanned aerial vehicles in the 2020 Karabakh War is within the scope of international marketing as well as political marketing. From this point of view, in the research, the use of UAVs and SİHAs in the 2020 Karabakh War was evaluated in terms of general marketing principles together with political marketing, by emphasizing the general characteristics of marketing together with political marketing. The study area of ​​the research is the United States, Germany, England, France, Azerbaijan, Russia, which contain comments on the use of Turkish UAVs and SİHAs in the Second Karabakh War on the news sites broadcasting on the 2020 Karabakh War, during the days when the Karabakh War in 2020 continued. and news on internet news sites in Turkey. In the research, literature review method, one of the qualitative research methods, was used. Discourse analysis method was used in the analysis of the data obtained through the literature review. As a result of the research, it is understood that there is a product awareness of Turkish-made unmanned aerial vehicles in the world public and that there is awareness of Turkish defense industry products. It has been seen that the countries have taken a stance in accordance with their political position and this attitude has been reflected in the news about the 2020 Karabakh War. As a result of the research, it was also suggested that the current military, political and economic integrations between countries could be reshaped with the sale of political marketing and defense industry products to the international arena, and it was suggested to investigate the possible effects of political marketing on international integrations., Araştırmanın amacı, 2020 Karabağ Savaşında İHA ve SİHA’ların kullanılmasının türk ve yabancı basına yansımalarının siyasal pazarlama bağlamında incelenmektir. 2020 Karabağ Savaşında Türk yapımı insansız hava araçlarının kullanılması siyasal pazarlamanın olduğu kadar uluslararası pazarlamanın da kapsama alanına girmektedir. Bu yönüyle bakılarak, araştırmada, siyasal pazarlama ile birlikte pazarlamanın genel özellikleri üzerinde durularak, 2020 Karabağ Savaşında İHA ve SİHA’ların kullanımı siyasal pazarlama ile birlikte genel pazarlama ilkeleri açısından değerlendirilmiştir. Araştırmanın inceleme alanı, 2020 yılında yaşanan Karabağ Savaşının devam ettiği günlerde 2020 Karabağ Savaşı ile ilgili internet üzerinden yayın yapan haber sitelerindeki İkinci Karabağ Savaşında Türk İHA ve SİHA’larının kullanılması ile ilgili yorum içeren Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, İngiltere, Fransa, Azerbaycan, Rusya ve Türkiye’deki internet haber sitelerindeki haberler oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden literatür taraması yöntemi kullanılmıştır. Literatür taraması ile elde edilen verilerin analizinde söylem analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, Türk yapımı insansız hava araçlarına dünya kamuoyunda bir ürün farkındalığının oluştuğu ve Türk savunma sanayi ürünlerinin bilinirliğinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Ülkelerin bulundukları siyasi konuma uygun bir şekilde tutum aldıkları ve bu tutumlarının da 2020 Karabağ Savaşı ile ilgili haberlere yansımış olduğu görülmüştür. Araştırmada sonucunda ayrıca, siyasal pazarlama ile savunma sanayi ürünlerinin uluslararası alana satışıyla ülkeler arasında mevcut askeri, siyasi ve ekonomik entegrasyonların yeniden şekillenebileceği düşüncesi oluşmuş ve siyasal pazarlamanın uluslararası entegrasyonlara olabilecek etkilerinin araştırılması önerilmiştir.

