Search

This article is primarily concerned with investigating whether and to what extent legal doctrine actually influences judicial decision-making process in Ukraine and others countries. It is concluded that legal doctrine not only assists judges, but somehow restricts their exercise of discretionary power.

В статье анализируются особенности использования правовой доктрины судебными органами Украины. Охарактеризованы основные причины отсутствия устоявшейся практики цитирования в судебных решениях научных работ.

Bu çalışma, II. Meşrutiyetten Cumhuriyete geçiş sürecinde yaşanan yoğun tartışma ortamında din-hukuk ilişkisi ve İslam hukuku olanında ileri sürülen bazı düşüncelere dikkat çekmeyi, yaklaşımları orijinal bulunan iki hukukçunun görüşlerini tanıtmayı amaçlayan didaktik nitelikli bir yazıdır. Gerek Mansurizade gerekse Seyyid Beyin kendi eserlerinden hareketle özellikle İslam hukuk zihniyetinde değişme ve yenilenme konusundaki kanaatleri ön plana çıkarılmaya çalışılmıştır. Giriş kısmında II. Meşrutiyet dönemindeki din anlayışlarına, İslam hukuku ve ictihad müessesesi hakkındaki yaklaşımlara temas edilmiştir.

Hicri ikinci asırda fıkıh mezheplerinin ortaya çıkması ve dördüncü asırdan sonra günümüzdekine yakın bir şekilde 4 mezhep olarak teşekkül etmesinden sonra, mezhepler ve taklit konuları tartışılmaya başlanmış ve bu konuda değişik görüşler ortaya çıkmıştır. Bir kısmı taklidin caiz olmadığını savunurken diğer bir kısmı taklit yapılabileceğini iddia etmiştir. Bu makalede mezhep ve müctehidlerin görüşlerinin taklid edilmesinin hükmü üzerinde durulmaktadır. Öncellikle ictihad farklılıklarının ve mezheplerin ortaya çıkış nedenleri üzerinde durulmuş, daha sonra taklidin caiz olup olmadığı, caiz olduğu takdirde kimlerin hangi şartlarda taklid yapabileceği ve taklidin sınırları incelenmiştir.

While defeasibility in legal reasoning has been the subject of recent scholarship, it has yet to be studied in the context of judicial opinion. Yet, being subject to appeal, judicial decisions can default for a variety of reasons. Prakken (2001) argued that the defeasibility affecting reasoning involved in adversarial legal argumentation is best analysed as procedural rather than logical. In this paper we argue that the defeasibility of ratio decendi is similarly best explained and modeled in a procedural and dialectical framework. We propose that appeals are best understood as meta-dialogues about the reasoned dialogue occurring in the initial trial.