Search

This study aims to investigate the effects of whey proteins on SARS CoV‐2 in methotrexate‐induced lung tissue damage in rats. To determine the possible effects, rats were divided into four groups as control, control + whey, methotrexate (20 mg/kg, i.p.) and methotrexate + whey. Whey protein concentrate (2 g/kg, oral gavage) was administered for 10 days. Cytokine levels were measured and protein electrophoresis was carried out in serum samples. Lipid peroxidation, nitric oxide and glutathione level, and superoxide dismutase and glutathione S transferase activities were determined in lung samples. Inhibition of SARS CoV‐2‐targeted lung furin activity and SARS CoV‐2 spike protein‐angiotensin converting enzyme binding with whey protein concentrate were also measured in each group. In conclusion, whey protein concentrate improved methotrexate‐induced lung damage and inhibited lung furin activity targeting SARS‐CoV‐2 S1/S2 site cleavage and SARS CoV‐2 spike protein‐angiotensin converting enzyme binding. Whey proteins are potential protective candidates that inhibit SARS CoV‐2‐related interactions, even in methotrexate‐induced lung injury. Practical applications: Whey proteins have anticarcinogenic, antihypertensive, antioxidant, antibacterial, antiviral, and immunomodulating properties due to the protein, bioactive peptide, and essential amino acid content. Methotrexate is a folate antagonist and inhibits cell proliferation and purine synthesis. The combined use of whey protein concentrate and methotrexate may be an alternative in the development of new strategies to the treatment approaches against COVID‐19. In addition, according to the results of this study, it is thought that the protective effect of whey proteins in healthy conditions before encountering the SARS CoV‐2 may be higher than those who have never used it. [ABSTRACT FROM AUTHOR]

Amaç: Behçet hastalığı (BH) mukokütan, oküler, kas-iskelet sistemi, vasküler ve nörolojik tutulumlarla karakterize kronik, sistemik enflamatuvar bir hastalıktır. Kronik enflamatuvar hastalıklar nörolojik, vasküler, endokrinolojik ve sosyal sebeplerden seksüel disfonksiyon (SD) sebebi olabilir. Literatürde bu konuda kısıtlı veri bulunduğundan, bu çalışmada, BH'de SD sıklığının sağlıklı kontrollerle (SK) kıyaslanarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya yaş ve cinsiyet uyumlu, cinsel açıdan aktif 59 BH ve 36 SK dahil edildi. BH'nin 41'inde (%69,5) majör organ tutulumu (MOT) mevcuttu [5 (%12,2) göz, 15 (%36,6) damar, 18 (%43,9) nörolojik, 2 (%4,9) göz ve damar, 1 (%2,4) hasta gastrointestinal]. Tüm katılımcılara SF-36 yaşam kalitesi ölçeği, Beck depresyon envanteri (BDI), Golombok-Rust cinsel doyum ölçeği (GRISS), kadın cinsel fonksiyon indeksi (FSFI), Uluslararası Erektil Fonksiyon İndeksi (IIEF-5) anketleri dolduruldu ve BH, aktivite açısından Behçet hastalığı güncel aktivite formu (BDCAF) ile değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya katılan BH ve SK'ların yaş ortalaması (BH: 36,8±8,6, SK: 34±11,1) ve cinsiyet dağılımları (Şekil 1) benzerdi. BH'de SD oranı (%44,2) SK'ya (%14,2) göre daha yüksekti (p=0,003). Erkek BH, erkek SK'ya kıyasla daha düşük cinsel işlev skorlarına sahipti. Üç GRISS parametre skoru (erken boşalma, iletişimsizlik, sıklık) erkek BH'de, erkek SK'ya kıyasla daha yüksek gözlendi (tümü için p<0,05) (Tablo 1, 2). Kadın BH ve SK'ların SD oranları benzerdi. MOT olan ve olmayan BH arasında, SD sıklığı açısından fark saptanmadı (%40 vs. %52,9, p=0,37). Nörolojik tutulumu olan ve olmayan BH'de SD oranları benzerdi (%42,8 vs. %44,2, p>0,05). BDCAF, erkek BH'nin IIEF-5 skorlarıyla negatif, (r=-0,43) kadın BH'nin GRISS skorlarıyla pozitif korelasyon (r=0,74) gösterdi (p<0,05). BH'de SD ile depresyon arasında ilişki saptanmadı (p=0,28). Sonuç: BH'de SK'ya göre SD sıklığı artmıştır ve erkekleri daha sık etkiler. Erken boşalma, seyreklik ve iletişimsizlik erkek BH'de sık görülen sorunlardır. BH'nin cinsellik üzerine olumsuz etkisi gözardı edilmemeli, hastalar izlem sırasında SD açısından değerlendirilmelidir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]