The aim of the research is to examine the reflections of the use of UAVs and SİHAs in the 2020 Karabakh War on the Turkish and foreign press in the context of political marketing. The use of Turkish-made unmanned aerial vehicles in the 2020 Karabakh War is within the scope of international marketing as well as political marketing. From this point of view, in the research, the use of UAVs and SİHAs in the 2020 Karabakh War was evaluated in terms of general marketing principles together with political marketing, by emphasizing the general characteristics of marketing together with political marketing. The study area of ​​the research is the United States, Germany, England, France, Azerbaijan, Russia, which contain comments on the use of Turkish UAVs and SİHAs in the Second Karabakh War on the news sites broadcasting on the 2020 Karabakh War, during the days when the Karabakh War in 2020 continued. and news on internet news sites in Turkey. In the research, literature review method, one of the qualitative research methods, was used. Discourse analysis method was used in the analysis of the data obtained through the literature review. As a result of the research, it is understood that there is a product awareness of Turkish-made unmanned aerial vehicles in the world public and that there is awareness of Turkish defense industry products. It has been seen that the countries have taken a stance in accordance with their political position and this attitude has been reflected in the news about the 2020 Karabakh War. As a result of the research, it was also suggested that the current military, political and economic integrations between countries could be reshaped with the sale of political marketing and defense industry products to the international arena, and it was suggested to investigate the possible effects of political marketing on international integrations., Araştırmanın amacı, 2020 Karabağ Savaşında İHA ve SİHA’ların kullanılmasının türk ve yabancı basına yansımalarının siyasal pazarlama bağlamında incelenmektir. 2020 Karabağ Savaşında Türk yapımı insansız hava araçlarının kullanılması siyasal pazarlamanın olduğu kadar uluslararası pazarlamanın da kapsama alanına girmektedir. Bu yönüyle bakılarak, araştırmada, siyasal pazarlama ile birlikte pazarlamanın genel özellikleri üzerinde durularak, 2020 Karabağ Savaşında İHA ve SİHA’ların kullanımı siyasal pazarlama ile birlikte genel pazarlama ilkeleri açısından değerlendirilmiştir. Araştırmanın inceleme alanı, 2020 yılında yaşanan Karabağ Savaşının devam ettiği günlerde 2020 Karabağ Savaşı ile ilgili internet üzerinden yayın yapan haber sitelerindeki İkinci Karabağ Savaşında Türk İHA ve SİHA’larının kullanılması ile ilgili yorum içeren Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, İngiltere, Fransa, Azerbaycan, Rusya ve Türkiye’deki internet haber sitelerindeki haberler oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden literatür taraması yöntemi kullanılmıştır. Literatür taraması ile elde edilen verilerin analizinde söylem analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, Türk yapımı insansız hava araçlarına dünya kamuoyunda bir ürün farkındalığının oluştuğu ve Türk savunma sanayi ürünlerinin bilinirliğinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Ülkelerin bulundukları siyasi konuma uygun bir şekilde tutum aldıkları ve bu tutumlarının da 2020 Karabağ Savaşı ile ilgili haberlere yansımış olduğu görülmüştür. Araştırmada sonucunda ayrıca, siyasal pazarlama ile savunma sanayi ürünlerinin uluslararası alana satışıyla ülkeler arasında mevcut askeri, siyasi ve ekonomik entegrasyonların yeniden şekillenebileceği düşüncesi oluşmuş ve siyasal pazarlamanın uluslararası entegrasyonlara olabilecek etkilerinin araştırılması önerilmiştir.

The disease caused by Influenza viruses has been well known for a very long time. In the recent period there has been noted an occurrence of pandemics caused by Influenza viruses type A with a high rate of mortality. The ongoing pandemic caused by avian influenza virus serotype H9N9 began in Hong Kong in 1992, and another pandemic caused by serotype H5N1 began in China (Hong Kong) in 1999. The world wide spreading of these viruses occurred due to migratory birds. Avian influenza was confirmed in Serbia in 2007. The goal of this study was to examine whether the avian influenza viruses type A circulate in the region of the Obedska bara marsh, which is a famous resort for many birds in Serbia, as well as many birds migrating from Europe to Africa and vice versa. The samples of blood sera of many animal species (123 samples from fowl, 64 samples from donkeys, 40 samples from horses) were tested by serologic reaction of inhibition of haemmaglutination (IHA) for the presence of antibodies to influenza A subtypes H5N1, H5N2, H5N3, H7N1 and H7N2. Also, the