Yenidoğan ölüm hızı, anne ve bebek sağlığının yanı sıra genel olarak küresel sağlık durumunun önemli bir göstergesidir. Küresel bazda yayımlanan birçok raporda yenidoğan ölüm oranı (ingilizce çeviri, Infant Mortality Rate), sağlık alanında gerçekleşen teknolojik ve yöntemsel gelişmelerin takibi için kullanılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü'ne ait rapora göre, 2020'de yaşamlarının ilk yılında 2.4 milyon yenidoğan çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetmiştir. Bu sayı, günde yaklaşık 6.700 yenidoğan ölümüne işaret etmektedir. Her yıl tahminen 15 milyon yenidoğan, prematüre (37. gebelik haftasından önce) olarak doğmaktadır ve bu rakam gün geçtikçe artmaktadır. Yenidoğan ölümü, erken doğum ve hastalıklı yenidoğan doğumu oranlarının azaltılması ve bu konular hakkında geniş, detaylı, empirik bilgiler edinilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle yenidoğanlar üzerinde gerçekleşen klinik araştırmaların genişletilmesi, tedavi yöntemleri ve bakım prosedürlerinin iyileştirilmesi gerekmektedir. Yenidoğan mortalitesi, morbiditesi ve nedenleri ile alakalı gerçekleştirilen literatür taramasında, görülen komplikasyonların birbirini tetikler nitelikte olduğu görülmüştür. Olgunlaşmamış, diğer bir tabirle fonksiyonelliğini tam olarak kazanmamış, birçok fizyolojik sisteme sahip yenidoğan, yaşamının ilk yıllarında birden fazla stres kaynağına maruz kalmaktadır. Bu stres kaynaklarından en yüksek insidans oranına sahip kaynak, termal stres olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna ek olarak ani yenidoğan ölüm sendromunun en büyük kaynağı ısıl stres olarak gösterilmektedir. Bu çalışmada yenidoğan termoregülasyon sistemi, yenidoğan üzerinde gerçekleşen ısı transferleri ve mekanizmaları, karşılaşılan termal stres kaynaklı vakalar, yenidoğan yoğun bakım ya da bakım odalarında kullanılan ısıl destek üniteleri, yenidoğanın ısı kaybetmemesi için alınması gereken önlemler, yöntemler incelenmiştir. Gerçekleştirilen çalışmada yenidoğan termoregülasyon sistemi için biyolojik bir sistem modeli oluşturulm, The infant (or neonatal) mortality rate is an important indicator of maternal and infant health, as well as global health in general. In many reports published on the global basis, the infant mortality rate is used to monitor technological and methodological developments in the field of health. According to a report by the World Health Organization, 2.4 million newborns died in their first year of life in 2020. This number represents approximately 6,700 neonatal deaths per day. An estimated 15 million newborns are born prematurely (before 37 weeks of gestation) each year, and this number is increasing day by day. It is of great importance to reduce the rates of neonatal death, preterm birth, and birth with disease(s) and to obtain extensive, detailed, and empirical information on these issues. Therefore, it is necessary to expand clinical studies on newborns, improve treatment methods and care procedures. In the literature review on neonatal mortality, morbidity, and their causes, it was seen that the complications observed were triggering each other. Immature, or in other words, not fully functioning, physiological systems of infants are exposed to more than one stress source in the first years of their lives. The source with the highest incidence rate among these stress sources is thermal stress. In addition, thermal stress is considered as the biggest source of sudden infant death syndrome by the official sources. In this study, newborn thermoregulation system, heat transfers and mechanisms on the newborn, cases caused by thermal stress, thermal support units used in neonatal intensive care or care rooms, precautions and methods to be taken to prevent the newborn from losing heat were examined. In this study, before creating a biological system model for the neonatal thermoregulation system, neonatal and adult human thermoregulation system models in the literature were reviewed. In the developed biological model, many of the assumptions or generalizations used in