samples of blood sera of experimental chicken exposed to wild life in Obedska bara (sentinel species) were tested. Antibodies to subtypes H5N1, H5N2, H5N3, H7N1 and H7N2 were found in chicken from Dec, Boljevci, Petrovcic and Kupinovo villages but no antibodies were found in blood sera from hams from Dobanovci, Jakovo, Becmen and Surcin villages. From 23 samples from ducks antibodies were detected in 3 samples, and from 22 geese blood sera antibodies were found in 4 samples. From a total of 40 horse blood sera tested one was tested positive, and from 64 donkey sera 17 were positive for the presence of antibodies for avian influenza type A. In blood sera of experimental chicken antibodies were found by subtype H5N1 with corrections with H5N2 and H7N1., Bolest izazvana influenca virusima poznata je od davnina. U novije vreme, javljale su se pandemije izazvane influenca A-virusima sa visokom stopom smrtnosti. Sadašnja pandemija avijarne influence pojavila se u Hongkongu 1992. godine sa serotipom H9N9, a sa H5N1 počela je 1997. godine u Kini (Hongkong). Globalizaciju ove pandemije učinile su migracione ptice. Pojava bolesti registrovana je i u našoj zemlji 2007. godine. Cilj rada je bio da se ispita prisustvo virusa influence ptica tipa A kod životinja na lokalitetu Obedska bara, poznatom rezervatu brojnih ptica u Srbiji, kao i odmorištu ptica koje migriraju iz Evrope u Afriku i obrnuto. Reakcijom inhibicije hemaglutinacije (HI test) ispitivani su uzorci krvnih seruma raznih životinja (123 uzorka pernate živine, 64 seruma magaraca i 40 seruma konja) na prisustvo antitela za influencu A - podtipovi H5N1, H5N2, H5N3, H7N1 i H7N2. Takođe su ispitivani i uzorci seruma eksperimentalnih pilića izloženih kontaktu sa divljom prirodom (sentinel jedinke) na području Obedske bare. Specifična antitela za podtipove H5N1, H5N2, H5N3, H7N1 i H7N2 utvrđena su kod pilića u selima Deč, Boljevci, Petrovčić i Kupinovo, dok u serumima kokošaka poreklom iz Dobanovaca, Jakova, Bečmena i Surčina antitela nisu nađena. Od 23 uzorka krvnog seruma pataka, specifična antitela su utvrđena kod 3 uzorka i u 4 od 22 uzorka seruma gusaka. Od 40 ispitivanih uzoraka krvnih seruma konja antitela su ustanovljena u jednom uzorku, dok je u uzorcima seruma magaraca prisustvo specifičnih antitela utvrđeno u 17 od 64 ispitivana uzorka. U serumima eksperimentalnih pilića antitela su nađena za podtip virusa influence H5N1 sa koreakcijama sa antigenima podtipova H5N2 i H7N1. PR Projekat Ministarstva nauke Republike Srbije, br. TP 21047.

Bolest izazvana influenca virusima poznata je od davnina. U novije vreme, javljale su se pandemije izazvane influenca A-virusima sa visokom stopom smrtnosti. Sadašnja pandemija avijarne influence pojavila se u Hongkongu 1992. godine sa serotipom H9N9, a sa H5N1 počela je 1997. godine u Kini (Hongkong). Globalizaciju ove pandemije učinile su migracione ptice. Pojava bolesti registrovana je i u našoj zemlji 2007. godine. Cilj rada je bio da se ispita prisustvo virusa influence ptica tipa A kod životinja na lokalitetu Obedska bara, poznatom rezervatu brojnih ptica u Srbiji, kao i odmorištu ptica koje migriraju iz Evrope u Afriku i obrnuto. Reakcijom inhibicije hemaglutinacije (HI test) ispitivani su uzorci krvnih seruma raznih životinja (123 uzorka pernate živine, 64 seruma magaraca i 40 seruma konja) na prisustvo antitela za influencu A - podtipovi H5N1, H5N2, H5N3, H7N1 i H7N2. Takođe su ispitivani i uzorci seruma eksperimentalnih pilića izloženih kontaktu sa divljom prirodom (sentinel jedinke) na području Obedske bare. Specifična antitela za podtipove H5N1, H5N2, H5N3, H7N1 i H7N2 utvrđena su kod pilića u selima Deč, Boljevci, Petrovčić i Kupinovo, dok u serumima kokošaka poreklom iz Dobanovaca, Jakova, Bečmena i Surčina antitela nisu nađena. Od 23 uzorka krvnog seruma pataka, specifična antitela su utvrđena kod 3 uzorka i u 4 od 22 uzorka seruma gusaka. Od 40 ispitivanih uzoraka krvnih seruma konja antitela su ustanovljena u jednom uzorku, dok je u uzorcima seruma magaraca prisustvo specifičnih antitela utvrđeno u 17 od 64 ispitivana uzorka. U serumima eksperimentalnih pilića antitela su nađena za podtip virusa influence H5N1 sa koreakcijama sa antigenima podtipova H5N2 i H7N1., The disease caused by Influenza viruses has been well known for a very long time. In the recent period there has been noted an occurrence of pandemics caused by Influenza viruses type A with a high rate of mortality. The ongoing pandemic caused by avian influenza virus serotype H9N9 began in Hong Kong in 1992, and another pandemic caused by serotype H5N1 began in China (Hong Kong) in 1999. The world wide spreading of these viruses occurred due to migratory birds. Avian influenza was confirmed in Serbia in 2007. The goal of this study was to examine whether the avian influenza viruses type A circulate in the region of the Obedska bara marsh, which is a famous resort for many birds in Serbia, as well as many birds migrating from Europe to Africa and vice versa. The samples of blood sera of many animal species (123 samples from fowl, 64 samples from donkeys, 40 samples from horses) were tested by serologic reaction of inhibition of haemmaglutination (IHA) for the presence of antibodies to influenza A subtypes H5N1, H5N2, H5N3, H7N1 and H7N2. Also, the samples of blood sera of experimental chicken exposed to wild life in Obedska bara (sentinel species) were tested. Antibodies to subtypes H5N1, H5N2, H5N3, H7N1 and H7N2 were found in chicken from Dec, Boljevci, Petrovcic and Kupinovo villages but no antibodies were found in blood sera from hams from Dobanovci, Jakovo, Becmen and Surcin villages. From 23 samples from ducks antibodies were detected in 3 samples, and from 22 geese blood sera antibodies were found in 4 samples. From a total of 40 horse blood sera tested one was tested positive, and from 64 donkey sera 17 were positive for the presence of antibodies for avian influenza type A. In blood sera of experimental chicken antibodies were found by subtype H5N1 with corrections with H5N2 and H7N1.

The disease caused by Influenza viruses has been well known for a very long time. In the recent period there has been noted an occurrence of pandemics caused by Influenza viruses type A with a high rate of mortality. The ongoing pandemic caused by avian influenza virus serotype H9N9 began in Hong Kong in 1992, and another pandemic caused by serotype H5N1 began in China (Hong Kong) in 1999. The world wide spreading of these viruses occurred due to migratory birds. Avian influenza was confirmed in Serbia in 2007. The goal of this study was to examine whether the avian influenza viruses type A circulate in the region of the Obedska bara marsh, which is a famous resort for many birds in Serbia, as well as many birds migrating from Europe to Africa and vice versa. The samples of blood sera of many animal species (123 samples from fowl, 64 samples from donkeys, 40 samples from horses) were tested by serologic reaction of inhibition of haemmaglutination (IHA) for the presence of antibodies to influenza A subtypes H5N1, H5N2, H5N3, H7N1 and H7N2. Also, the samples of blood sera of experimental chicken exposed to wild life in Obedska bara (sentinel species) were tested. Antibodies to subtypes H5N1, H5N2, H5N3, H7N1 and H7N2 were found in chicken from Dec, Boljevci, Petrovcic and Kupinovo villages but no antibodies were found in blood sera from hams from Dobanovci, Jakovo, Becmen and Surcin villages. From 23 samples from ducks antibodies were detected in 3 samples, and from 22 geese blood sera antibodies were found in 4 samples. From a total of 40 horse blood sera tested one was tested positive, and from 64 donkey sera 17 were positive for the presence of antibodies for avian influenza type A. In blood sera of experimental chicken antibodies were found by subtype H5N1 with corrections with H5N2 and H7N1., Bolest izazvana influenca virusima poznata je od davnina. U novije vreme, javljale su se pandemije izazvane influenca A-virusima sa visokom stopom smrtnosti. Sadašnja pandemija avijarne influence pojavila se u Hongkongu 1992. godine sa serotipom H9N9, a sa H5N1 počela je 1997. godine u Kini (Hongkong). Globalizaciju ove pandemije učinile su migracione ptice. Pojava bolesti registrovana je i u našoj zemlji 2007. godine. Cilj rada je bio da se ispita prisustvo virusa influence ptica tipa A kod životinja na lokalitetu Obedska bara, poznatom rezervatu brojnih ptica u Srbiji, kao i odmorištu ptica koje migriraju iz Evrope u Afriku i obrnuto. Reakcijom inhibicije hemaglutinacije (HI test) ispitivani su uzorci krvnih seruma raznih životinja (123 uzorka pernate živine, 64 seruma magaraca i 40 seruma konja) na prisustvo antitela za influencu A - podtipovi H5N1, H5N2, H5N3, H7N1 i H7N2. Takođe su ispitivani i uzorci seruma eksperimentalnih pilića izloženih kontaktu sa divljom prirodom (sentinel jedinke) na području Obedske bare. Specifična antitela za podtipove H5N1, H5N2, H5N3, H7N1 i H7N2 utvrđena su kod pilića u selima Deč, Boljevci, Petrovčić i Kupinovo, dok u serumima kokošaka poreklom iz Dobanovaca, Jakova, Bečmena i Surčina antitela nisu nađena. Od 23 uzorka krvnog seruma pataka, specifična antitela su utvrđena kod 3 uzorka i u 4 od 22 uzorka seruma gusaka. Od 40 ispitivanih uzoraka krvnih seruma konja antitela su ustanovljena u jednom uzorku, dok je u uzorcima seruma magaraca prisustvo specifičnih antitela utvrđeno u 17 od 64 ispitivana uzorka. U serumima eksperimentalnih pilića antitela su nađena za podtip virusa influence H5N1 sa koreakcijama sa antigenima podtipova H5N2 i H7N1. PR Projekat Ministarstva nauke Republike Srbije, br. TP 21047.

Life-Cycle Assessment (LCA) covers a set of tools and techniques that aim to estimate the environmental impacts generated by a product or service all along its life-cycle including: rawmaterial extraction, production steps, transportation, use phase and end-of-life scenarios.The Life-Cycle Inventory (LCI) is a key step in LCA. It focuses on quantifying all physicaland/or monetary flows involved in the life-cycle of the product/service considered. Theseflows are named as ‘elementary flows’ in ISO terms. After having dealt with the main issuesof the ‘Goal and Scope definition’ step, that is giving a clear definition of the ‘functional unit’to consider, setting clear boundaries between elements to count in and those to disregard,practitioners need a coherent framework to quantify elementary flows and estimate missingelements. Several methodologies have been developed, each of them with both clearadvantages but also distinct disadvantages, depending on the purpose of the study: processbasedmethods, Input-Output based methods (IO-based methods), and also hybrid methods.In 2004, Suh suggested a method known as IHA (Integrated Hybrid Analysis) that appears towipe out the strict boundary between process-based and IO-based methods, taking advantagesof both methods as complementarities. Previous hybrid models were found incompleteregarding end-of-life scenario, especially with open-loop recycling.However, Suh admits that there remain several drawbacks in the IHA model, such as thetreatment of international trade and flows of products and services. They are usuallyconsidered as a single, homogeneous commodity despite their huge variety. This is apersistent limitation, already known by process-based and IO-based LCA practitioners. In aglobalized economy, where most products are manufactured in one place and consumed onthe other side of the world, this serious limitation cannot hold any longer.In this thesis, a review of both process-based, IO-based and hybrid methods for LCI is

Life-Cycle Assessment (LCA) covers a set of tools and techniques that aim to estimate the environmental impacts generated by a product or service all along its life-cycle including: rawmaterial extraction, production steps, transportation, use phase and end-of-life scenarios.The Life-Cycle Inventory (LCI) is a key step in LCA. It focuses on quantifying all physicaland/or monetary flows involved in the life-cycle of the product/service considered. Theseflows are named as ‘elementary flows’ in ISO terms. After having dealt with the main issuesof the ‘Goal and Scope definition’ step, that is giving a clear definition of the ‘functional unit’to consider, setting clear boundaries between elements to count in and those to disregard,practitioners need a coherent framework to quantify elementary flows and estimate missingelements. Several methodologies have been developed, each of them with both clearadvantages but also distinct disadvantages, depending on the purpose of the study: processbasedmethods, Input-Output based methods (IO-based methods), and also hybrid methods.In 2004, Suh suggested a method known as IHA (Integrated Hybrid Analysis) that appears towipe out the strict boundary between process-based and IO-based methods, taking advantagesof both methods as complementarities. Previous hybrid models were found incompleteregarding end-of-life scenario, especially with open-loop recycling.However, Suh admits that there remain several drawbacks in the IHA model, such as thetreatment of international trade and flows of products and services. They are usuallyconsidered as a single, homogeneous commodity despite their huge variety. This is apersistent limitation, already known by process-based and IO-based LCA practitioners. In aglobalized economy, where most products are manufactured in one place and consumed onthe other side of the world, this serious limitation cannot hold any longer.In this thesis, a review of both process-based, IO-based and hybrid methods for LCI is